AKP Sözcüsü Çelik’e soralım erkek şiddeti ile mücadeleye TBMM de dahil mi?

“TBMM’de kadın vekile şiddet uygulandı. Hepimiz bu şiddetin organize şiddet olduğunu biliyoruz, nelere gebe olabileceğini de…  AKP’li kadın milletvekilleri de unutmasınlar erkek şiddeti adres sormaz. Siyasi parti, ideoloji tanımaz…”
Paylaş:
Gülfer Akkaya
Gülfer Akkaya
akkayagulfer@gmail.com

Türkiye İşçi Partisi (TİP) Milletvekili Can Atalay’ın haksız tutukluğunun son bulması için Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) yapılan olağanüstü oturum sonlandığında mevcut sorun AKP/MHP tarafından çözümsüzlüğe sürüklenmeye çalışıldığı gibi üstüne TBMM’de şiddet başlıklı gündemimiz oldu.

AKP/MHP iktidarının çıkarları için kararların alındığı, sermayeye rant ve kâr kapılarını sınırsız açan mecliste sıradan hale gelen kavgalar biçimini değiştirerek dozunu artıyor. Mecliste şiddet bireysel bir öfke olmaktan çıkıp siyasi partilerin örgütlediği araca dönüşmeye başladı. Böyle düşünmemize neden olan şey Ahmet Şık’ın konuşması sırasında TBMM’yi yöneten AKP’li meclis başkanı Bekir Bozdağ’ın dahil AKP’lilerin davranışları.

Meclis’te erkek şiddeti sıradan

İstanbul Sözleşmesi’nin altına imza atan TBMM’de organize erkek şiddetini de gördük. TBMM’de sayısal olarak erkekler kadınlara açık ara fark atmış durumda. TBMM’nin çalışma tarzından, kurallarına yemin metnine dek erkeklik belirleyici. Türkçesi erkeklerin borusunun öttüğü, erkeklerin baskın şekilde görünür olduğu, kavganın hâkim olduğu, başta iktidar ortağı iki parti ve elbette diğer ufak tefek sağ partilerin ara ara her türden erkek şiddetini ürettiği, çeşitli şekillerde kadın milletvekillerine uyguladığı yer olarak gündeme geliyor TBMM.

AKP’nin en çok övündüğü, reklam çalışması olarak kullandığı İstanbul Sözleşmesi TBMM’de imzalanmıştı. Maksat hasıl olunca bu kez TBMM’ye getirilmeden, yasalara aykırı şekilde bir gece ansızın tek adam imzası ile çok övündükleri ama asla içselleştirmedikleri İstanbul Sözleşmesi’nden “kurtulmuş” oldular. Şekilsel de olsa tam anlamıyla “Nerden nereye” durumu.

Hukuksuz şekilde, TBMM işleyişine de uygun olmayarak bir buçuk yıla yakındır hapiste tutulan milletvekili Can Atalay’ın durumunu konuşmak için olağanüstü toplanan mecliste kanunsuzlukta ısrar etti AKP ve MHP. Öyle görünüyor ki AKP’liler kanunsuzluğu sürdürmek için mecliste kavga örgütlemiş. Kavgaya ilişkin görüntüler izlendiğinde şüpheye yer bırakmayan kareler mevcut. AKP’nin sopası olan adi suçlardan sicili kabarık milletvekilinin, konuşma yapan Ahmet Şık’a doğru yanında diğer erkek milletvekilleri ile yavaş yavaş yaklaşması, meclisi yöneten AKP milletvekilinin olayın başından kürsüyü terk ettiği ana dek gösterdiği tepkisizlik, bir şeyleri beklemesi ve meclisi yönetme biçimi böyle düşünülmesine neden oluyor. Yandaş olmayan medyada bunlar üzerine çok sayıda yorumlar dinledik.

Meclis kürsüsünde saldırıya uğrayan Ahmet Şık’a hızlı bir refleksle sahip çıkan DEM Parti Grup Başkanı Gülistan Koçyiğit’in kaşı yarıldı AKP’li erkek milletvekillerinin saldırıları esnasında.

AKP’li kadın milletvekilleri erkek şiddetini onayladı

AKP ve MHP’nin Dem Parti’ye karşı ayrımcı, nefret dolu ve hedef gösteren söylem ve eylemlerinin en sık duyulduğu yerlerden biri meclis. İstanbul Sözleşmesi’nden kanunlara uygun olmayan şekilde çıkılmasından, kadınlara şiddet uygulayan erkekleri ödüllendiren yargı kararlarına, sokaklarda her gün yaşanan erkek şiddetine AKP’li kadın milletvekillerinin suskunluğu AKP’nin kadın düşmanı politikalarının parçası.

Geçtiğimiz hafta sokakta bir erkeğin karısını öldüresiye dövmesi sırasında çevredekilerin tepki vermemesini eleştiren AKP sözcüsü Ömer Çelik’in söylemleri düşen oylarını yükseltme hamlesi idi. AKP web sitesinde Çelik’in açıklaması şöyle yer almış:

“Manisa’nın Akhisar ilçesinde sokak ortasında eşi tarafından darbedilen hamile bir anneye yönelik şiddeti lanetliyoruz. Kadına yönelik şiddet, yasal olarak suçtur, ahlaki olarak da insanlık dışıdır. Bu şiddeti engelleme imkanı varken seyredenlerin durumu da vahimdir. Kadına şiddet insanlık dışıdır ve tüm insanlık için tehdittir. Kadına şiddete karşı toplum olarak çok boyutlu bir mücadele vermeliyiz. Bu noktada kültürel ve ahlaki hassasiyetlerimizi daha da güçlü ifade etmeli ve kadına şiddeti gündelik yaşamın her alanında mahkum etmeliyiz.”

Bu açıklaması nedeniyle AKP sözcüsü Çelik’e TBMM’deki erkek şiddeti için şu soruları sormamız gerekiyor.

Gündelik yaşamın her alanında erkek şiddetini mahkum etmeye TBMM de dahil mi?

Kadına yönelik şiddet yasal olarak hâlâ suçsa ki suç, buna TBMM de dahil mi?

TBMM’de bu suça bulaşan AKP’li erkek milletvekillerine TBMM ve AKP tarafından yaptırımlar, cezalar uygulanacak mı?

Kadınlara yönelik erkek şiddetini engelleme imkânı varken onu bırakın seyretmeyi bizzat uygulayanların durumu TBMM’de de vahim midir?

Kadına yönelik erkek şiddeti insanlık dışı ve vahimse TBMM’de örgütlenen ve kadına yönelik şiddete de dönüşen örgütlü şiddet buna dahil mi?

TBMM’de şiddete uğrayan kadın milletvekili Gülistan Koçyiğit’e hangi AKP’li vekilin şiddet uyguladığı tespit edildi mi? Failin cezalandırılması için AKP’nin ve bizzat Çelik’in çabası oldu mu?  AKP, Gülistan Koçyiğit’e yönelik erkek şiddetini kınayan açıklama yaptı mı?

Sonuç olarak İstanbul Sözleşmesi’ni imzalandığı TBMM’de kadın vekile şiddet uygulandı. Hepimiz bu şiddetin organze şiddet olduğunu biliyoruz, nelere gebe olabileceğini de…

Hiç umurlarında olmasa da AKP’li kadın milletvekilleri unutmasınlar erkek şiddeti adres sormaz. Siyasi parti, ideoloji tanımaz. Kadınlık bilinci ve insanlık onuru nerden, kimden, hangi amaçla gelirse gelsin erkek şiddetine karşı durmayı gerektirir.

O koltuklarda erkek şiddetine susarak oturma sürelerinin uzayacağını zanneden kadınların siyasi partilerinin ve evlerinin içinde erkek şiddeti artarak sürer. Her susmanın, itaatin bedeli var. İnsanı ayakta tutan iktidar değil, onurlu duruşudur.

Fotoğraf: Saraymedya.com

Paylaş:

Benzer İçerikler

“Yükselen ve vahşeti artan erkek şiddetine karşı mücadelede elbette en büyük ve ilk hedefimiz patriyarka oldu. Olmaya devam edecek. Ama onun iktidardaki işbirlikçisi ve destekçisi siyasal İslam, ırkçılık da daha ısrarlı şekilde feminist/kadın politikalarının gündeminde olmalı.“
23 yaşını kutlayan AKP zayıflarken feminizm güçlenmeye devam ediyor. Geleceğini, hayatını, kimliğini, benliğini sahiplenen kadınlar oldukça, kadınlar feminizme ihtiyaç duydukça bu dava sürecek. AKP bitip gidecek.
“Oy kullanırken İliç’in, eşit yurttaşlık talebinin, birlikte barış içinde yaşamanın, inanç özgürlüğünün, erkeklerin işlediği kadın cinayetlerinin, milyonlarca emeklinin ömrünün son yıllarında sefalete mahkum edilmesinin, işçilerin ucuz ve güvencesiz çalıştırılmasının arasındaki bağı görüp oy kullanmak önemli.”
Trollerin bile boşa düştüğü böyle bir dönemde her taraftan istifa sesleri yükseliyor. Bu sesin her gün daha artacağı belli. İktidarın sesi değil, ölmesi dahi önemsizleştirilmiş milyonların yükselen sesi duyuluyor. Onlarsa hâlâ seçim derdindeler. Oysa seçime gidebilecek takatleri bile yok.
İçeriklerimizi kaçırmamak için e-posta bültenimize ücretsiz abone olun!