‘Maaşımın tamamını versem bile barınamıyorum’

Asgari ücrete yapılan bin 247 liralık zam, kadın işçilerin derdine deva olmuyor. Yeni boşandığını, iki çocuğuyla yaşayacağı bir ev aradığını ama bulamadığını anlatan Fatma, “Bu ücretle geçinmek mümkün değil. Maaşımın tamamını versem bile yaşanabilir bir ev bulamıyorum” diyor.
Paylaş:
Öznur Kaya
Öznur Kaya
oznurr.kayaa@gmail.com

Milyonlarca işçiyi ilgilendiren asgari ücret, yeni yapılan bin 247 liralık zamla dahi açlık sınırının altında kaldı. Giderek artan hayat pahalılığı karşısında oldukça yetersiz kalan bu zam oranı, geçim sorununu çözmeye yetmeyecek. Kadın işçiler, AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “müjde” diye duyurduğu 5 bin 500 liralık asgari ücrete tepkili. Çünkü TÜİK’in açıkladığı ve kimsenin inanmadığı enflasyon oranı bile yüzde 78,6’yı bulmuşken, 5 bin 500 liranın kadınların hiçbir derdine deva olmayacağı ortada.

Ataşehir’de bir diş polikliniğinde asgari ücret karşılığında çalışan Fatma Özen de buna dikkat çekiyor. Özen’in anlattıkları, işçilere reva görülen düşük asgari ücretin, yeni boşanmış, iki çocuğuyla evini terk etmiş bir kadının yaşamı üzerindeki etkilerini gözler önüne seriyor.

‘Çok zor günler geçiriyorum’

Fatma Özen

Fatma Özen evli olduğu erkekten üç hafta önce boşanmış. Evsiz kalan Özen, geçici olarak ablasının yaşadığı eve yerleşmiş. Yeni bir yaşam kurmaya çalıştığı bugünlerde en öncelikli meselesi, yaşanabilir bir ev bulmak.

İki çocuğuyla birlikte geçinmeye çalışan Özen’in ev arama sürecinde karşısına çıkan sorunlar ise barınma sorunun patriyarkal boyutunu ortaya koyuyor. Fatma, ev sahiplerinin kendisine ‘dul’ olduğu için ev vermediğini söylüyor. “Ev sahibi problemini atlatsam karşıma yüksek kira fiyatları problemi çıkıyor” diyen Fatma, aldığı ücretin tamamını kiraya vermeyi göze alsa bile yaşanabilir bir ev bulamadığını belirtiyor:

“İki çocukla ortada kaldım. Üç haftadır ne ev veren var ne de bir destek. Kiralar 7 bin liradan başlıyor. Çok zor günler geçiriyorum. Sabahın 6’sında kalkıp işe gidiyorum, çıkınca ev arıyorum ama bulamıyorum.”

‘5 bin 500 lira neye yetecek?’

Fatma, çalıştığı yerden yol parası almıyor. “Yol parası istesek de vermiyorlar. Yalnızca 602 lira yola gidiyor” diyor.

Enflasyon bu kadar yüksekken 5 bin 500 liralık asgari ücretle geçinmenin olanaksız olduğunu vurgulayan Fatma, şunları söylüyor:

“Açlık sınırının altındayız yine. Yeni asgari ücret de geçinmemiz için asla yetmeyecek. Kimse geçinemez bu parayla, çünkü hayat çok pahalı. Zam üstüne zam geliyor. Aldığım üç kuruş para hiçbir şeye yetmiyor. Böyle bir iktidar varken benim durumumda olan binlerce kadın vardır eminim.”

‘Tatil zaten hayal’

Bir haber sitesinde editör olarak çalışan Ayşe (gerçek ismi değil), Fatma’nın sözünü ettiği binlerce kadından yalnızca biri. Ayşe, 7 yıldır sektörde olmasına karşın asgari ücretle çalışıyor. Her çalıştığı kurumda asgari ücret aldığını söyleyen Ayşe, kirasına yapılan son zamla birlikte barınma sorunu yaşadığını ifade ediyor.

Diğer yandan Kredi Yurtlar Kurumu (KYK) borcunu ödemeye çalışan Ayşe, yaşadıklarını şu sözlerle anlatıyor:

“Aldığım para hiçbir şeye yetmiyor. Faturalar, kira, market alışverişi derken yetişemiyorum. Aynı zamanda evliyim de. Asgari ücretliler her şeyden mahrum kalıyor. Dışarda yemek yiyemiyoruz, tatil zaten hayal oldu. Evcil hayvan sahibi olmama bile engel oluyor kazandığım para.”

Ayşe de asgari ücrete yapılan yüzde 29’luk zammın hayatlarında bir iyileşme yaratmayacağı görüşünde: “Yeni zam da hiçbir şeye yetmeyecek. Markete girdiğimiz zaman zammın hiçbir anlamı olmadığını anlıyoruz. Geçinmek artık gerçekten çok zor.”

Fotoğraf: Kadın Meclisleri

Paylaş:

Benzer İçerikler

Hükümete asgari ücret konusunda acilen gelir dağılımını gözeten bir politika izlemesi çağrısında bulunan 126 iktisatçıdan Elif, Çağla ve Gülbiye ile konuştuk.  Asgari ücretin eşitleyici bir yanının bulunduğunu düşünen arkadaşlarımız olduğu gibi bu uygulamanın kadın istihdamının yapısı nedeniyle cinsiyet temelli ücret açığını kapatmadığının altını çizen de var. Eşitlikçi bir politikanın ise bakım emeğini içine alması gerekiyor.
Kadın işçiler asgari ücret ile geçinmediğini vurguluyor. Hele evi tek geçindiren sizseniz ya da çocuklu çocuklu bir kadınsanız haliniz duman. Aynur’un dediği gibi; “Asgari ücret tek maaş bir de bekar bir kadınsan ya savaşçı olacaksın ya pes edip bir erkeğe muhtaç olduğunu kabullenip kişiliğinden vazgeçeceksin.”
Mersin Serbest Bölgesi’nde çalışan Menekşe, çocukluğundan beri çalışmasına rağmen 49 yaşında ilk kez sigortalı olabilmiş. “Gündüz iş, akşam iş. Sadece yaşamak, nefes almak için çalışıyorum” diyor.
Mersin Serbest Bölge’de tekstil işçisi olarak çalışan Nazlı erkek işçilerin sokak ağzı ile konuşmasından rahatsız olduğunu dile getirdikten sonra, kadınların giyimleriyle ilgili laf etmelerine vurgu yaparak, “Diyelim, bir kadın hafif önü açık bir şey giydi. Çatal ucu gözüküyor. Arkasından neler neler derler.” diyor. Tüm bunların adını ise birlikte koyuyoruz; cinsel taciz…
İçeriklerimizi kaçırmamak için e-posta bültenimize ücretsiz abone olun!