70 yıl sendikacılık yaptı

Pauline Newman, sendikacılık yaptığı süre boyunca erkek sendikacılara kadınları anlatmaya çalıştı. Amerikan Kadın Sendikalar Birliği’nin, genel eğitim sekreterliğine kadar yükseldi. Triangle yangınını da gördü. İkinci feminist dalgayı da…
Paylaş:
Necla Akgökçe
Necla Akgökçe
nakgokce@gmail.com
Necla Akgökçe

Pauline Newman, sendikacılık yaptığı süre boyunca erkek sendikacılara kadınları anlatmaya çalıştı. Amerikan Kadın Sendikalar Birliği’nin, genel eğitim sekreterliğine kadar yükseldi. Triangle yangınını da gördü. İkinci feminist dalgayı da…

6 Nisan Amerikan Kadın Sendikalar Birliği başkanı Rose Schneiderman’ın doğum günü, Çatlak Zemin, Ekmek ve Gül onun biyografisini geçtiğimiz yıllarda yazdı.  O, 19. Yüzyıl sonları 20. Yüzyılın başlarında Amerika’yı sarsan göçmen kadın tekstil işçilerinin grevleri sırasında, kadınların ekmeğin yanı sıra güle de ihtiyacı olduğu, sözünü etmişti. Bazen bir laf bütün bir hayatın önüne geçebilir.

6 Nisan tarihi yine aynı hareketin örgütçülerinden Pauline Newman’ın da ölüm yıldönümü, biz aynı gelenekten gelen aynı mücadeleler içinde bulunan Pauline Newman’ın hayatına bir bakalım istedik.

Büyük olaylara tanıklık etmiş sendikacı bir kadın 1911 Triangle yangınını da görmüş, ikinci dalga feminizmin yükselişini de. Dolu dolu 96 yıl yaşamış Newman ve 70 yıl da sendikacılık yapmış. 70 yıl delirmeden Amerikan sendikacı maçolara dayanabildiği için ayrıca bir takdiri hak ediyor.

Eğitim almak için uğraştı

Erken yaşlarda çalışmak zorunda olduğu için yaşı büyültülen dönemin göçmen işçi kadınlarının büyük bir bölümü gibi onun da doğum tarihini tam olarak bilemiyoruz. Bazı kaynaklarda 1890 bazı kaynaklarda ise 1887 olarak geçiyor doğum tarihi. Litvanya’nın Kovna kentinde dindar Yahudi bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Üç kız, bir erkek çocuğun en küçüğüydü. Babası zengin ailelerin çocuklarına Talmud öğretirken, annesi de Kovno pazarında köylülerden topladığı meyveleri satıyordu.

Daha küçücük yaşlarda eğitim almak için mücadeleye başladı. Eyalet hükümeti Yahudi ve yoksul olduğu için onu devlet okuluna almazken, Yahudi okulları da kız çocuklarının eğitim almasına karşı olduklarından okullarına kabul etmediler. Erkek çocukların gittiği din okuluna gitmek istediğinde, bu kez de bölgenin hahamı tarafından engellendi. Ama yılmadı. Babasıyla pazarlık ederek onun derslerine katıldı, İbrani ve Yidiş dilinde okuma yazmayı öğrendi. Newman daha sonra cinsiyet ayrımcılığına karşı bir ömür verdiği mücadelede, fitili ateşleyenin Yahudi eğitim ve ibadetinde erkeklere tanınan ayrıcalıkların olduğu gerçeğini sık sık telaffuz edecektir.

New York’ta bir göçmen tekstil işçisi

Babası 1901 yılında aniden yaşamını kaybetti. Annesi üç kızını da alarak oğlunun oturduğu New York’a taşınmaya karar verdi.

New York’ta onları açlık ve yoksulluk bekliyordu. Dokuz yaşında bir saç fırçası fabrikasında çalışmaya başladı. İki yıl sonra 11 yaşına geldiğinde dönemin en kötü şartlarına sahip olan Triangle Giyim Fabrikası’nda çalışmaya başladı. Zor koşullardan rahatsız olduğu için sosyalist parti ile ilişkiye geçti.  Dönemin popüler Yidiş Gazetesi, Jewis Daily Forward’tan ilk eğitimlerini aldı. 15 yaşında Triangle de çalışan arkadaşlarını iş sonrası rahatlatıp geliştireceğini umduğu kadın işçilerden oluşan bir edebiyat grubu kurdu. Bu grup daha sonra Uluslararası Kadın Hazır Giyim İşçileri Sendikası’nın temelini oluşturdu. Edebiyata merakı vardı ve sosyalist gerçekçilikle ilgileniyordu en sevdiği yazar ise Charles Dickens’ti. Kısa zamanda İngilizce okuma, yazma konusunda yetkinleşti.

1907’de New York şehri ciddi bir ekonomik kriz ile boğuşuyordu. Hudson Nehri kenarında bulunan Palisades isimli tatil yerine “kendi kendine yeten kadınlar grubu” ismi altında bir grup işçi kadını yaz kampına götürdü. Pahalılığa karşı bir şeyler yapmak için konuştular. O kış Newman ve grubu aşağı Manhattan’da 10 bin aileyi kapsayan bir kira grevi örgütledi. Aileler kira ödemeyi reddettiler.

Bu New York’un gördüğü en büyük kira greviydi onlarca yıllık yüksek kiralara yönelik yürütülen aktivizim buraya kanalize edilmiş oldu. Grev sonucunda kiraların kontrol edilmesine dair eyalet hükümeti bir takım kararlar aldı. Newman grevin öncüsü olarak Sosyalist Parti’nin ilgisini çekti ve Partinin dışişleri sorumlusu oldu. New York’ta kadınların oy hakkı yoktu ama Newman 1908 kampanyasını kadınların oy hakkı mücadelesi için de fırsat olarak kullandı.

20 binler grevinin örgütleyicilerinden

Bir yandan da aşağı Manhattan’daki hazır giyim dükkân ve fabrikalarında kadın işçileri de örgütlüyordu. 1909 yılında 20 binden fazla tekstil ve hazır giyim işçisinin katıldığı büyük bir grev örgütlediler.  Bu, o zamana kadar Amerika’da yapılan en büyük grevdi. Bu grevler sırasında şehrin güçlü ve zengin kadınlarıyla da tanıştı, edebiyat bilgisi üzerinden bir araya gelerek, onların greve destek vermesini sağladı. Grev sırasında örgütleyici yeteneği görülen Newman ILGWU’nun ilk genel örgütlenme sekreterliğine getirildi. Bu göreve getirildikten sonra tüm Amerikayı gezerek Philadelphia, Michigan, Boston’a kadar her yeri karış karış dolaşarak hem kadınları sendikalarda örgütlemek için hem de oy hakkı mücadelesi için savaştı.

1911’de Triangle fabrikasında çoğu Yahudi ve İtalyan 146 kadın işçinin ölümünden çok etkilendiğini yazıyor kaynaklar. Yedi yıl bu fabrikada çalışmış olan Newman işçilerinin çoğunu tanıyordu, büyük bir bölümüyle arkadaştı. Bu trajedi 1913 yılında fabrikanın güvenlik standartlarını iyileştirmek için New York eyaleti tarafından kurulan Sıhhi Kontrol Kuruluna işçilerin temsilcisi olarak katılmasında etkili oldu.

Newman hazır giyim fabrikalarını, mağazalarını kontrol etti, kadın işçilere ücret, çalışma saatleri, güvenlik mevzuatı oluşturmak için eyalet meclisinde lobi faaliyeti yürüttü. Bu iş sayesinde Tüketiciler Birliği aktivisti ve daha sonra Franklin Roosevelt’in sekreteri olacak olan Frances Perkins’le tanıştı. Perkins ve Newman eyalet meclisindeki bazı üyeleri de yanlarına alarak eyaletteki en kötü koşullara sahip işyerlerini ziyaret etti. Böylece devlet katında da bazı şeylerin danışılabileceği, tavsiye alınabileceği bir insan olarak görülmeye başlandı.

İkinci dalga feminizme yetişti

1917 yılında sendikanın Kadın Sendikaları Birliğini örgütlemek için yolladığı Philadelphia’da Frieda S. Miller isimli genç bir ekonomi hocasıyla tanıştı. Birbirlerine aşık oldular. Frieda akademik hayatı bırakarak, Newman’a yardımcı olmaya başladı. Çok çalkantılı ama mutlu geçen bu ilişki, 1973 yılında Frieda’nın yaşamını yitirmesi ile son buldu. İkili bir kız çocuğunu evlat edinmişlerdi.

1923 yılında kızları ile birlikte New York Greenwich Village’a taşındılar. Aynı yıl Newman ILGWU’nun Sağlık Merkezi’nin eğitim müdürü oldu. İşçi sağlığı, işçi eğitimi çalışmalarını ve sendikalardaki kadın işçilerin görünürlüğünü arttırmak için yürüttüğü çalışmaları 70 yıl sürdürdü. Bu bugünün koşullarında, kadın çalışması yapan bir kadın için çok çok uzun bir süre…

Newman 1983 yılına kadar sendika içindeki çalışmalarını sürdürdü. Genç kadın örgütçülere ders verdi onları eğitti. Sendikalarda geçirdiği yıllar boyunca erkek liderleri kadın işçilerin ihtiyaçlarını, yeteneklerini kabul etmeleri için sürekli mücadele verdi.

1970’lerde yükselen feminist dalga ile birlikte, Newman feminist bir öncü gibi görülmeye başlandı. Bu hareket onu çok heyecanlandırmıştı.

Tarihçilerle, muhabirlerle, genç kadın işçi gruplarıyla buluşuyor sürekli mücadeleyi deneyimlerini anlatıyordu. Kadın akademisyenler ve sendikacılar için önemli bir kaynak haline gelmişti. Pek çok dergide gazetede yazılar yazdı geride bıraktığı hikayeler, köşe yazıları, söyleşiler onun tarihsel mirasının ancak bir bölümünü oluşturuyor.

1986 yılında Miller’le birlikte büyüttükleri kızı Elizabeth Burger’in evinde 96 yaşında hayata gözlerini yumdu.

Paylaş:

Benzer İçerikler

Amerikalı feminist gazeteci Louise Bryant, Lenin’in yakınındaki kadınlardan büyük güç aldığını sıklıkla ifade ediyor. Fakat tarih kitapları bizlere Lenin’in çevresindeki kadınlardan güç aldığını değil, onları Lenin’in gölgesindeki figürler olarak gösteriyor. Fakat gerçekler her zaman kitaplardaki gibi olmayabilir. Gelin, Lenin’in eşi ve iki kız kardeşinin politik çalışmalarına, çıkardıkları Kadın İşçi gazetesine ve devrim sürecindeki bugün için görülmek istenmeyen emeklerine yakından bakalım.
1983 Britanya’da büyük toplumsal çekişmelerin yaşandığı bir yıldı. Liverpool’da yüksek düzeyde sınıf mücadelesi yaşanıyordu ve kadın işçiler bu eylemlerde önemli rol oynuyorlardı.
1974’te kadınların sendika liderliğine yardımcı olmak ve TİS görüşmelerinde kadın sorunlarına daha fazla ağırlık vermek için kurulan ilk ulusal sendikal kadın örgütü İşçi Sendikası Kadın Koalisyonu’nun (CLUW) kurucularından olan Myra, bu konferansa başkanlık yaptı. CLUW’un ilk konferansına ülke çapında 82 işçi sendikası’ndan 3.000’den fazla kadın katıldı.
ABD işçi hareketinin en önde gelen kadın örgütçülerindendi. 1919 yılında 8 bin telefon operatörü genç kadının altı gün sürdürdüğü greve öncülük etti. Kadınların evlendikten sonra da ücretli işlerine devam edebilmesi, eşdeğerde işe eşit alması ve daha iyi koşullarda çalışması için yaşamı boyunca mücadele etti.
İçeriklerimizi kaçırmamak için e-posta bültenimize ücretsiz abone olun!