FES, TUCC ve IndustriALL Sahra Altı Afrika Bölge Ofisi’nin desteğiyle gerçekleştirilen konferansa, Sahra Altı Afrika’daki IndustriALL Küresel Sendika üyelerinden, sivil toplum kuruluşlarından temsilcilerin yanı sıra ve Almanya ve Tanzanya’dan milletvekilleri de dahil olmak üzere 30 kişi katıldı. Bölgesel feminist konferansta Botsvana, Gana, Kenya, Lesoto, Mozambik, Namibya, Nijerya, Güney Afrika, Tanzanya, Uganda, Zambiya ve Zimbabve’den de temsilciler vardı.
Tartışılan arasında feminist bir sendikal gündemin nasıl geliştirileceği, diğer feministler ve sivil toplum örgütleriyle ittifaklar, ağlar inşa etmek, kadınların katılımını engelleyen zehirli hiyerarşilerin sona erdirilmesi, eşitsiz iktidar ilişkileri dahil olmak üzere ataerkillik ve cinsiyetçi yapıların nasıl terk edileceği konuları da vardı.
Toplantıda bir konuşma yapan IndustriALL Başkan Yardımcısı Rose Omamo şunları söyledi:
“Sendikalardaki kadın çalışması, eşitlik için yürütülen feminist mücadeleden kopuk değildir. Sendikalar, baskıcı sistemlere meydan okumak için kadın hakları örgütleriyle ittifaklar kurmalıdır. Toplumsal cinsiyet eşitliği; yeterli sağlık hizmeti, eğitim, insana yakışır iş ve eşit ücreti ve sosyal içermeyi içine alır. Bunların teşvik edilmesi gerekiyor.”
Konferansta feminizmin sosyal adaleti ve sürdürülebilir kalkınmayı teşvik etmek için nasıl yardımcı olabileceği de tartışıldı. Bu konular, sendikaların dönüştürücü gündeminin bir parçası olarak işyerlerinde ve işçi topluluklarında, toplumsal cinsiyet savunucuları ağı geliştirmenin anahtarı olarak belirlendi.
Feminizm geniş alanda kullanılmalı
Çalışma yaşamında şiddet ve tacizi ortadan kaldırmak için Uluslararası Çalışma Örgütü Sözleşmesi 190’ın onaylanması gerektiğinin altının çizildiği konferansın, hikaye anlatımı oturumlarında, işyerlerinde cinsel taciz, bedenin aşağılanması, kadın sağlığına zararlı kültürel uygulamalar ve sendikalar tarafından bunlarla nasıl mücadele edilebileceği de konuşuldu.
IndustriALL üyesi Tanzanya Sanayi ve Ticaret İşçileri Sendikası’ndan (TUICO) Margaret Ndagile;
“Bir araya gelince genellikle toplumsal cinsiyetten bahsediyoruz, ancak feminizm çok daha fazla bir eylem ve düşünce alanına tekabül ediyor. Feminist düşünceyi her iki cinsiyeti de içerecek şekilde nasıl kullanabileceğimiz konusunda fabrika düzeyinde daha fazla farkındalığa ve eğitime ihtiyacımız var.”
Tanzanya milletvekili Neema Lugangira, kadınlar için tarım, petrol, gaz ve madencilik sektörlerinde insana yakışır işlerin garanti edilmesi ve çocuk yardımları ilgili çalışmalarda bulunduklarını anlattı,
Alman ekonomik işbirliği ve kalkınma bakan yardımcısı ve sendikacı Bärbel Kofler, Almanya’nın haklara, kaynaklara ve temsile odaklanan feminist kalkınma politikasına, işçi hakları için mücadele eden genç kadın aktivizmine ihtiyacı olduğunu vurguladı. Ona her ikisi de Alman parlamentosunun üyesi olan Tina Rudolph ve Dagmar Schmidt ile Tanzanya’daki AB siyasi bölüm başkanı Emilio Rossetti eşlik etti.
Eswatini’den feminist araştırmacı Patricia McFadden, ataerkil yapı ve cezasızlık nedeniyle ortaya çıkan toplumsal cinsiyete dayalı şiddet ve tacizle başa çıkmak için sendikaların feminizmden yararlanabileceğini belirtirken, Ganalı bir toplumsal cinsiyet ve emek uzmanı olan Bashiratu Kamal “Ataerkilliğe dayanan cinsiyetçi baskı ve yapılar evlerde de işyerlerinde de reddedilmelidir” dedi.
FES Sahra Altı Afrika Sendika Eğitim Merkezi direktörü Kathrin Meissner şu sözlerle feminizmin sendikalar için önemine değindi:
“Konferans, sendikalarda ataerkilliğin mevcut iktidar yapılarını sürdürmek için kullandığı yolları tartıştığımız değerli bir platform oldu. Feminizm, işçi hareketinde ihtiyaç duyulan dönüştürücü değişimi zorlamak için güçlü bir araçtır.”