AKP artık kadınlara umut vermiyor

Açlığa mahkûm edilen, işinden edilen, eğitimden alınan, kurduğu yaşamdan vazgeçmek zorunda bırakılan milyonlarca kadın, yaşadıklarının geçim derdi olduğunu ama ondan da fazlası olduğunu biliyor. Hakikati gizlemek için sorunların üzerinin başörtüsü ile örtülmeye çalışılmasına kanmıyor. Eşitlik istiyor…
Paylaş:
Gülfer Akkaya
Gülfer Akkaya
akkayagulfer@gmail.com

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Altındağ Kültür Sarayı’nda geçen hafta, “AKP Kadın Kolları Kuruluşundan Bugüne MYK ve İl Başkanları Toplantısı” adlı bir toplantıya katıldı. Konuşmasında başörtüsü konusuna değinerek geçmişte yaşanan baskıları anımsattı, esasen “Biz gidersek yine başörtüsü sorunu yaşarsınız” mesajı verdi.

AKP giderse yine başörtü sorunu yaşanır mı?

Bunun garantisi siyasi partilerden ziyade feminist/kadın hareketi.

Tüm siyasi partilerde başörtülü kadınlar var ve üst görevlerde bulundukları gibi partinin diğer organlarında da yer almaktalar.

Devlet kurumlarında başörtülü kadınlar var.

Okullarda var.

İşçi, işveren olarak varlar.

Hayatın her alanında başörtülü kadınlar var. Mesela ilk kez bu seçimlerde oy kullanacak gençler başörtüsü sorununu bilmiyorlar bile.

Kadınlarla ilgili konuşurken başörtülü/başörtüsüz kadın ayrımı yapmak sorun çözmek değil, suni sorunlar yaratarak kadınlar arasında ayrımcılığı körükleme çabasıdır. Sırf iktidarda kalabilmek için kadınları kıyafetleri, kimlikleri, ideolojileri üzerinden bölüp kutuplaştırmaktır. Bir dönem kadınların başörtüsü nedeniyle birçok haklarından mahrum bırakıldığı doğru ancak bu sorun nihayet aşıldı.

Şimdilerde kıyafet konusunda saldırıya uğrayan bir kesimden bahsedeceksek, bu kesim siyasal İslam’ın kurallarına uygun giyinmeyi reddeden kesim olabilir.

Başörtüsü sorununu AKP mi çözdü?

AKP, başörtüsü dahil kadınların sorunlarının çözülmesinde kadınları değil, kendi iktidarını öncelemiş, siyasi adımlarını ona göre atmıştır. Bu yüzdendir ki ancak iktidarlarının 11’inci yılında başörtüsü konusunda adım atabildiler. Bu adımı kadınların baskısı ile atmak zorunda kaldılar.

2011 yılı seçimlerinde kadınlar “Başörtülü milletvekili istiyoruz” diyerek sokaklarda eylem yaparken, o dönem başbakan Erdoğan idi. Başörtülü kadın milletvekili adaylığını duymazdan gelmesinin nedeni, kendi siyasi geleceği idi. Yine erkeklik politikalarında eline su dökülemez AKP iktidarını başörtülü kadınların haklarına tercih etmesiydi.

AKP her zaman erkeklerin ve erkekliğin partisi oldu. Kadınların parti yönetimi ve parti tabanında yer alması, parti için çalışması (kadınlar için değil) bu gerçeği değiştirmiyor. Erdoğan AKP için “Kadınların en çok yer aldığı parti” demiş. Doğrudur ama bu kadınlara bir şey kazandırıyor mu? Önemli olan bu.

Kadınlar açısından partilerde yer almak değil tek koşul; yer aldıkları parti cinsiyetçi mi, parti içi erkeklikle mücadele var mı, parti kadınlara nasıl bir yaşam vadediyor? Yoksa kadınları bireysel çıkarları için partilere katmak zor değil. Kadın bakanlığını kaldırıp yerine kurulan bakanlığa kadınları yerleştirmek kolay. Tıpkı erkekler gibi kadınlar da kişisel çıkar peşinde koşar ve kadın karşıtı politikalar üreten partilerde de yer alır. Ne kadın hakları savunucusu kadınlar AKP’de üst düzey yöneticiyken kadınlara karşı alınan kararlara ortaklık ettiler. Bugün bu ülkede kadınlar yaşamsal sorun yaşıyorsa bunda hepsinin payı var.

AKP kazanılmış hakları gasbetti

Kadın üye sayısıyla övünen AKP’nin başından beri kadınlara yönelik yürüttüğü politikalara bakınca kazanılmış haklarımızın gasbedildiğini görüyoruz.

Kadınları aileye ve erkeklere mahkûm etmek için Kadın Bakanlığı’nı kaldırdılar. TBMM Kadın-Erkek Eşitliği Komisyonu’nu “Fırsat Eşitliği Komisyonu”na dönüştürdüler. Her iki müdahale 2011 yılında yapıldı.

Aynı yıl yapılacak seçimlerde kadınlar sokakları arşınlayıp “Başörtülü milletvekili istiyoruz” derken Erdoğan ve AKP aday göstermedi. 2013 yılındaki seçimlerde kadınların desteğini kaybedeceğini fark edince başörtülü aday gösterdi.

Kim, hangi parti, hangi ideoloji iktidar olursa olsun kadınlar biliyor ki çıkarlarının asıl adresi bağımsız kadın örgütleridir.

Başörtülü kadınlar her siyasi partide yer alıyor

Meclis’te ve meclis dışında bulunan siyasi partilerin hepsinde başörtülü kadınlar mevcut. Yine feminist/kadın hareketinde başörtülü kadınlar mevcut. Mesela 8 Mart’lardaki sloganları nedeniyle Müslüman kesimden kimi erkeklerden bu kadınlara yönelik saldırgan ifadelere tanıklık ettik defalarca.

Feminist/kadın mücadelesinde yer aldıkça başörtülü kadınların gündemleri değişmekte, çeşitlenmekte. Ücretli-ücretsiz kadın emeği, annelik, aile, makbul kadın, cinsiyetçi siyaset, kadına yönelik erkek şiddeti vb konuları tartışıyorlar. Aynı siyasi partideki erkeklerin kendilerini sıkıştırmaya çalıştıkları alanları aşıp kendi siyasi hatlarını çiziyorlar.

İstanbul Sözleşmesi’nden bir gece ansızın Erdoğan’ın imzası ile çıkılmaya çalışılmasına başörtülü kadınlardan da tepki geldi. “İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılmasın” diyenlerin yüksek oranda olduğunu anımsarsak bunlar arasında başörtülü milyonlarca kadının olduğunu görmek zor olmayacak.

Önemli bir diğer nokta şu: Başörtülü kadınlar her türlü ideolojiden siyasi partilerde yer almakla kalmıyor; bu partilerin -milletvekili, genel başkan yardımcısı olmak dahil- tüm birimlerinde görev alıyorlar ve görünürler. Kamuoyu önündeler. Kadınların hukuki hakları, kadın emeği, sağlık, eğitim gibi birçok alanda yaşanan sorunlarla ilgilenmekteler. Ve bu partilerde yer alan birçok kadın, feminist/kadın hareketi ile ilişki içinde.

AKP ve onun ittifakları, feminist/kadın hareketini hedefe koyup iletişimi koparmakla kalmadı; kadınlar açısından politik güvenirliğini, kadınların sorunlarını çözebilme adresi olabilme ihtimalini tümüyle sonlandırmış oldu.

Kadınlara yönelik ellerinde kalan tek “güç”, devlet yardımları ile yaşamak zorunda bıraktıkları kadınlara bağladıkları aylıklar ve yardımlar.

Bir de AKP Erzurum Milletvekili Zehra Taşkesenlioğlu gibi para içinde yüzen ballı AKP’li kadınlar var.

Açlığa mahkûm edilen, işinden edilen, eğitimden alınan, kurduğu yaşamdan vazgeçmek zorunda bırakılan milyonlarca kadın, yaşadıklarının geçim derdi olduğunu ama ondan da fazlası olduğunu biliyor. Hakikati gizlemek için sorunların üzerinin başörtüsü ile örtülmeye çalışılmasına kanmıyor. Eşitlik istiyor.

Manşet fotoğrafı: Pixabay

Paylaş:

Benzer İçerikler

Ekonomiyi Nas ile yönetmeye çalışanlar, kadınların kılık kıyafetlerine her türlü müdahaleyi hak görenler, toplumu şeriat kurallarına göre dizayn etmeye çabalıyor. Başaramamalarının nedeni, kadınların direnci. Yoksa muhalefet falan değil. Sık sık görüyoruz ki muhalefet, kritik zamanlarda ve kadınlarla ilgili hassas konularda önemli hatalar yapabilmekte.
İçeriklerimizi kaçırmamak için e-posta bültenimize ücretsiz abone olun!