Avrupa Sendikalar Konfederasyonu kararı: Haysiyetli Yaşlanma

5-6 Ekim 2021 tarihli icra komitesi toplantısında konfederasyon, haysiyetli yaşlanmayı savundu. Emekli maaşlarının yetersizliğine yol açan işgücü piyasasındaki eşitsizliklerin derhal ele alınarak erişilebilir, karşılanabilir ve kaliteli bir kamu hizmeti altyapısına yatırım yapılmasına, emekliliğe de taşınan cinsiyete bağlı gelir farklılıkları ile mücadele edilmesine karar verdi.
Paylaş:
Çeviri: Başak Küçükaksoy Uğuz

5-6 Ekim 2021 tarihli icra komitesi toplantısında konfederasyon, haysiyetli yaşlanmayı savundu. Emekli maaşlarının yetersizliğine yol açan işgücü piyasasındaki eşitsizliklerin derhal ele alınarak erişilebilir, karşılanabilir ve kaliteli bir kamu hizmeti altyapısına yatırım yapılmasına, emekliliğe de taşınan cinsiyete bağlı gelir farklılıkları ile mücadele edilmesine karar verdi.

Önsöz

Bu belgede, AB tarafından finanse edilen “ETUC SociAll[1]”: Herkes için Sosyal Koruma” projesi çerçevesinde gerçekleşen iki yıllık çalışmanın sonucu sunuluyor. Pandemi tüm AB vatandaşlarının etkin ve yeterli sosyal korumaya erişimini etkileyen birçok sorunun artmasına sebep oldu.

Pandeminin ardından, onun olumsuz etkisini dengeleyebilen ve yaşlanmanın demografik eğilimlerinin etkilerini algılayabilen bir sosyal koruma politikası oluşturabilecek toplumsal sürdürülebilir iyileşme ve yeni bir itici güç sağlanmalıdır

İşveren Emeklilik Planı Referansı’nın (EPSR) Uygulanmasına Yönelik Eylem Planı[2], iyileştirmesine rehberlik etmelidir. Teşvik ettiği entegre politikalar, herkes için, özellikle de emekli olan yaşlılar için sosyal korumanın kapsamı, etkinliği ve yeterliliği ile ilgili temel zorlukları ele alma açısından işlevseldir.

Avrupa Sendikalar Konfederasyonu (European Trade Union Confederation- ETUC), EPSR’nin uygulanmasına yönelik entegre bir yaklaşımı benimser ve Yaşlanma Üzerine Yeşil Kitap[3]’a cevabında belirtildiği gibi, “Haysiyetli Yaşlanma”ya yönelik somut bir yaşam döngüsü yaklaşımı geliştirmek için giderek daha etkili hale getirilmesini şiddetle savunur. Nüfusun yaşlanma eğilimleri, tüm AB vatandaşlarının ve sakinlerinin yaşamları boyunca refahının artırılmasının olumlu bir kazanımı olmalıdır.

ETUC sosyal koruma öncelikleri

ETUC, Covid-19 sonrası ve 2030 yılına kadar sosyal ilerleme için bir dizi bileşik öncelik belirledi. Bu öncelikler, herkes için evrensel ve yeterli sosyal korumaya yönelik zorlukların değerlendirilmesine ve bunları karşılamaya yönelik stratejilere (EPSR’de belirtilen) dayalıdır.; (Eylem Planı Uygulaması ve Porto Sosyal Taahhütleri)

Haysiyetli Yaşlanma”, EPSR ve Eylem Planı tarafından desteklenen hak ve ihtiyaç temelli yaklaşıma dayalı AB ve ulusal politikalarının yürütülmesi için geliştirilen bir ana kavramdır. Demografik değişim dönemlerinde ve Covid baskılarına eklenen dijital, çevresel ve insani geçiş süreçleri göz önüne alındığında, böyle bir yaklaşım, sosyal korumanın mali sürdürülebilirliğinin önemini, yaşlanan nüfusun ihtiyaçları ve talepleri ile yeniden dengelemeyi amaçlar.“Haysiyetli Yaşlanma” yaklaşımı, AB mali kontrol mekanizmaları kapsamında, şimdiye kadar kötü üne sahip olan yaşlılık maliyetine verilen önemi karşılar. Ekonomik yük ile insanların gerçek ihtiyaçları arasındaki öncelikleri tersine çevirmeyi amaçlar. Bu tür bir yaklaşım, emeklilik, sağlık ve uzun süreli bakımla ilgili tartışmaların ötesinde, nesiller arasında ve nesiller içinde gelişmekte olan bir dizi boyutu kapsar. Yaşam döngüsü yaklaşımını benimser ve yaşamın tüm aşamalarında insani ve sosyal boyuta öncelik verir. Yaşlanma doğumla başlıyorsa, yaşlılıkta saygınlık yaşamın tüm evrelerinde ve mümkün olan her koşulda inşa edilmelidir. Sadece birkaçını belirtmek gerekirse, kapsayıcı eğitim, yaş veya cinsiyete dayalı ayrımcılık yapılmaması, insana yakışır işler, adil çalışma ve ücretlendirme koşulları, gerektiğinde, yaşlılık öncesi de dahil olmak üzere, uzun vadeli ve sağlık hizmetlerine garantili erişim… Bu bağlamda, “Haysiyetli Yaşlanma”, bütün EPSR’nin entegre ve birbiriyle ilişkili ilkelerini benimseyen ve somutlaştıran bir kavramdır. AB’yi kalıcı olarak “önce insan” politikasını benimsemeye çağırılıyor.

Hak temelli yaklaşım benimsenmeli

Sosyal korumaya hak temelli bir yaklaşımın benimsenmesi, insanların yaşamında somut iyileştirmelerin sağlanması ve yoksulluk veya sosyal dışlanmaya maruz kalan insan sayısının azaltılması. Bu şunu ifade eder:

  1. Evrensel sosyal korumanın sağlanması ve herkes ve her yaş grubu için sosyal korumanın kapsam boşluklarının etkin bir şekilde irdelenmesi. Etnik azınlıklara, göçmenlere, standart dışı çalışma biçimlerinde çalışanlara, kayıt dışı çalışanlara özel dikkat gösterilmelidir.
  2. İşgücü piyasasında, istihdamda ve toplumda farklı muamelenin kadın ve erkek arasında yarattığı boşlukları doldurmak adına, -etkinliği cinsiyete duyarlı olan- sosyal koruma sistemlerinde etkili cinsiyet eşitliğinin sağlanması.
  3. Yoksulluğun önlenmesinden çok daha fazlasını hedefleyerek, tüm işçiler ve serbest meslek sahipleri için sosyal korumaya erişime ilişkin Tavsiye Kararı’nın etkili bir şekilde uygulanması. Statüleri veya sözleşmelerinden bağımsız olarak tüm çalışanların sosyal koruma haklarının etkin bir şekilde tahakkuk ettirilmesine ve gerektiğinde yeterli koruma yardımlarının sağlanmasına odaklanılmalıdır; sosyal sigorta primlerinden muaf istihdam dönemleri iptal edilmelidir;
  4. Yeterli sosyal yardımlarla gelir düzeyini güvence altına alınması;
  5. Gelir desteği ve yardıma muhtaç her yaştan insanın, hak temelli sosyal koruma sistemlerinde onurlu bir yaşam sürmesi ve yoksulluğun önlemesi için yeterli karşılıksız haklar sağlayan asgari standartları ve güvenlik ağlarının oluşturulması;
  6. Benzer güvenlik ağlarının sağlanması için tüm üye devletleri bağlayıcı bir taahhütün belirlenmesi;
  7. Sosyal koruma ve sosyal güvenlik haklarını tüm AB’de etkin bir şekilde erişilebilir kılınması ve bu sayede hakların taşınabilirliğini ve haklar ile idarelerin koordinasyonunun arttırılması.

Yeterli evrensel sosyal korumanın mali sürdürülebilirliğinin, dayanışma ilkelerine ve kaynakların kamu odaklı yeniden dağıtımına dayalı yeni paradigmalar üzerine kurulması:

  1. Herkes için yeterli sosyal güvenliğin sürdürülebilirliği, öncelikli olarak, daha iyi tasarlanmış, tamamen kapsayıcı ve daha adil sosyal güvenlik sistemlerine bağlıdır. Hem işçiler hem de serbest meslek sahipleri için zorunlu ve adil katkı payı dereceleri ile eşit hakların yanı sıra yeterli, resmi ve esaslı bir sigorta kapsamı sağlamalıdır. [4]
  2. Sosyal güvenlik katkı payları, herkes ve her yaş için daha fazla ve daha iyi işlere dayandırıldığı ve işverenler ve işçiler arasında yeterli, orantılı ve adil bir şekilde dağıtıldığı sürece etkilidir;
  3. Eşit olmayan yaşam beklentisine rağmen, istihdam türüne ve sözleşme düzenlemesine bağımsız, nitelikli çalışma süresi ve (eşit olmayan) sosyo-ekonomik durum veya çalışma koşullarına bakılmaksızın, bütün nesilleri kapsayacak şekilde tüm çalışanların asgari yeterli koruma standartlarının garanti altına alınabilmesi için, sosyal katkılar sosyal dayanışma temelli sistemleri sosyal katkılarla desteklenmeli ve tamamlayıcı nitelikte olmalıdır. Kadınların yeterli sosyal koruma haklarına sahip olmalarının sağlanması için, bakım yükümlülüklerinin sosyal koruma sistemlerinde daha iyi tanınmasına yönelik tedbirler alınmalıdır. Kadınların yeterli düzeyde sosyal korumaya erişiminin sağlanması için primli ve primsiz mekanizmalar cinsiyete duyarlı bir yaklaşım ile güçlendirilmelidir;

Tam fonlama sistemi zararlı

  1. Yeterli düzeyde primsiz rejimlerin sürdürülebilirliği için artırılmış bir kamu bütçesi gereklidir;
  2. Emekli maaşının satın alma gücünün sistematik olarak korunması. Özelleştirmeyle ve sosyal güvenlik haklarının sağlanması sorumluluğunun bireylere devredilmesiyle mücadele: deneyimler ve araştırmalar, bu “dayanışmadan yoksun” yaklaşımların EPSR’nin iddialı sosyal hedeflerine ulaşabilmesi açısından ne sürdürülebilir ne de adil bir çözüm olmadığını kanıtlamaktadır.
  3. Birikimlerle harcamaları finanse edildiği sistemden sisteminden tam fonlanma sisteme geçiş hem sürdürülebilirlik hem de yeterlilik açısından zarar vericidir.
  4. Belirlenmiş fayda (maaş esaslı emeklilik) modelinden, belirlenmiş katkı (prim esaslı emeklilik) modeline geçişi belirleyen reformlar yoksulluğun önlenmesi, yeterli ve insan onuruna yaraşır koruma güvencesi ve emeklilikten sonra yaşam standardının korunması hedefleri açısından başarısızlıkla sonuçlanıyor. Tüm işçiler için yeterli sosyal korunma sağlanmalıdır.
  5. Tüm işçilerin, özellikle de göçmen kökenli işçiler gibi en savunmasız işçilerin, hızlı bir şekilde gelişen işgücü piyasasına dahil edilmesi ve korunması için, diğer tedbirlerin yanı sıra, daha adil ve artan oranlı vergilendirme, ortak verimlilik gelirleri ve kayıtdışı ekonominin resmileştirilmesi gereklidir;
  6. Artmakta olan yaşlanan nüfusa eşlik etmesi ve genç ve gelecek nesillerin korunmasını engellemeden yaşlıların ihtiyaçlarına cevap verilebilmesi için, tüm kemer sıkma politikalarına karşı sosyal korumaya yönelik kamu kaynaklarının iyileştirilmesi gereklidir;
  7. Covid sonrası dönemde, Avrupa Ekonomik Yönetişim ilkelerinin[5], yaşlanan nüfusa yönelik hak ve ihtiyaç temelli yaklaşım dikkate alınarak revize edilmesine daha da ihtiyaç duyuluyor. Son revizyon, sürdürülebilir büyümenin yeniden başlatılmasına ve yönetişimin bütüncül sosyoekonomik bir anlayışa sahip olmasına olanak sağlamıştır.

Küresel ekonomik yönetişimin, sosyal koruma sistemlerinin sürdürebilirliğini ve yeterliliğini sarsabilecek makroekonomik politikalar ile çakışmasını önlemek için AB küresel düzeyde sesini yükseltmelidir. Bu sebeple, “Haysiyetli Yaşlanma” kavramı, BM 2030 Gündemi’nin ve Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’nin uygulanmasına yönelik çok taraflı eylemde kapsamına alınmalıdır.

“Haysiyetli Yaşlanma” kavramı ayrıca, Küresel Avrupa – Komşuluk, Kalkınma ve Uluslararası İşbirliği Aracı (Neighbourhood, Development and International Cooperation Instrument-NDICI) da dahil olmak üzere komşuluk, kalkınma ve uluslararası işbirliği politikaları çerçevesinde Avrupa Birliği’nin dış eylemlerine yön vermelidir.

Aynı zamanda, AB aday ülkeleri ve AB üye devletlerinin yaşam koşullarının ve sosyal ilerlemenin yukarı doğru dengelenme perspektifini güçlendirmesi adına AB genişleme sürecinin yol gösterici bir ilkesi olmalıdır.

ETUC Sosyal koruma ve Haysiyetli Yaşlanma politika eylemi

“ETUC SociAll: Herkes için Sosyal Koruma” projesi, daimî ETUC sosyal koruma komitesi üyelerinin, politika eylemi için bilgi ve deneyime dayalı net çizgiler belirlemesini mümkün kıldı. Aşağıda ana hatlarıyla belirtilen çalışma kolları, hem ulusal hem de Avrupa düzeyde sendikal siyasi aktörlerinin üst düzey araştırmalarla desteklenen çalışmalarının sonucudur. Politika alışverişi ve yüksek düzeyde uzmanlıkla hazırlanan bu çalışma, hem Avrupa kurumlarına hem de ulusal kurumlara ETUC tekliflerinin[6]. uygulanabilirliği ve etkinliğine dair kanıtlar sunar.

Çalışmanın odak noktası, öncelikli olarak, emeklilik politikasına kapsamlı ve entegre bir yaklaşımdır. Sonuçlar, sosyal yardımların azaltılmasını ya da emeklilik yaşı/ erişilebilirlik koşullarının arttırılmasını öneren olağan seçenekler dışında, yaşlanan bir nüfus için uygulanabilir seçenekler gösteriyor. Şunları ele alıyor: mevcut ve gelecekteki emekliler için her yaşta emekli maaşlarının etkinliği; çalışma çağındaki nüfus için daha fazla ve daha iyi iş temelinde emeklilik maaşlarının sürdürülebilirliği[7]; yaşlıların entegre sağlık ve uzun süreli bakım ihtiyaçları ve daha kapsayıcı bir “bakım hakkı” ile bağlantılı olarak emeklilik gelirinin yeterliliği; yaşlılıkta yoksulluğu önlemek ve onurlu bir yaşamı desteklemek için garanti edilen asgari gelirin rolü; yasal emeklilik yaşının ve erken emekliliğe erişim için adil kuralların tanımlanmasında adalet ve sürdürülebilirlik; tam fonlanma ve finanse etme sistemlerinin planlamasında etkinlik ve eşitlik; ihtiyaçlar ve bu ihtiyaçları karşılayacak mali yönetişim arasındaki tutarlılık.

ETUC aşağıda belirtilenleri takip ediyor[8]:

  1. Sosyal korumaya hak temelli bir yaklaşım – EPSR VE AB SOSYAL KORUMA POLİTİKASI

Avrupa Birliği, Covid krizinin sosyal ve ekonomik yönetimine yaptığı ortak siyasi müdahalenin katma değerini en üst düzeye çıkarmalı, tüm eylemlerinde EPSR benimsemeli ve ayrıca emeklilik ve sosyal koruma politikasında hak ve ihtiyaç temelli mali kurallarına yenilenmiş, daha tutarlı bir yaklaşım geliştirmelidir.

ETUC:

  • Dijital, çevresel ve demografik değişimlere karşı hazır olmak için EPSR 2030 Eylem Planı tarafından belirlenen istihdam ve eğitim hedeflerinin kararlı bir şekilde takip edilmesi çağrısında bulunuyor;
  • AB üye devletlerini proaktif bir yaklaşımla harekete geçmeye ve ulusal sosyal ortakların katılımıyla iddialı ulusal hedefler belirlemeye çağırıyor.

II. Yaşlanma kapsamında, daha fazla ve daha iyi işler aracılığıyla herkes için yeterli sosyal koruma – İŞÇİ PİYASASI VE YAŞLILIK HAKLARI

SociAll’ın sonuçları, kapsayıcı işgücü piyasalarına odaklanan “yukarı doğru dengelenme”  stratejisinin uygulanması ve AB 27’de en iyi performans gösteren AB üye devletlerinde halihazırda var olan istihdam entegrasyon seviyesine ulaşılması durumunda, 2019-2070 döneminde ekonomik bağımlılık oranının, gelecekte beklenen artışını üçte birinden daha az bir oranda azaltabileceğini ortaya koyuyor.

Yalnızca yaşlı bağımlılık oranına odaklanmak, yaşlanan nüfusun sürdürülebilirlik sorunlarının ele alınmasına yardımcı olmaz. Yeterli sosyal koruma ve bu sosyal korumanın daha kapsayıcı bir emek piyasası aracılığıyla sürdürülebilirliği, uyumlu ve insan haysiyetine yakışır ortak bir sığınma ve göç politikası aracılığıyla yaşlanan işgücünün katılımının artırılmasını gerektiriyor.

Cinsiyete dayalı ücret şeffaflığı olmalı

ETUC, emeklilik yaşının gelişigüzel yükseltilmesi gibi maliyet düşürücü emeklilik reformları (ne kamu bütçelerini rahatlatan ne de emekliler için yeterliliği arttıran sağlayan reformlar) yerine, nesiller boyunca yeterli ve sürdürülebilir emekli maaşı sağlamanın en iyi yolunun ekonomik bağımlılık oranının, çalışma yaşındaki insanların işgücü piyasasına entegrasyonun ve iş kalitesinin iyileştirilmesi olduğunu vurguluyor. Sosyal hizmet alanının iyileştirilmesi ve insanların ihtiyaçlarına cevap verilmesi, yüksek kalitede istihdam yaratmaya yönelik bir yatırım olarak değerlendirilmelidir. Karşılanabilir uzun süreli bakım ve kaliteli sağlık hizmetlerine erişimin sağlanabilmesi için sosyal bakımda artan işgücü açığı ele alınması lazımdır.

Emekli maaşlarının yetersizliğine büyük oranda sebep olan  işgücü piyasasındaki eşitsizlikler derhal ele alınmalıdır. Erişilebilir, karşılanabilir ve kaliteli bir kamu hizmeti altyapısına yatırım yapılması sağlanarak, emekliliğe de taşınan cinsiyete bağlı gelir farklılıkları ile mücadele edilmelidir. Bu, küçük çocukları, hastaları ve yaşlıları kapsamalı ve kadınların hak kazanmalarına olanak sağlamalıdır. Bu, cinsiyetler arası ücret farkının yanı sıra ekonominin en düşük ücretli sektörlerinde dahi cinsiyet ayrımcılığını sona erdiren köklü eşitlik politikaları ve yasal bir müdahale ile etkilidir. Bu bağlamda, cinsiyete dayalı ücret şeffaflığını garanti altına alacak güçlü bir direktif ve iş-yaşam dengesi direktifinin etkili bir şekilde uygulanması çok önem taşıyor

Emeklilik yaşından birkaç yıl önce 50 yaş üstü çalışanların, yaş ayrımcılığına maruz kalmaları ve haksız işten çıkarılmaları ya da işgücü piyasasından dışlanmaları – dolayısıyla emekli maaşlarının yeterliliğinin düşmesi– Avrupa Sosyal Ortakları’nın Aktif Yaşlanma ve Kuşaklararası Yaklaşım Anlaşması‘nda[9] öngörüldüğü şekilde ortadan kaldırılmalı ve engellenmelidir. “Haysiyetli Yaşlanma” kavramına yaşam döngüsü yaklaşımı ile, nesiller arası dayanışmayı güçlendirmek amacıyla gençler için güncel iş fırsatları sunulurken, kıdemli çalışanların şirketlerde kalmaları teşvik edilmelidir; böylelikle her iki yaş grubu için de daha iyi sosyal koruma koşulları garanti edilebilir.

Emeklilik sistemleri dayanışma temelli bir mantıkla yeniden düzenlenmelidir. Şimdiye kadar, emeklilik sistemleri, yeniden dağıtım sistemlerinin yaşlanan nüfus nedeniyle artık sürdürülebilir olmadığı varsayımı ile aşamalı olarak tekrar yapılandırılmışlardır.  Uygun katkı payları elde etmek için bireysel işçilere yüklenen yükü artırma eğilimi tersine çevrilmelidir; çünkü bu eğilim, gelecekteki düşük emeklilik geliri risklerini bireysel işçilere kaydırıyor. Gelecekteki faydaların garantisini sunmayan ve dolayısıyla gelecekteki korumanın güvencesizliğini artıran “belirlenmiş katkı” sistemleri revize edilmelidir.

Emeklilik ve sosyal koruma primleri ödeme yükümlülüğünün çalışanlar ve işverenler arasında eşit olmayan şekilde dağıtılması, gelecekteki faydaların etkinliğini ve yeterliliğini engelliyor. Katkı yükünün işverenler ve çalışanlar arasında paylaşımı, işçilerin maaşlarını ve emekli maaşlarını korumaya odaklanmalı ve gelecekteki faydaların yeterliliğini tehlikeye atmamalıdır.

ETUC’un talepleri

  • Emeklilik sistemlerinin düzenlenmesinin, mali sürdürülebilirliklerine katkıda bulunurken, aynı zamanda, hem etkili hem de yeterli faydaların tahakkuk etmesini sağlama kapasitelerine göre değerlendirilmesini;
  • Sosyal koruma ve emeklilik sistemlerinin adaletsizliği ve/veya verimsiz düzenlemelerinin ele alınmasını;
  • Tüm çalışanlara yeterli emekli maaşının garanti edilmesini ve çalışma hayatlarında kazanılan hakların yeterli emekli maaşlarına katkıda bulunmasını;
  • Tam fonlama mantığını değişen iş dünyasında demografinin zorluklarını karşılayamaz durumdayken, kamusal, yeniden dağıtımcı, vergi-ve-dayanışma temelli sistemlerin restore edilip iyileştirilmesini,

III. Her yaşta haysiyetli bir yaşam için yoksulluğu önleme ve güvenlik ağları – HERKES İÇİN GARANTİLİ ve YETERLİ ASGARİ STANDART

Kemer sıkma politikalarına dayalı ekonomi politikaları, en savunmasız kişilerin sosyal korunmasına yönelik ulusal harcamaların azalmasına ve yoksulluk oranlarının artmasına neden oldu. EPSR Eylem Planı, asgari standartların ve güvenlik ağlarının eksikliğini ele alınması çağrısında bulunuyor.

ETUC çağrıda bulunuyor:

*  Yoksullukla mücadele amaçlı yapılandırılmış  bir stratejinin uygulanması,[10]

  • EPSR 2030 Eylem Planı tarafından belirlenen yoksulluk ve sosyal dışlanma hedeflerinin takibi,
  • Herkesin onurlu bir yaşam sürmesine ve topluma tam anlamıyla entegre olma fırsatlarını değerlendirmesine olanak sağlayan yeterli asgari gelir planlarının hayata geçirilmesi,[11]
  • Tüm yaşlılara insana yaraşır standartlara sahip olmalarını sağlayacak yeterli asgari emekli maaşlarının garanti edilmesinin kabul edilmesi,
  • İyi bir yaşam standardına sahip olmalarını sağlamak için tüm yaşlılara garanti edilecek yeterli asgari emekli maaşlarının kabul edilmesi.

IV. Sosyal korumanın kapsamının ve yeterliliğinin yukarı doğru dengelemesine yönelik sosyal ve ekonomik göstergeler – İHTİYAÇ VE HAK TEMELLİ İZLEME ARAÇLARI

  • Yenilenen Sosyal Skorbord’da olduğu gibi, sosyal göstergeler geleneksel ekonomik göstergelere artan bir hızla ekleniyor ve kendi yerlerini aliyor. Bu, olması gerektiği gibi, sosyal politikanın izlenmesini ekonomi politikalarının merkezine taşır.
  • ETUC, sosyal korumaya erişime ilişkin Tavsiyenin Uygulanması ile ilgili olarak Üye Devletlerin performanslarının mevcut göstergelerinin tamamlanmasını ve/veya değiştirilmesini talep ediyor. Bu, Avrupa’daki emekli maaşlarının “Haysiyetli Yaşlanma” açısından fonksiyonel olarak iyileştirilmesine katkı sağlar.

V. Covid-19 sonrası dönemde evrensel ve yeterli sosyal koruma modellerinin fonlanması – SOSYAL KORUMA FİNANSMANINI YENİDEN DÜŞÜNMEK

SURE, acil durumlara yönelik kemer sıkma odaklı olmayan bir yaklaşımın, yalnızca birkaç ayrıcalıklı kişinin değil, daha fazla insanın gelir, güvenlik, refah ve genel koruma haklarından yararlanmasını nasıl sağlanabileceğini gösterdi. Sosyal koruma ve özellikle emeklilik sistemleri Covid krizinden şüphesiz büyük darbe aldı. Bununla birlikte, SociAll projesi tarafından incelenen 12 ülkede ortaya çıkan sorunlar, Avrupa düzeyinde yeterli kaynaklarla desteklenen ve hak temeline dayalı politikalar oluşturulmasına çözüm sunabilir. Araştırmalar ve deneyimler, krizle daha iyi başa çıkan ülkelerin, hali hazırda iyi tasarlanmış sosyal koruma sistemlerini uygulayan ülkeler olduğunu gösteriyor.

Dijitalleşmenin de dahil olduğu çalışma dünyasının değişen dinamikleri, gelecekte sosyal korumayı finanse etmenin yeni yollarına duyulan ihtiyaca işaret ediyor. Bunlar, finansal şirketler ve dijital platformlardaki yeni vergilendirme kurallarının yanı sıra verimlilik kazançlarının yeniden dağıtımını da kapsamalıdır.

Etkili sosyal koruma sistemleri aracılığıyla insana yatırım yapmak, ekonomik büyümenin kalitesini ve seviyesini arttırmak  anlamına gelirken; sosyal korumaya yatırım yapmak ise, bir ülkenin gelişimini ölçen tek gösterge olan GSYİH mantığının ötesine geçerek mali kararlara yön vermede refah düzeyini, alternatif bir ölçü olarak değerlendirmek anlamına gelmektedir.

  • ETUC, geçici COVID-19 kriz önlemlerinin hukuka dayalı yeterli ve kapsayıcı sosyal koruma sistemler oluşturulması için kalıcı hale getirilmesini talep ediyor. Ayrıca, AB ve küresel sorunların bir dayanışma ve yukarıya doğru sosyal dengeleme perspektifi ile ele alınmasını sağlayacak yapısal AB müdahaleleri istiyor.

Kemer sıkma politikalarını kaldırın

VI. Avrupa Ekonomik Yönetişimi dahilinde sosyal korumaya hak temelli bir yaklaşım – HAYSİYETLİ YAŞLANMA ve YAŞLANMA MALİYETLERİ

Ekonomik ilerleme ile sosyal ilerleme arasında bir çelişki bulunmamaktadır. Covid krizi, mali ve sosyal öncelikler arasındaki dengenin ertelenemeyeceğini göstermiştir. Ayrıca, üye devletlerin, maliyet düşürücü bir yaklaşım yerine ihtiyaç temelli bir yaklaşımı benimsenmesi konusunun yeniden ele alınması gerektiğini göstermektedir.

ETUC’un geliştirmekte olduğu “Haysiyetli Yaşlanma” konsepti doğrultusunda ETUC aşağıdakileri talep ediyor:

  • Mali kemer sıkma politikalarının kaldırılması ve hükümetlerin etkili sosyal transferler ve ihtiyaç temelli harcamalar yoluyla insanların en temel haklarını karşılamasını;
  • Sosyal korumanın sürdürülebilirliği, yeterliliğine, yani herkes için etkin ve onurlu yaşam koşulları sağlama potansiyeline göre değerlendirilir;
  • EEG çerçevesinde, “yaşlanmanın maliyeti” kavramı, hak temellini ve emekli maaşları, sağlık ve uzun süreli bakımın insanların refahı için bir yatırım olarak değerlendirilmesi gereğini ifade eden “ Haysiyetli Yaşlanmanın Maliyetleri” şeklinde revize edilmiştir,
  • AB düzeyindeki çerçevelerin, politikaların oluşturulmasına rehberlik edecek ihtiyaç ve hak temelli bir yaklaşımda genel tutarlılığı sağlayacak şekilde değiştirilmesi.

[1] New link: https://spa1.etuc.org/ available soon

[2] Adopted at the virtual Executive Committee Meeting of 22-23 March 2021

[3] Adopted at the virtual Executive Committee Meeting of 22-23 March 2021

[4] https://www.etuc.org/en/document/etuc-position-proposal-council-recommendation-access-social-protection-workers-and-self

[5] in coherence with the ETUC resolution on public debt and EU fiscal rules https://www.etuc.org/fr/node/20811

[6] The hyperlinks in the text lead to the ETUC SociAll webpage where project outcomes, expert studies and policy documents are available in different languages.

[7] https://www.etuc.org/en/document/etuc-resolution-defining-quality-work-etuc-action-plan-more-and-better-jobs

[8] More reference documents are available in the hyperlinks

[9] https://www.etuc.org/sites/default/files/circular/file/2019-07/European%20Social%20Partners%E2%80%99%20Autonomous%20Framework%20Agreement%20on%20Active%20Ageing.pdf

[10] See ETUC discussion paper on the European tools for minimum income schemes, a cornerstone for a European anti-poverty and social inclusion strategy, approved at the virtual Executive Committee meeting that took place on the 2nd and 3rd of July 2020, https://www.etuc.org/sites/default/files/document/file/2020-08/EN-European%20tools%20for%20minimum%20income%20schemes%2C%20a%20cornerstone%20for%20a%20European%20anti-poverty%20and%20social%20inclusion%20strategy%20%28discussion%20paper%29.pdf

[11] See ETUC input on the right to adequate, accessible and effective minimum income schemes, Resolution adopted at the virtual Extraordinary Executive Committee Meeting of 23 September 2020 https://www.etuc.org/sites/default/files/document/file/2020-09/ETUC%20input%20on%20the%20right%20to%20adequate%2C%20accessible%20and%20effective%20minimum%20income%20schemes%20%28Resolution%20adopted%29_1.pdf

https://www.etuc.org/en/document/etuc-resolution-implementing-epsr-ageing-dignity

Paylaş:

Benzer İçerikler

Avrupa İşçi Sendikaları Konfederasyonu’nun (ETUC) yönetiminde üç kadın bulunuyor. Genel sekreter yardımcılığı görevini sürdüren Isabelle Schömann, aynı zamanda kadın işlerinden de sorumlu. Son kongrelerinde ETUC içinde yüzde 51 oranında bir kadın temsiliyeti sağlandı. Onunla ETUC’daki kadın çalışmalarını konuştuk…
Fransa’da emeklilik açısından kadınlar ve erkekler arasında yüzde 40’lık bir uçurum var. Kadınların kariyeri daha çok kesintiye uğrarken, yarı zamanlı işlerde çalışanların da çoğunluğunu kadınlar oluşturuyor. Bu nedenle emeklilik reformundan daha çok etkilenecekler. Hükümetin iddiasının aksine reformun kazananı değil, kaybedeni konumundalar.
İçeriklerimizi kaçırmamak için e-posta bültenimize ücretsiz abone olun!