Afetlerden sonra şiddeti önlemek mümkün

Psikolog Beyza Bilal, afet sonrası toplu yaşam alanlarında şiddetin önlenmesi için yapılabileceklere dair bir bilgi notu hazırladı, paylaşıyoruz.
Paylaş:

Afetler sonrasında kişiler travmatik yaşantının yarattığı ruhsal etkiler, psikolojik ve fiziksel kayıplar, güvende hissetmeme, hayalkırıklığı, temel ihtiyaçlara erişimde zorluklar ve zorlayıcı yaşam koşulları, yardımlardan yoksun kalma, destek sistemlerine erişimde zorluk, ayrımcılığa maruz kalma, toplum destek sistemlerinin çökmesi, yanlış bilgilendirme ve yönlendirme sebepleriyle öfkeli hissedebilirler. Afet sonrasında gündelik yaşamın devamlılığına süreğen ikincil stresler eklenebilir. Afet sonrasında kalabalık yaşam alanlarında artan öfke ve stres, agresif davranışların artması ve şiddet ile sonuçlanabilir.

Afetler var olan toplumsal eşitsizlikleri derinleştirir; yapısal, topluluk içinde, gruplar ve kişiler arasında şiddet ve çatışma artabilir ve bu nedenle, çocuklar, kadınlar, LGBTİ+’lar ve göçmenler şiddete daha açık hale gelirler. Afet sonrasında toplu yaşam alanlarında şiddeti önlemek için yapılabileceklere dair mini notlar:

  1. Dinleyelim.
  2. Depremden etkilenen bölgenin çok kültürlü ve çok alt kültürlü yapısına saygılı olalım.
  3. Çeşitli grup/toplulukların özgül ihtiyaçları olacağını göz önünde bulunduralım.
  4. Herhangi bir şikâyet, bilgi vb. olmasa bile mutlaka cinsiyet temelli ve topluluk temelli şiddetin olacağını varsayarak hareket edelim. Kişiler temel ihtiyaçlarını karşılamaya çalışırken yaşadıkları şiddeti bildiremeyebilirler ve korkabilirler.
  5. Barınma alanlarının güvenli barınma alanları olabilmesini sağlayalım. Bu yüzden kadınların, çocukların, LGBTİ+’ların, göçmenlerin güvenliğe dair ihtiyaçlarını soralım; planlama ve barınma alanlarının koordinasyonunda yer almalarını sağlayalım; bu dayanıklılığı artırır. Barınma alanlarında gıda dağıtımı ve temiz su alanlarının, aydınlatmanın, çitlerin, revirlerin yerleri vb. her biri kritik öneme sahiptir.
  6. Şiddetin kaynaklarını belirleyelim; şiddet açısından risk altında olanları belirleyelim. Destek sistemlerinin yaratılması için çalışalım. Acil durum hatlarının aktif olmasını sağlayalım.
  7. Barınma alanlarında kadın personel sayısının fazla olmasını sağlayalım.
  8. Barınma alanlarında çocuk dostu alanlar, oyun alanları yaratalım. İnformal ve formal eğitimin devamlılığı risk altındaki çocuğun tespitinde kritiktir.
  9. Erkekler yaşadıkları hem fiziksel ve psikolojik kayıplar hem yas sürecinden kendilerinden beklenen “korumacı, kurtarıcı” vb. roller nedeniyle kendilerini öfkeyle ifade etmeye yönelebilirler. Özellikle gruplar için, güven ilişkisinin olduğu diğer erkeklerin olası şiddet konusunda takipçi olmaları yönünde destekleyelim. Erkekler için duygularını ifade edebilecekleri ve yaşadıkları travmatik yaşantının etkilerini paylaşabilecekleri alanlar şiddeti önlemede kritiktir.
  10. Karşımızdaki kişi öfkeliyse sakin kalıp, ilgiyle dinleyelim ve duygusuna saygı gösterelim. Öfkelendiren konuyu birlikte belirleyelim ve dikkatini onu öfkelendiren konunun çözümüne çekelim.
  11. Süreç içinde geçim kaynaklarına erişimin cinsiyet temelli şiddeti azaltmada önemli bir rolü olduğunu göz önünde bulunduralım.

Fotoğraf: AA

Kaynaklar

Türk Psikoloji Bülteni, Sayı 14, Eylül 1999.

American Psychological Association. (2011). Managing traumatic stress: Tips for recovering from disasters and other traumatic events.

American Psychological Association. Yetiş, E. Ö. & Kolluoğlu P. (2022). Toplumsal Cinsiyet Temelli Şiddetin Çözümünde Erkekler. Ankara: Nika Yayınevi

https://disasterphilanthropy.org/resources/women-and-girls-in-disasters/

https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC5645722/

https://www.preventionweb.net/files/51016_1297700gbvindisastersenlr2.pdf

https://www.ohchr.org/sites/default/files/Documents/Issues/IDPersons/OperationalGuidelines_ID P.pdf

Paylaş:

Benzer İçerikler

ILO’nun 3.007 kişinin katılımı ile gerçekleştirilen “İşyerinde Şiddet ve Taciz Algıları ve Deneyimleri” araştırması sonuçlarının açıklandığı toplantıya katılan kadın sendikacılar, şiddetin tırmandığına dikkat çektiler: “Şiddetin azalması için sendikalaşmanın, örgütlemenin önündeki her türlü engelin kalkması lazım. Araştırma sonucu da bunu ortaya koyuyor.”
Başakşehir’e bağlı Şahintepe mahallesinde, 400 günü aşkındır bir nöbet sürüyor. Çevre Bakanlığı ve bölge belediyesinin halkı mahalleden sürme girişimleri sonuçsuz kaldı. Kurdukları “Barınma Hakkı Meclisi” içinde örgütlenen Şahintepelilerin, fiili mücadelesinde kadınlar en önde. “Mahalle içindeki ve dışındaki kirli eller çekilene kadar oradayız” diyorlar.
Ailenin Korunması ve Güçlendirilmesi Vizyon Belgesi ve Eylem Planı’nı değerlendiren feminist sosyolog Berfin Atlı “Esnek çalışma modeli kadınların yoksulluk döngüsünü kırmak yerine, bu döngünün derinleşmesine neden olacak” diyor.
Diyarbakır’da cami önünde Kur’an-ı Kerim okuyarak geçimini sağlayan, engelli bir oğlu olan Rojda, ‘’Ama kendime de bir dua ediyorum. İnşallah oğlum benden önce ölür diye. Bakacak kimsesi yok. Ölüm fakirlikten ve kimsesizlikten iyidir’’ diyor.
İçeriklerimizi kaçırmamak için e-posta bültenimize ücretsiz abone olun!