8 Mart için kısa tarihçe

Türkiye Sendikalarında ve kimi sosyalist gruplarda 1857 Miti hâlâ dolaşadursun. Feministler, 1857’de bir yangın olmadığını bunun Fransız Komünist Partisinin bir uydurmacası olduğunu ve daha sonra bir mit olarak yaygınlaştığını 1988 yılında Şirin Tekeli’den öğrendiler. 8 Martta Şirini sevgiyle anıyoruz.
Paylaş:
Haber Merkezi   

Türkiye Sendikalarında ve kimi sosyalist gruplarda 1857 Miti hâlâ dolaşadursun. Feministler, 1857’de bir yangın olmadığını bunun Fransız Komünist Partisinin bir uydurmacası olduğunu ve daha sonra bir mit olarak yaygınlaştığını 1988 yılında Şirin Tekeli’den öğrendiler. 8 Martta Şirini sevgiyle anıyoruz.

8 Mart pek çok ülkede Dünya Kadınlar Günü olarak kutlanıyor.  8 Mart’ın tarihi ve kökeni 19. yüzyılda kapitalizmin kitlesel üretime geçmesiyle, makine kullanımının büyük fabrikalarda üretime imkân vermesi, kadınların tekstil ve hazır giyim sanayine girerek erkeklerle aynı işleri yapmalarına rağmen çok kötü koşullarda ve düşük ücretlerle çalışması gerçeğine dayanıyor.

19.yüzyılın ikinci yarısında kadın işçiler sağlıksız koşullarda çok uzun mesailerle çalışıyor, erkeklere göre düşük ücret alıyorlardı. 1850’li yıllardan itibaren, İngiltere başta olmak üzere Batı Avrupa’da ve Amerika’da tekstil ve hazır giyim sanayinde büyüklü, küçüklü pek çok fiili grev ve direniş yaşandı. Bu direniş ve grevlerde göçmen tekstil, hazır giyim işçisi kadınlar ön saflarda mücadele ettiler. Amerika’da o sıralar büyüyüp, genişlemeye başlayan sendikalar, kadınların üye olmasını kabul etmediği için Amerikan Kadın Sendikaları Birliği (WTUL) kuruldu.

8 Mart’ın tarihi ile ilgili çeşitli görüşler var. Yeni bilgi ve belgelere ulaştığımızda eski görüşlerin, kimi hurafelerin hükmü kalmıyor.  Tarihi yazan erkekler olduğundan, 8 Mart’ın tarihi de komünist partiler ve onları yöneten erkekler tarafından üretilmiş çoğu zaman. Türkiye’de hâkim olan görüş, Uluslararası Kadınlar Günü’nün 8 Mart 1857’de Newyork’lu kadın işçilerinin direnişi ve bu direnişte kilitli kapılar arkasında yanarak yaşamını yitiren kadınlara ithafen,  bir anma günü olarak ilan edildiğidir.

1975’ten sonra sendikalarda yazılan tarihçeye ait ilk metinlerde, 1857’ye dair bir hatırlatmanın olmadığını belirtelim. Doğrudan Klara Zetkin’e ve 1910 konferansına gönderme var.  1980’li yılların ikinci yarısından itibaren 8 Mart sendika metinlerinde “1857 tarihinde New York’ta, bir tekstil fabrikasında çıkan yangında…”  diye başlayan tarihçeye rastlıyoruz.  Bunda ikinci dalga feminizmin Türkiye’de bağımsız bir hareket olarak ortaya çıkmasının rolü olduğunu söylemeden geçmemek lazım,

Alman ve Fransız sendikalarının bazılarının 8 Mart’ın tarihine ilişkin anlatılarında böyle bir grev olduğu ama yangının olmadığı iddia ediliyor. Hatta tekstil işçilerini takiben tütün işçisi kadınların da harekete geçtiği ve 1857 yılının direniş yılı olduğu da belirtiliyor.

Ama gerek Amerikan işçi sınıfı tarihi gerekse kadın tarihi ve feminist tarih kaynaklarında Pazar gününe rastlayan 8 Mart 1857 tarihinde, böyle bir grevin direnişin olmadığı yazılıyor.  Olay günlük gazetelere de yansımamış.

Gerçek hikâyenin önüne geçen mit

1982 yılında Fransız Feminist tarihçiler Liliane Kandel ve Françoise Picq yaptıkları araştırma ile bu anlatının bir mit olduğunu belgelere dayanarak yazdılar.

1857 Mitinin 1955 yılında Fransız komünistleri tarafından dolaşıma sokulduğunu vurgulayan Kandel ve Picq, bu hikayenin L’Humanite gazetesinde birkaç versiyonunun çıktığını ve her seferinde olaya yeni ayrıntılar eklenerek, mitin gerçek hikayenin önüne nasıl geçtiğini anlattılar.

Bu mit 1964 yılında Fransız Sendikalar Birliği’nin kadın temsilcisi tarafından iyice ayrıntılandırılarak sendikaların da gündemine taşınmış.

Türkiye’de bu iki Fransız feminist tarihçiden bahsedip, 8 Mart’ın doğru tarihçesini ilk anlatan yakın zamanda yitirdiğimiz feminist yol arkadaşımız Şirin Tekeli’dir.  Tarih yanılmıyorsak 1988’dir. Feminist harekete mensup kadınların büyük bir bölümü Şirin’in bu kısa yazısını okumuşlar, toplantılarda işin aslını ondan dinlemişlerdir.  Ama işin doğrusu Wikipedia’ya yansıdıktan sonra her zaman olduğu gibi doğru tarihçeyi feministler değil biz yazdık diye 30 sene sonra ortaya çıkan elbette başkalarıdır.

8 Martın tarihi hakkındaki çeşitli görüşlerin hepsi de genel olarak 19. yüzyılın ikinci yarısı ile 20. yüzyılın ilk yarısı arasında yükselen işçi kadın hareketinin deneyimlerine atıf yapıyor. Gerçekten de kadınlar yüz yıl boyunca “8 saatlik işgünü, eşit işe eşit ücret, annelik izinleri, sendikalaşma hakkı” talepleri çerçevesindeki mücadelelerini sürdürmeye devam ettiler.

27 Ağustos 1910 tarihinde Danimarka’da yapılan 2. Enternasyonal Sosyalist Kadınlar Kongresi’nde, sosyalist kadın hareketi öncülerinden Klara Zetkin kadın emeği sömürüsüne vurgu yapmak amacıyla, her yıl bir uluslararası kadınlar günü olsun, önerisi getirdi. Bu öneri kabul edildi.

Fransız feminist tarihçilere göre Zetkin’in önerisinin kabul edildiği bu tarih, tek doğru tarihtir ve Zetkin belirli bir günden bahsetmez. Uluslararası bir kadın günü gerekliliğine değinir. Önerisinin başında emekçi sıfatı da yoktur. Nitekim 8 Mart belirlenene kadar, dünya kadınlar günü çeşitli zamanlarda çeşitli günlerde kutlandı.

Konferanstan bir yıl sonra Alman Sosyal Demokrat kadınların öncülüğünde Almanya’da ilk uluslararası kadınlar günü etkinlikleri 19 Mart 1911 tarihinde çok geniş bir biçimde kutlandı. O gün Berlin’de aynı anda 42 yerde kadın toplantısı yapılıyordu.  Avusturya’da 30 binden fazla kadın Viyana sokaklarında yürüyüşe geçti. 19 Martın seçilmesinin ardında ise sosyalist harekete dair iki önemli deneyim vardı; 1848 Alman Devrimi ve Paris Komünü. Gün bu iki olaya ithaf edilmişti.  Aynı yıl Danimarka, İsviçre ve ABD’de de dünya kadınlar günü 19 Mart’ta kutlandı.

  • 1921 yılında Moskova’da yapılan Uluslararası Komünist Kadınlar Konferansı’nda 8 Mart tarihi Uluslararası Kadınlar Günü olarak ilan edildi. Bu tarih, New York’ta değil ama Petrograd’ta 1917’de devrimin fitilini ateşleyen tekstil işçilerinin grevini anmak için bu şekilde tespit edilmişti.
  • Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 16 Aralık 1977 tarihinde 8 Mart’ın “Dünya Kadınlar Günü” olarak anılmasını kabul etti. Böylece 8 Mart tüm ülkelerde kadınlar günü olarak kutlanmaya başlandı.

Türkiye’de 8 Mart

  • Türkiye’de 8 Mart ilk kez TKP üyesi kadınlar tarafından, 1921’de Ankara yakınlarındaki bir bağ evinde kutlandı. Burada Şerif Manatov’un kaleme aldığı, kadınlar gününün anlamını içeren bir bildiri okundu. Toplantıya Rahime Selimova ve Cemile Nuşirvanova katıldı. Kadınlar, Clara Zetkin’i anarak günün anlamına ilişkin konuşmalar yaptılar.
  • İlk açık kutlama 1975 yılında İKD tarafından İstanbul’da Dostlar Tiyatrosu’nda yapıldı.
  • 1980’lerin ikinci yarısından bu yana gelişen bağımsız kadın hareketi, 8 Martları kadınların kendi talepleri üzerinde sokak etkinlikleri, mitingler ve yürüyüşlerle kutlamaya başladı.
Paylaş:

Benzer İçerikler

Çalışma Bakanı’nın 1 Mayıs ve Taksim açıklamasındaki tek doğru “hatırlamak” üzerine. Ancak kimin hatırladığı, hatırlattığı ve kimin hafızasından doğru baktığımız önemli olan… Biz de feministlere sorduk, onlar da anlattı: “Devlet ‘buyurun’ demedi, biz açtık o yolları!”
Kadınİşçi 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde ücretli ve ücretsiz kadın emeğinin görünür olması, sorunlarının tartışılması için çalışmalarına devam ediyor. Bu amaçtan hareketle emeği ile geçinen tüm kadınları Feminist Gece Yürüyüşü’ne çağırıyoruz. Yaşasın 8 Mart, Yaşasın mücadelemiz…
8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde farklı sektörlerden kadın işçilerin talepleri ortak… Cinsel tacizin şiddetin, mobbingin olmadığı işyerlerinde düzenli, güvenceli işlerde eşdeğerde işe eşit ücret alarak çalışmak istiyorlar. 8 Mart’ta da mesai yapmak zorunda olan kadınların istedikleri ise ücretli izin.
Yoksulluğa, erkek şiddetine, savaşa, emek sömürüsüne karşı sokakları terk etmeyeceklerini vurgulayan kadınlar, “Haklarımız, hayatlarımız için mücadelemizi büyüteceğiz” dedi.
İçeriklerimizi kaçırmamak için e-posta bültenimize ücretsiz abone olun!