Bakım Çemberi: Kadınların iş hayatı ve kimlik

Kitap; çocuk, hasta ve yaşlılara bakım veren kadınların deneyimlerini incelerken şu önemli noktaya da dikkat çekiyor: Bakıcılık yapan kadınlardan fiziksel emeğin yanı sıra işini aşkla yapması bekleniyor. Bakıcılık, akıl ve duygu arasındaki ayrıma meydan okuyor.
Paylaş:

Bakım Çemberi isimli derleme kitap,*  çocuk, engelli ve kronik hastalara bakan kadınların bakım verme deneyimlerini inceliyor. Bu nedenle bakım verenlere değil, bakım alanlara odaklanan, bakımla ilgili çoğu yazıdan farklı. Antropolojiden sosyal hizmete disiplinlerarası makalelerden oluşan kitap, belirli ortamların hem bakım vermenin doğasını hem de bu emeğin karşılığını nasıl şekillendirdiğini araştırıyor. Kitaptaki makaleler, bakımı şu üç bağlamda inceliyor: Bakım veren kişinin bakım alan kişiyle ilişkisi, ücret ve çalışma yeri.

Kitabın dikkat çektiği önemli noktalardan biri, bakıcılık yapan kadınlardan fiziksel emeğin yanı sıra işini aşkla yapmasının beklenmesi (Abel & Nelson, 1990: 4; aktaran Çeltikci, 2019: 112).

Ayrıca bakıcılık, uzun sürme ihtimali yüksek bir meslek. 1982 tarihli Uzun Süreli Bakım Araştırması (NLTCS), bakım hizmeti verenlerin yaklaşık yüzde 44’ünün birle beş yıl arasında, beşte birininse beş yıl veya daha uzun süredir yardım sağladığını gösteriyor (Abel, 1990: 67).

Kitaba göre bakıcılık, akıl ve duygu arasındaki ayrıma da meydan okuyor. Çünkü özel alanda genellikle kendimizi yakından bağlı hissettiğimiz kişilerle ilgileniriz. Ancak bakıcıların bu ayrıma meydan okuyan düşünme tarzına baktığımızda onların, baktıkları kişilere karşı güçlü duygusal bileşenleri olduğunu görüyoruz. Geçmişten günümüze hem bakım verme hem de bakım alma konusunda yoğun tartışmalar yürüten feminist araştırmacılar, bu konuda aklın yanı sıra duygu ve sezgiyi de içeren bir düşünce türünü çok önceden tanımlamaya çalıştılar elbette.

Bakıcılık hâlâ ‘kadın işi’

Artan sayıda kadın; çocuk bakıcıları, hemşireler, evde sağlık ekibi ve sosyal hizmet uzmanları olarak genişleyen hizmet sektörüne giriyor. Bakıcılık hâlâ kadınlarla ilişkilendirilen bir çalışma alanı olmaya devam ediyor.

Ücretli bakım işinin çoğu, resmi organizasyon sınırları dışında gerçekleşiyor. Bakım meselesinde toplumsal cinsiyete dayalı işbölümü yerleşik olduğundan kadınlar yalnızca çocuklara değil, engelli, yaşlı ve akrabalarına da bakıyor. Yaşlılara bakanların yüzde 70’inden fazlası kadınlar ve yetişkin kız çocukları. Kadınlar sadece özel alanda değil, aynı zamanda kamusal alanda bakım vermeye dayalı mesleklere de hâkim. Örneğin, anaokulu öğretmenlerinin yüzde 98,4’ünü, çocuk bakımı sağlayanların yüzde 97,4’ünü ve kayıtlı hemşirelerin yüzde 96,5’ini kadınlar temsil ediyor.

Yakın zamanda yapılan bir araştırmaya göre, New York’ta evde bakım çalışanlarının yüzde 99’u kadın. Bunun yüzde 98’i ırksal azınlık gruplarından ve neredeyse yüzde 50’si de göçmen. Bu kadınlar çok yüksek bir oranla üç veya dört çocuğu olan bekâr anneler (Donovan, 1989; aktaran Abel & Nelson, 1990: 23).

Bakım vermenin gerektirdikleri…

Hem bakım verenler hem de bakım alanlar toplumsal cinsiyete, sınıfa ve ırka göre farklılık gösteriyor. Daha yüksek statülü çalışanlar, işçi sınıfı ve azınlıklara bakım sağladığında bakım verme işi kolayca sosyal kontrole dönüşebiliyor. Bakım Çemberi, marjinal işçiler, beyaz, orta sınıf insanlara bakım sağladığında, bize bakım hizmetinin kişisel hizmetin önemli unsurlarını bünyesinde barındırma eğiliminde olduğunu gösteriyor.

Çoğu analist bakım alanlara odaklanırken bakım verenlerin ihtiyaçlarını görmezden gelmiş. Bu derleme kitabın diğerlerinden farkı, bakım alanlardan çok neredeyse tamamı kadınlardan oluşan bakım verenlere odaklanması. Çocuklara, kronik hastalara ve kırılgan yaşlılara bakım veren kadınların deneyimlerini inceleyen Bakım Çemberi’nin bize gösterdiği en önemli şeylerden biri, bakıcılığın esneklik, sosyal destek, sınırlar koyma ve beklentilerle duygusal çalışma arasında uyum gerektiren bir meslek olduğu. Bakım Çemberi, ev ve huzurevi gibi mekânlarda başkalarının çocuklarına annelik yapan kadınlardan hemşirelik yapan kadınlara, bakıcılık yapan kadınların belirli ortamlardaki deneyimlerine bakarak, bakım vermenin aslında neleri gerektirdiğini ve bunun bakıcılık yapan kadınların yaşamlarında ne anlam ifade ettiğini keşfediyor.

Kaynakça

Çeltikci, M. (2019). Küresel “Minyon Kahverengi” Kadın Emeği: Türkiye’de Çalışan Filipinli Kadınlar. İstanbul: İstanbul Üniversitesi (Yüksek Lisans Tezi).


* Abel, Emily K. & Nelson, Margaret K. (1990). Circles of Care: Work and Identity in Women’s Lives. Albany: State University of New York.

Paylaş:

Benzer İçerikler

Gösterilecek içerik bulunamadı!
İçeriklerimizi kaçırmamak için e-posta bültenimize ücretsiz abone olun!