Haber Merkezi
5 Mart 1871 yılında doğan Rosa’nın bu yıl 150. doğum günü kutluyoruz. O iyi bir devrimci, nadir bulunan bir kuramcı, iyi bir eğitmen ve gazeteciydi. Yaşamı mücadele ile geçti ve mücadele ederken öldürüldü.
Rosa Lüksemburg (Rozali Luxenburg ) 5 Mart 1871 tarihinde Polonya’nın o zamanki Rus bölgesinde kalan Zamosc’da beş çocuklu bir Yahudi ailesinde dünyaya geldi. Babası kereste tüccarı Eliasz Luxenburg annesi de Line Luksenburg’du. O dokuz yaşındayken ailesi Varşova’ya taşındı. 1887’de Rosa bu kentte liseyi birincilikle bitirdi. Okul yönetimi devlete muhalif olduğu gerekçesiyle kazandığı altın madalyayı ona vermedi.
Proletarya 2 Grubuna girerek, Polonya halkının baskıcı Rus rejimine karşı bağımsızlık savaşını destekledi. Ailenin amacı onun iyi bir evlilik yapmasını sağlamaktı ama bunun için yeterli drahoma verecek güçleri yoktu.
Bu arada çarlık polisi tarafından takip ediliyordu bugün feminist bir tutum diye yorumlanabilecek bir adım atarak 1889 yılında o sıralarda kadınların üniversitede eğitim almalarına izin veren İsviçre’ye Zürih Üniversitesi’ne okumak üzere gitti. 19. Yüzyılın üçüncü çeyreğinde Zürih siyasi düşünceleri nedeniyle yurtlarından uzaklaşmak zorunda kalan pek çok göçmene ve öğrenciye kapılarını açmıştı. Zürih’in iyi ısıtılmamış çatı katlarında, sosyalizm, özgürlük, eşitlik üzerine ciddi tartışmalar yapılıyordu. Ama Rosa Rus ve Polonyalı pek çok göçmen öğrencinin aksine sürgün değildi, buraya okumak için kendi isteğiyle gelmişti. Üç yıl zooloji okuduktan sonra, siyaset bilimi ve iktisat eğitimi almaya başladı. 1897’de Polonya’da Endüstriyel Kalkınma adlı tezi ile doktorasını verdi.
1890’da Zürih’te yaşamı boyunca ona mutluluk, umut, korku, hayal kırıklıkları yaşatacak olan erkekle; Polonyalı devrimci Leo Jogiches’le tanıştı. “Dünyada hiç bir çift mutlu olmak için bizim sahip olduğumuz şartlara sahip değil,” diye yazdığı Leo onun büyük aşkı ve hayal kırıklığı oldu.
Karizmatik bir kadındı
1898 tarihinde Berlin’e taşındı, Leo’a yazdığı mektuplarda ev arama serüvenini uzun uzun anlatıyordu. Epey uğraştıktan sonra buldu bir ev, amacı Leo ile birlikte mutlu aile atmosferinde çalışmalarını yürütmekti. Bu olmadı ama Polonya’nın Prusya ve bölgelerinde çalışmalar yapmak üzere Alman Sosyal Demokrat Partisine (SPD) katıldı.
Çocukluğunda geçirdiği hastalıktan sonra bir bacağı aksayan, bu çok güzel konuşan, çok iyi yazan, karizmatik, ufacık tefecik zeki ve tutkulu kadın, kısa zamanda SPD içinde sivrilerek, partinin sol kanadının beyni oldu.
Ilımlı kanat ekibinden Karl Kautsky’nin her şeyi darmaduman etti, diye yakındığı Rosa’nın partiye girmesiyle birlikte, Eduard Bernstein’in reformlarla işçi sınıfının durumunun iyileştirilebilir devrime gerek yoktur, fikirleri çerçevesinde toplanan ılımlı-reformist kanat ile devrimci kanat arasındaki ateşkes sona erdi. Bernstein’in 1899’da yayımlanan Toplumsal Devrim mi Reform mu? adlı kitabını yerden yere vurarak onu Marksizmi tahrif etmekle suçladı.
1899’da Leipzig Halk gazetesinin editörlüğüne getirildi. Onun editörlüğü döneminde gazetelerin içeriğinin yanı sıra okurlara sesleniş biçimi de hızla değişti. “Tüm yazılar çok geleneksel, katı, basmakalıp ve renksiz, bir vızıltı gibi adeta… Yazarken severek, istekle yazmanın konunun içine girerek, hissederek yazmanın önemini kendi kendime sürekli tekrar ediyorum.” diye anlatıyordu, gazetecilik serüvenini.
Leo da 1900’den itibaren Berlin’de yaşamaya başladı. İkisi de Polonya’daki sosyalist hareketin şekillenmesini sağladılar. Franz Mehring, Karl Liebknecht, Klara Zetkin’le birlikte SDP’nin savaş vergileri politikasını ciddi bir biçimde eleştirdiler.
Parti içinde kadın meselesiyle uğraşan ve Eşitlik gazetesinin editörlüğünü yapan Klara Zetkin’le sıkı dostluğu vardı. O, kadın sorunu ile pek ilgilenmemişti fakat Zetkin gibi bağımsız bir kadın hareketinin sınıfı bölebileceğini düşünüyordu. Kadın erkek eşitliğini pratikte uygulamaya çalışıyor ve çevresindeki kadınları meslek öğrenmeleri konusunda teşvik ediyordu.
Sermaye Birikimi kitabını yazdı
Bu arada Rusya’da 1905-1906 Şubat devriminden önce Leo ile ilişkisi sona ermişti. Hapishaneden çıktıktan sonra Rosa kendisi için bir işkence halini almış olan bu ilişkiyi sonlandırmıştı. Leo ayrılık sonrasında Klara Zetkin’in oğlu Kostja ile bir ilişki yaşamaya başlayan Rosa’yı tehdit ederek kendisini ve Kostja’yı vuracağını söylüyordu. Anlatılanlara göre Kostja’da korunma maksatlı silah taşıyordu yanında. Ama ne olursa olsun Lüksemburg için yeni bir sayfa açılmıştı. Sevdiği ve sevdikleri ile birlikte bir zamanlar sevmediği Berlin’e yerleşerek kendine yeni bir hayat kurdu. Rosa için ciddi bir çalışma dönemi başlamıştı, çeşitli dillerde makaleler yazıyor, çeşitli yerlerdeki parti kongre ve konferanslarına katılıyor, yine pek çok yerde konferanslar veriyordu.
Rosa’ya göre siyasi eğitim olmadan siyasi eylem olmazdı 1907’den başlayarak parti içinde ekonomi eğitimi vermeye başladı. Eğitimler ona ilham verdi ve Politik Ekonomiye Giriş ve Sermaye Birikimi adlı iki önemli ekonomi kitabını bu dönemde yazdı. Sermaye Birikimi kitabının yazım sürecini daha sonraları şöyle anlatıyordu: “Hayatımın en mutlu dönemiydi. Bu dönemi gerçekten çılgınca yaşadım, gece gündüz, düşünüyor, hissediyor, görüyordum, önümde çok iyi bir biçimde genişleyen bir problem vardı, bunu nasıl çözeceğimi bilmiyordum ve bu bana büyük bir zevk veriyordu. Odada volta atıp karmaşık sorulara elimdeki kurşun kalemle edebi biçimler yaratıyordum….”
1914 yılında yaptığı bir konuşmada genç erkekleri savaşa gitmemeye çağırdığı için, hakkında kovuşturma açıldı. Bu sırada savunma avukatlığını yapan Paul Levi ile aralarında bir aşk doğar ama çok kısa sürer bu ilişki parti yoldaşlığına devam eder. Esasında 1907 yılında da Klara Zetkin’in oğlu Kostja ile birlikte olmuştu ama bu ilişki de uzun sürmemişti.
1917 yılında Rusya’da devrim olduğunda o Poznan’da Wronka hapisanesinde yatıyordu. Marta Rosenbaum’a daha önceleri yazdığı mektuplarda burada ölüp gideceğim diye yakınan Rosa, devrim haberini aldıktan sonra arkadaşına “Rusya’da yaşanan harika olaylar bana hayat iksiri gibi” geldi diye yazıyordu.
Spartaküs hareketi
Rus Devrimi, 1918 sonbaharında Almanya’yı da etkileyerek proletarya ayaklanmalarına yol açtı. Bu sırada Rosa dışarıdaydı ve Berlin’de “Rote Fahne” gazetesinin editörlüğünü yürütüyordu. Savaş politikaları nedeniyle SPD liderliğine karşı çıktığından eski partisi onu bertaraf etmek istiyordu. Liebknecht’le birlikte Partiden ayrılıp, önce Spartaküs Birliğini 1918/19 yılının başında da Komünist Partiyi kurdular. Rosa Luxemburg’un Spartaküs Birliği için yazdığı program partinin programı olarak benimsendi. Lüksemburg’un hedefi, Almanya’daki Kasım Devrimi’ni siyasi olarak geri döndürülemez hale getirmek ve uzun vadede toplumsal devrimin olmasını sağlamaktı.
İnanılmaz bir dil ve edebiyat yeteneğine sahip olan Rosa Lüksemburg aynı zamanda ciddi bir doğa aşığıydı arkadaşlarına yazdığı bir mektupta “bazen insan olmadığımı insan kılığında bir kuş veya bir hayvan olduğumu hissediyorum derken, 2 mayıs 1917’de Sonja Liebknechte yazdığı bir mektupta, ise ya sokak eyleminde ya da hapishanede öleceğini yazıyordu.
Öyle de oldu. Burjuvazi Spartaküslerin gelişimini durdurmak için saldırılara girişti. 15 Ocak 1919’da Rosa Lüksemburg, Karl Liebknecht, Wilhelm Pieck tutuklandılar, Pieck kaçmayı başarırken Luxemburg ile Liebknecht yedikleri darbelerle bilinçlerini kaybettiler. Liebknecht başına yediği kurşunlarla hayatını kaybederken, Rosa Lüksemburg’da ölesiyle dövülerek nehre atıldı. 31 Mayıs’ta bedenini bulabildiler.
https://www.fembio.org/biographie.php/frau/biographie/rosa-luxemburg/