2022, Avusturalyalı kadın işçiler için “büyüleyici” bir yıldı

Son günlerini yaşadığımız 2022, Avusturalyalı kadın işçiler için zaferler yılı oldu. Avusturalya sendikalarından kadınlar, yıllardır verdikleri mücadelenin sonucunda bu yıl birçok kazanım elde etti. Yazar ve editör Mia McAuslan, bu kazanımları anlatıyor ve 2023’ün de “büyüleyici” bir yıl olması için kadınları sendikalı olmaya davet ediyor.
Paylaş:

Bu yıl ülkenin dört bir yanından işçiler, işyerinde ve evde kadınlar için daha güvenli ve daha adil bir dünya hedefine doğru benzeri görülmemiş adımlar atmak için kolektif güçlerini kullandı.

2022 yılına, CEO ödeme paketlerine kadınların yaşamından daha fazla değer veren, LGBTİ+’ların hayatını ayrımcı yasa teklifleriyle riske atan ve harekete geçmesine en çok gereksinim duyduğumuz kritik anlarda hiçbir şey yapmayan Morrison hükümetinin liderliğinde girdik.

Bu nedenle sendika üyeleri, 2022’de kadın haklarını ön plana ve merkeze koyarak herkese güvenli ve emniyetli bir çalışma yaşamı hakkı tanıyan sistemik bir değişim için bastırdı. Bu kapsamda emekçileri ve toplumsal cinsiyet eşitliğini önemseyen bir hükümetin seçilmesi için kampanya yürüttü. Bu yıl tam da bunu görebildiğimiz için mutluyuz.

Toplumsal cinsiyet eşitliğinden yararlananlar yalnızca kadınlar değildir, bir toplumda herkes önemsenirse toplumun tamamı daha iyi olur. Haftada 1 milyar dolara yaklaşan ulusal cinsiyete dayalı ücret farkı, ülkedeki eşitsizlikte en çok rol oynayan etkenlerden biri olmaya devam ediyor.

Veriler gösteriyor ki cinsiyete dayalı ücret farkının kapatılması, -aile bütçelerinde daha fazla para, kadınlar ve baktıkları kişiler için refahın artması gibi- hem ekonomik hem de sosyal avantajlar sağlıyor.

Bu yıl sendika destekli kampanyaların başarısına bakıldığında, kadınların şu anda hareketimizin yüzde 54’ünü oluşturması şaşırtıcı değil.

Peki, 2022’de çalışan bir kadın olmak nasıl bir şey?

Kadınların güvenliği

Yeni yıla girerken, şiddet ve taciz korkusuyla yaşayan kadınlar yakında 10 günlük ücretli aile ve ev içi şiddet iznine erişebilecek. Bu, kadınların -destekten yoksun kalmaları nedeniyle geri dönmek zorunda kalmadan- şiddet ortamını terk edebilmek için gereksinim durdukları zamanı bulabilecekleri anlamına geliyor.

10 günlük ücretli izin; çocuklar için barınma, danışmanlık ve okul organizasyonu için olanak sağlar. Bu da bir partneri tarafından fiziksel ve/veya cinsel şiddete maruz bırakılan 2,2 milyon Avusturalyalı ve duygusal tacize maruz bırakılan 3,6 milyon Avusturalyalı için oldukça anlamlıdır.

Yakın zamanda kabul edilen Respect@Work (İşte Saygı) Yasa Tasarısı, işyerinde çalışanların cinsel saldırı ve tacizden korunması için patronlara yükümlülükler getiriyor. Her iki kadından birinin işyerinde tacize maruz kaldıktan sonra işlerinden ayrıldığını bildirdiği düşünülürse, bu yeni korumalar kadınların güvenlik endişesi yaşamadan işte kalmalarına yardımcı olacak.

Hükümet, çok gecikmiş bu politika hamlesine paralel olarak, her işçi için her türlü şiddet ve tacizden arındırılmış bir iş yaşamı hakkını temel bir hak olarak tanıyan Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) 190 sayılı Şiddet ve Taciz Sözleşmesi’ni onaylamak için de hızlıca harekete geçti.

Ücret eşitliğinde önemli adım

Sendika üyeleri, hükümetlerin bu yıl ‘kadınlaşmış’ endüstrilerdeki ücret eşitsizliğini ele almalarını sağlamak için çok mücadele ettiler ve çocuk bakımı, sağlık ve eğitim alanlarında tarih yazan grevler yaptılar.

Bu mücadele büyük bir kazanım getirdi, geçen ay yaşlı bakımında çalışan işçilerin ücretlerine yüzde 15 zam yapılması kararı çıktı.

Bu ara zam, birçok açıdan önemli. Bakım işçilerinin yaşamlarını ve bununla bağlantılı olarak yaşlı Avusturalyalıların aldığı bakımın kalitesini iyileştirecek. Ama hepsinden önemlisi şu mesajı verecek: Kadınların işi önemlidir. Karar, tüm yaşlı bakımı işçileri için yüzde 20’lik temel bir ücret artışı sağlama yolunda önemli bir ilk adım.

Bu adım, tarihsel olarak değersiz görülen ve düşük ücretli endüstrilerde ücret eşitliğinin sağlanması, paranın işçilerin cebine geri konması ve sevdiklerimize bakan insanların işlerini sürdürebilecek kadar para kazanabilmeleri anlamına gelir.

Bu işçilerin tanınması, tüm dünyada gündemde. Haziran ayında, dünyanın dört bir yanındaki işçiler sağlıklı ve güvenli bir işyeri için yeni bir temel hak kazandılar. Bu yıl Cenevre’de düzenlenen Uluslararası Çalışma Konferansı’nda tanınan bu yeni hak, bakım endüstrisinde çalışanlar için özellikle önemli; çünkü bu işçiler hastalıklara ve tacizlere karşı daha savunmasız.

Daha yakın zamanda Güvenli İşler, Daha İyi Ücret Yasa Tasarısı’nda yer alan yeni iş yasaları, çok işverenli toplu pazarlığın önünü açıyor. Bu önemli; çünkü toplu sözleşmeli işçiler, toplu sözleşmesi olmayan işçilere göre haftada ortalama 312 dolar fazla kazanıyor ve toplu sözleşmeli işyerlerinde cinsiyete dayalı ücret farkı daha az oluyor.

Bu kazanımlar emekçilerin yaşamlarını doğrudan etkilerken, bu değişiklikler aynı zamanda kadınların karşılaştığı damgalanma sorunlarını da ortadan kaldırıyor. Aynı zamanda daha kapsayıcı, daha güvenli ve ilgili işyerlerinin yaratılmasına yardımcı oluyor ve patronları, işçilerin güvenliği ile ücret eşitliğinden sorumlu tutuyor.

Bizi bekleyen zorluklar

Yaptığımız olağanüstü sıçramaya rağmen, çalışan kadınlar hâlâ bir dizi zorlukla karşı karşıya. Beyaz olmayanlar, engelliler, farklı dil ve kültürlerden olanlar, göçmenler ve LGBTİ+’lar bu zorluklar karşısında daha da savunmasız durumda.

Kadınlar hâlâ erkeklerden az kazanıyor ve daha az hakla emekli oluyor.

Kadınlaşmış işler hâlâ değersiz görülüyor ve kadınlar hâlâ bakım işlerinin yükü ile yorgunluğa ve tükenmişliğe neden olan ‘zihinsel yükü’ sırtlarında taşıyor.

Yenidünyanın uzaktan ve çok platformlu çalışma biçimleri, işle bağlantıyı koparmanın giderek güçleşmesini; büyüyen esnek ekonomiden (gig ekonomisi) gelen güvencesizliği ve ‘işkoliklik kültürüne’ katılmaları yönündeki sosyal medya baskısıyla mücadele eden kadınları beraberinde getirdi.

Sendika üyeleri, emek piyasasında kalmalarına ve gelişmelerine yardımcı olacak doğum izinleri, daha iyi ebeveyn izni ve ücretsiz çocuk bakımı için kampanyalarını sürdürüyor.

Peki ya 2023?

2023, kendi zorluklarıyla geliyor. Avusturalyalı aileler, enflasyonun bir sonucu olarak yükselen faiz oranları, artan market masrafları ve fahiş elektrik faturalarının neden olduğu bir yaşam maliyeti kriziyle boğuşuyor. Sendikalar, bu zorluğun beraberinde getireceği güvencesizlikle mücadele edebilmek için reel ücretlerde artış yapılmasını istiyor.

2022 yılından çıkarabileceğimiz bir ders varsa, o da kolektif eylemin yaşamları değiştirebildiğidir. 2023 yılını en güçlü destek ve en yüksek sesle karşılayabilmenin yolu, sendikanıza katılmanızdan geçiyor. O sendikaların gelecek yılda ve sonrasında, her zaman yanınızda olacağından emin olabilirsiniz.

Yazının orijinali için: https://www.australianunions.org.au/2022/12/16/an-awe-inspiring-2022-for-working-women/

Fotoğraflar: Newsroom, ASU

Paylaş:

Benzer İçerikler

Fransa’da emeklilik yaşının 62’den 64’e çıkarılmak istenmesine karşı işçi sınıfı ayakta. Sendikalar 31 Ocak’ta ikinci büyük protestoya hazırlanırken, emeklilik reformuna en çok tepki gösteren kesimlerin başında kadınlar geliyor. Peki neden? Bloomberg muhabiri Ania Nussbaum’un haber analizini paylaşıyoruz.
Arjantin’de sendikalar, bakımla ilgili parlamentoya sunulan tasarının geliştirilerek yasalaşması için uğraşıyor. Güney Afrika’da ise işçi federasyonları, bakım işçisi kadınların hakları ve toplumsal cinsiyet eşitliği için birlikte mücadele ediyor. Ev işçilerini örgütlüyor, bakım ekonomisine daha fazla yatırım yapması için hükümete baskı uyguluyorlar.
Birleşik Krallık’ta geçen ay parlamentoya sunulan tasarı, sendikaları alarma geçirdi. Tasarı yasalaşırsa, muhafaza edilmesi için özel bir düzenleme yapılmadığı takdirde, 2023 yılı sonunda tüm AB yasaları otomatik olarak yürürlükten kalkacak. Sendikalar ücret eşitliği, gebelik koruması gibi temel hakların tehlikede olduğuna dikkat çekiyor.
Hindistan’da, Atchutapuram Serbest Ticaret Bölgesi’ndeki Brandix India Apparel tekstil fabrikasında, yaklaşık 100 kadın işçi gaz sızıntısı nedeniyle zehirlenerek hastaneye kaldırıldı. Aynı fabrikada iki ay önce de gaz sızıntısı yaşanmıştı. Güney Asya IndustriALL, patronları ve devleti gereken önlemleri almamakla suçladı.
İçeriklerimizi kaçırmamak için e-posta bültenimize ücretsiz abone olun!