Anna Cathrine Sterky: Danimarkalı kadın işçilerin ikonuydu

Kopenhag’da dünyaya geldi. İlkokulu okuduktan sonra erkek terzisi olarak çalışmaya başladı. Erkek terzisi kadınları örgütleyerek, bir kadın sendikası kurdu ve başkanı oldu. Sendikalarda kadınların temsili için erkeklere karşı zorlu mücadeleler verdi.
Paylaş:
Fitnat Durmuşoğlu
Fitnat Durmuşoğlu
fitnat.d@hotmail.com

Anna Sterky, 1856’da Kopenhag’daki Fredriksberg Mahallesi’nde son derece yoksul bir ailede doğdu. Babası Jens Nielsen işçi, annesi Karen ise terziydi. Sekiz kardeşin en küçüğüydü. Ane Cathrine Jensen olarak vaftiz edildi. Ancak daha sonra adını Anna olarak değiştirdi. 

Erken yaşta ailenin geçimine katkıda bulunmak zorunda kaldı, çeşitli basit işlerde annesine yardım ediyordu. Yedi yıllık eğitimini tamamladıktan sonra erkek terzisi olarak çalışmaya başladı. 1878’de Peder Jensen ile evlendi. Harap bir mahalle olan Borgergade’de küçük bir daireye taşındı. Evde dikiş dikmeyi sürdürdü; ancak evde çalışan terzilerin durumu çok kötüydü, bu nedenle örgütlenmeye ve bir sendika kurmaya karar verdiler. 

Erkek Terzisi Kadınlar Sendikası

1883’te Danimarka’da ilk kadın sendikası olan De kvindelige Herreskraedderes Fagforening’in (Erkek Terzisi Kadınlar Sendikası) kurulmasına yardım etti. 1884’te yönetim kuruluna, 1885’te de sendikanın başkanlığa seçildi ve bu görevi 1890’a kadar sürdürdü.

Anna yetenekli, güzel konuşan, kavgacı ve korkusuz bir kadındı. Mesleki mücadelesi, kadın hakları mücadelesinin bir parçası haline geldi ve “Ne istiyoruz” dergisini çıkaran Kvindelig Fremskridtsforening’e üye oldu, dergi için makaleler yazmaya başladı.  

Tek kadın üye olarak, 1889’daki Danimarka Skrädderiarbetareförbundets (Danimarka Terziler Sendikası) kongresine katıldı. Halka açık toplantılarda söz alan ilk kadınlar arasındaydı. Ertesi yıl, Danimarka Sosyal Demokrat Grundlovsdagen (anayasa günü) kutlamasında konuşma yapan üç kadından biriydi.

Örgütsel çalışma tüm zamanını alıyordu ve bu onun hayatı oldu. Ağustos 1890’da Kristiania’da düzenlenen İskandinav işçi kongresinde İsveç işçi lideri Fredrik Sterky ile tanıştı. Eşinden boşandı. 1891’de Göteborg’a, Fredrik’in yanına taşındı.

Anna Sterky İsveç’e geldiğinde kadın işçiler yeni örgütlenmeye başlamıştı. Fredrik Sterky, Ny Tid gazetesinin editörü olarak atandığı için 1892’den 1898’e kadar Göteborg’da yaşadılar. Anna Sterky gazetenin yönetimini üstlendi. Ama kendi sendikal ve siyasi faaliyetlerini de sürdürdü. Aynı zamanda 1892’de, kadın üyelerin kabulüne ciddi şekilde karşı çıkan Göteborg’daki Sosyal Demokrat Kulüp’e üye olan ilk kadındı. Ertesi yıl dernekte ‘Sosyalizm, Kadın ve Ev’ konulu bir konuşma yaptı. 1898’de Svenska handsksömmerskeförbundet’ın (İsveç Kadın Eldivenciler Sendikası) kurulmasında aktif rol oynadı ve bir süre sonra sendikaya başkan seçildi. 1905 yılına kadar sendikanın başkanlığını sürdürdü. 

İşçi oluyorsa kadın sendikacı da olabilir

1898’de Fredrik Sterky, yeni kurulan İsveç Landsorganisationen’e (LO-Sendika Konfederasyonu) ilk başkan olarak atandı ve çift, Stockholm’e taşındı. Anna Sterky, LO yönetiminde gönüllü sekreter yardımcısı oldu. Stockholms Allmänna kvinnoklubb’ın (Kadın Kulübü) 1897’de oluşturduğu kadın ajitasyonu komitesine dâhil oldu. Komitenin amacı, kadın sendika örgütlenmesini geliştirmekti. 

Fredrik Sterky 1900’de göğüs enfeksiyonu sonucu öldü. Anna bu nedenle LO’daki işinden ayrıldı ve 1925’e kadar içinde kaldığı Sosyal Demokrat Parti yönetimine girdi.

1900’lerin başında Stockholm’deki tjänarinnor (kadın hizmetçiler) için yapılan bir toplantıda, korkunç olan çalışma koşullarına dikkat çekmesi ve onları örgütlenmeye teşvik etmesi, yoğun bir gazete tartışmasına ve burjuva ev kadınlarının protestolarına yol açtı. 1901’de İskandinav işçi kongresinde “Kadın ücretli işçi olabiliyorsa örgütlenme yoluyla da görevini yerine getirebilir ve çıkarlarını koruyabilir” diyordu. Ancak kadınları örgütlemek kolay olmadı. Düşük maaşları vardı ve hepsinden önemlisi zamanları yoktu; örgütlendiklerinde işlerini kaybetme riskiyle de karşı karşıya kalıyorlardı. 

Hem sendikada hem sosyal demokrat partideydi

Anna Sterky, tamamen kadın olan iki sendikayı başkan olarak temsil ettiğinde, diğer sendikaların doğrudan muhalefetine maruz kalıyordu. Bu, kadın sendikalarının feshedilmesinin arka planının bir parçasıydı. Kadın sendikaları var olduğu sürece, kadınların LO’nun temsilinde otomatik olarak bir yeri oluyordu ve erkekler bunu istemiyordu. 

1902’de kurulan ve daha büyük karma sendikalara katılamayan kadın işçileri örgütlemeyi amaçlayan Kvinnornas Fackförbund (Kadın Sendikası), çeşitli alanlarda çalışan terzileri kapsıyordu. Aynı zamanda çamaşırcı kadınlar ve banyoya yardım eden hizmetçiler gibi diğer işçi grupları da bu sendikaya üye olabiliyorlardı. 1904 ile 1906 yılları arasında Anna Sterky, Kvinnornas Fackförbund’un başkanlığını yaptı, meclisteki tek kadındı.

1904’te kadın hareketi için yeni kurulan Morgonbris gazetesinin yazı işleri müdürü oldu. Ülke çapında sosyal demokrat kadın hareketi, 1907’de sosyal demokrat kadın kulüplerinin temsilcileri ve İsveç’in dört bir yanından kadın sendikacıların bir konferans için bir araya gelmesine karar verdiler. Anna Sterky bu çalışmada önemli rol oynadı. Sosyal demokrat kadın kulüplerinin kongreler arası çalışmalarını koordine etmek amacıyla kurulan ve daha sonra merkez komite haline gelen çalışma komitesinde önemli görevler üstlendi. Anna Sterky, 1907-1908 döneminde başkanlık, 1914’e kadar sekreterlik yaptı ve ardından yeniden başkan oldu. İsveç Sosyal Demokrat Kadın Derneği’nin kurulduğu 1920 yılına kadar bu görevde kaldı.

Bekâr annelerin haklarını savundu

Sosyal Demokrat Parti içinde kadın sorunlarıyla ilgilenmeye ve bunları öne çıkarma doğrultusundaki çalışmalarına devam etti. Kadınların oy hakkı, evli olmayan annelerin ve çocuklarının hakları, kadınların çalışma hakları ve eski moda evlilik yasalarının reformu, Anna Sterky’i en çok meşgul eden konulardı. Başlangıçta, kadınların oy hakkını erkekler için genel oy hakkı sağlanana kadar ertelemeye çalıştıklarında Sosyal Demokrat Parti liderliğini destekledi. Bununla birlikte, 1906’da liberal hükümetin düşmesinden sonra da parti bu çizgide devam ettiğinde, alenen protesto eden pek çok kişiden biri oldu. 

1906’da teklif edilen ve ardından 1909’da yasalaşan ‘kadın sanayi işçilerinin gece çalışmasının yasaklanması’ teklifine de karşı çıktı. Öneri, birçok sosyal demokrat kadının muhalefetine rağmen sosyal demokrat parlamenterlerin desteğini aldı. Anna Sterky, muhalefet arasında en görünür olanlardan biriydi ve ana argümanı, bu tür bir yasaya gerek olmadığıydı. Aksine, bu yasa daha vasıflı kadın işçileri, özellikle de kadın matbaacıları geçim kaynaklarından mahrum bırakacaktı.

Anna Sterky, evli olmayan annelerin koşullarını iyileştirme çabalarında özellikle aktifti. Yazılarının bazılarında partinin kadınlara ve kadın sorunlarına yönelik haksız muamelesinden duyduğu hayal kırıklığını dile getirdi. 1920’de Sosyal Demokrat Kadın Derneği kurulduğunda, yeniden seçilmek için aday olmayı kararlı bir şekilde reddetti. Daha genç ve daha az “yaralı” bir adayın gitmesini istedi. Kongre, yeni kurulan örgüte onursal üye olarak Anna’yı seçti.

Sosyal Demokrat Parti’de parti saymanlığı yaptı ve 1921’de İsveçli kadınların ilk kez parlamento seçimlerine katılmasından çok memnun oldu. İsveç işçi hareketinin kadın öncülerinin bir antolojisinde, “Sosyal demokrasinin gözden düşürdüğü en parlak siyasi hediyelerimizden biri” olarak anılıyor. 

Anna Jensen Sterky, işçi hareketinin kadınları için bir ikondu. 1939’da Stockholm’de öldü ve Solna’daki Norra Mezarlığı’na gömüldü.  

Fotoğraflar: Riksarkivet, Arbetet

Kaynaklar

https://www.skbl.se/en/article/AnnaSterky

https://sok.riksarkivet.se/sbl/Mobil/Artikel/20151

https://sv.wikipedia.org/wiki/Anna_Sterky

https://www.historie-online.dk/temaer-9/anna-jensen-historiens

Paylaş:

Benzer İçerikler

ABD’nin Colorado eyaletinde madencileri destekleyen bir gazetede çalışıyordu. Madenciler 1903 yılında grev nedeniyle tutuklandığında bunu kamuoyuna duyurdu. Gazetesi basıldı, arkadaşları gözaltına alındı; ama o yılmadı. Tipografi Sendikası’nın yönetimine geldi ve daha sonra hayatı boyunca sendikacılık yaptı.
19 yaşında kibrit fabrikasında çalışmaya başladı. Arkadaşları ile birlikte bir kadın sendikası kurdu. Yeni sendikacılık hareketinin önünü açan kadınlardan biriydi.
O, Gandhi’nin izinden giden “kibar bir devrimci”ydi. Yoksul, güvencesiz, işçiden bile sayılmayan milyonlarca kadının hayatını değiştirdi. Kurduğu kadın sendikası SEWA ile uzun soluklu, kazanımlarla dolu, Hindistan sınırlarını da aşan bir mücadelenin mimarı oldu. Bu ayın başında yitirdiğimiz Ela Bhatt’ın anısına saygıyla…
İçeriklerimizi kaçırmamak için e-posta bültenimize ücretsiz abone olun!