İpek Deniz ipekkdeniz@gmail.com
Pandemi sürecinde sağlık sistemini ayakta tutan hemşirelerdi, dersek, abartmış olmayız. Aşılamanın son hızla devam ettiği bu süreçte hemşireler yine çok çalışıp, çok yoruluyorlar. Ama aşılamada yer almak, yaşatmak anlamına geldiği için onları yine de mutlu ediyor…
Covid-19 yaklaşık iki yıldır hayatlarımızı felç etti ölümlere, iş kayıplarına, sosyal izolasyona, intiharlara, kadına yönelik şiddetin ve ev içi ve dışı iş yüklerinin artmasına yol açtı.
Covid aşılaması felç olmuş hayatlarımızdan kurtulmanın bir umudu olarak çıktı karşımıza. Bilinmeyen bir virüs karşısında aşının bulunması, faz çalışmaları tamamlanmadan çok hızlı piyasalara sürülmesi, hastalarda oluşan her olumsuz durumun aşıya bağlanması sonucunu doğurdu. Sağlık Bakanlığı’nın sessiz kalması, önceden vaka- ölüm sayıları ile ilgili doğru bilgi paylaşılmaması gibi durumlar nedeniyle sarsılan güveni, daha da sarstı. Bunun yanında pandeminin başından beri izlenme oranları yüksek olan medya kanallarında ahkâm kesen yüzlerce adam türedi. En bilimsel, en güvenilir kişilerden bilgi alma hakkımız, reklam kokan hareketler yüzünden elimizden alındı. Bu arada aşı karşıtlarının kampanyaları da hız kesmeden devam ediyor. Hastalığın kendisi başlı başına stres kaynağı iken, ortaya atılan her iddia aşılanma oranlarının azalması ile sonuçlanıyor. Bizim dışımızda dönen tüm durumlar iki yılı aşkın süredir Covid- 19’la tüm zorluklara rağmen mücadele eden, sağlık çalışanları için de ayrı anlam ifade ediyor.
Sağlık çalışanları pandeminin başından beri malzeme eksikliği, hak kayıpları, yönetimsel krizler gibi durumlarla mücadele ederken şimdi de bu mücadele aşı merkezlerine taşındı. Küçük, küçük başlayan aşılama, ülkeye daha çok aşının girmesi ile artarak devam ediyor. İnsanların korkuları, kaygıları devam ediyor ama Covid- 19’a yakalanma korkusu daha ağır basıyor gibi. Biçimi, boyutları değişse de sorunlar devam ediyor, merkezlerde aşı olmadan randevu verilmesi, sağlık çalışanlarının olmayan aşılar sebebiyle halk ile yüz göz edilmesi, çat diye açıklanan yaş grupları ile yığılmanın yaşanması vb. bir sürü krize tanıklık ettik Şubat 2021’den bugüne kadar.
Bütün bu yaşanan karmaşa içinde sağlık emekçilerinin yeni rotası aşı merkezleri oldu. Yeni rotada pek çok sıkıntı olsa da yaşatmaktan yana cümleler kuranların heyecanı umut verici. Şimdi onlara kulak verelim;
Ferdane SES İş Yeri Temsilcisi:
Fire verilmesin diye elde telefon hasta arıyoruz
Aşı yaptırsak mı, yaptıracaksak hangisini yaptırsak, Sinovac’ın koruyuculuğu çok azmış ama yan etkisi yokmuş, Biontech’in yan etkisi çok, koruyuculuğu yüksekmiş, miş, miş… gibi yığınla cevabı şimdi bile halihazırda netlik kazanmayan soruların ardından Covit- 19 aşı programı 14 Ocak itibariyle başladı. Aşı birimlerinde çalışan sağlık emekçilerinin, bazen insanüstü çabaları ile oldukça yoğun ve meşakkatli geçen bir altı ay geride bırakırken, maalesef çalışma koşullarında hâlâ bir iyileşme yapılmadığı gibi sahada yaşadığımız sorunlar manipüle edilerek görmezden geliniyor. Gerekli alt yapıyı oluşturmadan (fiziki koşullar, aşı biriminde görevlendirilecek yeterli hemşire sayısı ve eğitim) başlanan aşı programı, sürekli aynı eksikliklerle devam ediyor. Öncelikli gruplar ve belirlenen yaş aralıkları ile ilerleyen aşılamada, bu grupları, sahada çalışan biz sağlık emekçileri, Sağlık Bakanı’nın gece yarısı attığı tweetlerle öğreniyoruz. Ertesi gün bitmeyen kuyruklar, aşı sisteminin sürekli çökmesi, hastaların haklı isyanına bizlerin de daha çok tükenmesine neden oluyor. Gerek saklama koşulları, gerek kullanım aşamasındaki detaylar nedeniyle Biontech aşısında ayrıca sıkıntılar yaşıyoruz. Bilindiği üzere aşı altı dozluk flakonlar ile tüketime sunuluyor. Biontech aşısı zayi olmasın ve fire verilmesin diye bir elde telefon randevulu hastalar aranırken diğer elde hesap makinesi ile doz hesabı yapmak, bu arada uzayan kuyruğa gerekli bilgiyi vermek bizim için köşe kapmaca oynamak gibi oldu. Son iki aydır her üç günde yeni yaş grubu eklenmesi, yine eklenen bu grubu bizim gece yarısı bakanın attığı tweetlerle öğreniyor olmamız, ertesi güne randevusuz aşılamanın kabul edilmesi bizim emeğimiz üzerinden yapılan bir şova dönüştü. Saatlerce süren kuyruklarla, sürekli açıklamalar yapılarak, stresten strese girerek götürüyoruz süreci.
Tamamen biz sağlık emekçileri üzerinden bir şova dönüştürülerek yürütülen aşı programında, yine her gece son saatlerde (aşı hafta sonu dahil gece 23’e kadar devam ediyor) yoğun bir telefon trafiği başlıyor. Kalan bir-iki doz ziyan olmasın diye randevulu hasta bulmaya çalışıyoruz. Evet, bu yoğunluk sadece iki-üç doz aşının ziyan olmaması ve daha çok insanın aşılanması için.
Aşı merkezinde çalışan hemşire E.H:
Açıklama yapmak da bize kalıyor
Çok yoruluyoruz tabii. Yani ne görevlendirmeler bitti, ne Covid. En başından beri o kadar yer değiştirdik ki anlatamam. Ve bu bir süre daha devam da edecek gibi görünüyor. Bizler şimdi de aşı merkezleri ile sahada olmaya devam ediyoruz. Aşıda çalışırken belirli zorluklarımız var ama ne yalan söyleyeyim kurtulma ihtimali arttıkça ben mutlu oluyorum. Çünkü inanılmaz bir yorgunluk, hayattan keyif alamama halim var ve sanki tek çıkış yolu bu gibi. Aşı merkezlerinde belirli sıkıntılarımız oluyor elbette günlük randevu kotası çok yüksek. Hemen hemen her gün 12 saat çalışıyorum, gündüz kendi yerimde, 16.00’dan sonra aşı merkezinde, ertesi gün 08.00’de yine iş başı. Çok yorucu oluyor gerçekten. Randevu kotası da çok yüksek ama elimize geçen aşı, verilen aşı randevularına yetmiyor. Bazen kurumda aşı olmadığı halde MHRS veya 182 üzerinden randevu veriliyor. Bütün açıklamaları yapmak da bize kalıyor haliyle. Küçük yerde insanlar hastanelere daha zor ulaşıyor zaten. Aile sağlığı merkezlerine de aşı yetkisi verildikten sonra yükümüz azaldı biraz, bu sefer onlarınki arttı.
S. Taksim İlkyardım Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde hemşire:
Aşı mevzusu umut içeriyor
Sistemsel sıkıntılar oluyor ve biz hasta ile sürekli muhatap oluyoruz. Soğuk zincir, aşıların taşınması, temini, korunması ile ilgili sistem önceden kuruldu. Biz bu durumlarla ilgili sıkıntı yaşamadık. Aşıları İlçe Sağlık getiriyor, aşı dolabına koyup, gün içinde dağıtıyoruz her aşı odasına. Bugüne kadar en fazla 3bin 200 aşı yaptık, 16 odamız var, sadece aşı için çalışılan. Çalışma saatleri uzun, buna geçtiğimiz yılın yorgunluğu eklenince evet zorlanıyoruz ama sistemsel zorluklar daha çok yoruyor bizi. Mesela arada sistem gidiyor, randevulu hastalarda birikme oluyor ya da aşı sayısı randevulu kişi sayısına yetmiyor. O zaman inanılmaz sıkıntı yaşanıyor. Hastanelerde tahammül az oluyor nedense. Yaş grupları açıklanınca da çok sıkıntı yaşadık. 6 oda aşı yapmak için açıkken, birden 12ye çıkarmak zorunda kalıyoruz. Bu da evden çağırılma, ek mesai olarak yansıyor bize. Bir flakondan 6 kişiye aşı yapılıyordu, birileri gelmeyince tamamlamak için çok çaba harcadık. Yani isteyenlere yapmak gibi bir şey de mümkün değil çünkü sistemde adının olması gerekli. Diğer bir risk de anafilaksi, biz de çekiniyoruz tabii bu riskten. Aylardır çok fazla mesai yapıldı, şimdi yavaş yavaş azalmaya başlandı. Sorunlar var ama kimse mutsuz çalışmıyor. Daha umut içeren bir durum aşı mevzusu. Covid döneminde yaşanan sıkıntılarla kıyaslayamam bile. İnsan zorlu koşullara alışınca toleransı da artıyor demek ki…
Serpil ASM’ de hemşire:
Gebe ve çocuk takibi de bizde
Bir dönem bakanlık randevulara müdahale etti. Yemek molamıza bile çıkamadık, makineye bağlanmış gibiydik. Giriş yap, sisteme gir, aşı, sıradaki… Bazen ikna çabaları da giriyor işin içine. Onları doktora yönlendirmeye başladık. Yoksa sırada bekleyenler varken ona zamanımız olmuyordu gerçekten. Randevu sistemine müdahale de ortadan kalkınca bir tık rahatladık. Şimdi doktor veriyor kendi randevusunu ama sistem aynı anda yedi kişiye birden randevu verince onun da getirdiği zorluklar oluyor tabii. Randevular 15 dakika aralıklarla açılıyor ve yedi kişinin randevusu aynı anda oluyor. Bir aşı flakonunu açmak için 6 kişi gerekli, eksik kalınca sürekli randevulu birilerini bulmaya çalışıyoruz. Bir aşı dahi ziyan olmasın diye bunu da anlatmak gerekiyor, bize kalıyor yine ama anlatamıyoruz. Bizim aile sağlığı merkezimizde aşı odası bir tane ve üç-dört kişi aynı odada oluyoruz. Hastalar da birikince sosyal mesafe hak getire. Onu korumak içinde sürekli bir açıklama halindeyiz. Yorgunuz sanırım, araya gebe takibi, çocuk aşıları falan eklenince çok daha yorucu oluyor. O da bizim işimiz. Aynı anda çok şey düşünüp yapmak gibi doğaüstü güçler edindik artık. Performans almadık zaten bu süreçte, arada bir verilince de çalışanlar arasına uçurum sokularak veriliyor. Ev kiralarımıza insafsızca yapılan zamlara sebep olmasaydılar bari yaptıkları içi boş açıklamalarla.
Sevgi SES İş Yeri Temsilcisi:
Görmek istemeseler de anlatacağız
Aile sağlığı merkezlerinin fiziki koşullarının uygun olmaması bu süreçte çok ciddi sorun. Yani daha çok para gözden çıkarılıp, daha iyi bir mekân kiralanmak istense bile, aile sağlığı merkezlerine uygun bina da yok, boş bina da. Çalışılan mekânın havalandırması, ışık alması çok önemli oluyor. Covid’le beraber havalandırma daha da önem kazandı. Belirlenen nüfusa yetişmek bile zordu, şimdi buna aşılar da eklendi. Bize ilk aşı yapma yetkisi verildiğinde, randevuları, kişi sayısını ilçe sağlık belirliyor, bir saat aralığına çok fazla hasta randevusu açıyor, onların yığılması ile sonuçlanıyordu. Daracık alanlarda kalabalıklar oluştu, uyarmak da gerginlik yaratıyor genellikle. Randevu saatim geldi, deyip kapının ağzında bekleme alışkanlığı hiç değişmedi. Aşılarda lojistik aksaklık yaşanması da ciddi sıkıntı oluşturuyor. Zamanında gelmeyen aşılar bize iş yükü ve stres olarak geri dönüyor. Her aksaklığı anlatmak çok zorlayıcı. Koruyucu hizmet dediğimiz gebe takibi, çocuk takipleri inanılmaz aksıyor. Çünkü anlatmaya ne zamanınız ne imkânınız oluyor. Tabii anlatma işi de hep bize kalıyor. Sisteme düşen gebe takibi aksaması çok yaşandı, karar destek sisteminde (*)hiçbir esneklik gösterilmemesi bizi ekonomik olarak da zora soktu. Takibi yapılmamış görünen gebe için bakanlık verdiği azıcık performans ücretini de kesiyor. Doktorlar işbirliği halinde değil, benim çalıştığım yerde. Birçok arkadaşımdan da benzer şeyler duyuyorum. Yani genelde bazı aile sağlığı merkezlerinde doktorlar aşı girişi yapıyor ebe, hemşire uyguluyor, ama çoğu yerde gündemlerine bile girmiyor.
Yani aşının girişi, sistem onayı, sonra yapılması gerekenler hepsi bize kalıyor. Bu doktora karşı bir tavır olarak algılanmasın ama aşıyı hemşire yapar. Sağlık Bakanı’nın fotoğraflarda aşıyı da onların yaptığı şeklindeki paylaşımları çok anlamsız ve bizim emeğimize saygısızlık olarak algılıyoruz. Bizi görmeyen yerden devam ediyor sistemin işleyişi.
Binlerce sağlık emekçisinin uzun zamandır bitmek bilmeyen bir yükle devam eden mücadelesi, şimdi de salgını bitirmek için devam ediyor. Tabii yine kimselere sorulmadan, sağlık emekçilerine oldukça uzaktan bakan bir bakan ile. Sağlık bakanının sözleriyle ifade ettiği gibi değil durum; altını ısrarla çiziyoruz. Sağlık sistemi ve doktorlar değil, binlerce sağlık emekçisinin emekleri ile elde edilen başarılar bunlar, onlar görmek istemese de bizler anlatmaya devam edeceğiz.
*Karar destek sistemi: Aile hekimi nüfusuna kayıtlı gebe, çocuk, bebek, aşı takibinin yapıldığı sistem