bell hooks: feminist, yazar, aktivist, akademisyen

15 aralık 2021 tarihinde yeğeninin açıklaması ile Berea’daki evinde öldüğünü öğrendik. Siyah Feminizm, kimlik siyaseti, pedagoji üzerine yazdıkları ile feminizmin yolunu aydınlatan, feminist bilginin herkes için olduğunu savunan hooks, güçlü ve mücadeleci bir kadındı. Onu özleyeceğiz.
Paylaş:
Serap Güre   serap.gure@gmail.com

15 aralık 2021 tarihinde yeğeninin açıklaması ile Berea’daki evinde öldüğünü öğrendik. Siyah Feminizm, kimlik siyaseti, pedagoji üzerine yazdıkları ile feminizmin yolunu aydınlatan, feminist bilginin herkes için olduğunu savunan hooks, güçlü ve mücadeleci bir kadındı. Onu özleyeceğiz.

Bell Hooks 1952 yılında Hopkinsville, Kentucky’de, işçi sınıfına mensup bir aileye doğdu.

Gloria Watkins ismiyle dünyaya gelen hooks, sonradan ismini değiştirerek ‘bell hooks’ adını aldı. Büyükannesinden esinlenerek can kancaları anlamına gelen bu mahlası kendine uygun bulmuştu. Feminist bir yaklaşımla “Kimliğinden ziyade çalışmalarına dikkat çekmek.” amacıyla isminde büyük harf kullanmamayı seçti.

1972’de Stanford Üniversitesi İngilizce bölümünden mezun oldu. 1976’da İngiliz Edebiyatı bölümünde yüksek lisansını tamamladı. Birkaç yıl sadece yazdı, öğretmenlik yaptı, geçimini sağlama amacıyla telefoncuda çalıştı. 1983 yılında California Santa Cruz Üniversitesi’nde edebiyat doktorası yaptı.

1981’de, çağdaş toplumda Siyah kadınların marjinalleştirilmesini ve boyun eğdirilmesinin yanı sıra çağdaş medeni haklar ve kadın kurtuluş hareketlerinin izini süren öncü bir kitap olan “Ben Kadın Değil miyim: Siyah Kadınlar ve Feminizm -Siyah kadın kölelere nasıl davranıldı” adlı ilk büyük çalışmasını yayınladı.

 Sevginin etiği

“Feminizm herkes içindir” sözü ile benimsediği yazım biçimi ve politik duruşu akademik dili sade ve rahat bir anlatıma dönüştürerek popüler kültürle temasını kurdu. bell’e göre, “Feminist hareketi yaşatan güç, feminist düşünce ve pratiğin paylaşımıydı. Feminist bilgi herkes içindi.”

80li yıllarda ikinci dalga kadın hareketinde aktif olan bell hooks, feminizmin görünür olan eğitimli, orta sınıf ve beyaz kadınların dışında tüm kadınları kapsayan cinsiyet, cinsel kimlik, cinsel yönelim, sınıf, ırk, ulus, din tüm ayrımcılıklar ile mücadele eden bir politik hareket olduğunu savundu.

Sevgi üzerine, “Sevgi kavramını soyut, her şeyi kucaklayan, fantezi olarak değil, etik, ilke, değer ve davranışlar olarak yeniden kazanmalıyız. Adaletin eylemde olduğu bir aşk… Sevgiyi her zaman bir duygu yerine bir eylem olarak düşünerek başlamak, kelimeyi bu şekilde kullanan herkesin otomatik olarak hesap ve sorumluluk üstlenmesinin bir yoludur… Kültürel olarak yaşamın tüm alanları – siyaset, din, işyeri, aile içi evler, samimi ilişkiler- temellerini sevgi ahlakına sahip olmalı ve olmalıdır. ” derken duyguyu eylemle birlikte ele aldı.

Ölümü üzerine yakın arkadaşı ve Berea Koleji’nin eski müdürü Linda Strong, “Siyahların ve özellikle kadınların bunu yapmasına izin verilmediği bir zamanda kendi kurallarına göre yaşayan ve kendi gerçeğini söyleyen muazzam ve güçlü bir kadındı ” diye yazıyordu.

bell hooks’un yaşamı boyunca yazdığı 30’u aşkın kitabın arasında Feminizm Herkes İçindir (Feminism is For Everybody, 2000), Hep Aşka Dair (All About Love, 1999) Sınırları Aşmayı Öğretmek (Teaching to Transgress, 1994), Duygu Yoldaşlığı-Kadınların Sevgi Arayışı (Communion: The Female Search For Love, 2002), Ain’t I a Woman? (1981)

2014 yılında, Berea College’da arşivlerini barındıran ve uzun süredir “emperyalist-beyaz-üstünlük-kapitalist-ataerkil” olarak tanımlanan şeyi nasıl anlayıp bozacağını daha fazla keşfetmeye çalışan etkinliklere ve konuşmacılara ev sahipliği yapan Bell Hooks Enstitüsü’nü kurdu.

 

Ondan geriye kalanlar…

“erkeklere sevme sanatı öğretilmezse, sevemezler.”
“bu erkekler bir yandan dünyaya özgürlüğün önemini anlatırken, diğer yandan kendi sınıflarındaki kadınları eziyorlardı.”
“birbirimizin sesini şahsi düşüncesini duymamız, bazen bu sesleri kişisel deneyimle ilişkilendirmemiz, birbirimizin farkına varmamızı sağlar.”
“çünkü feminist hareket, erkekler için de ataerkil­liğinin köleliğinden kurtuluş umudunu barındırır.”
“kadınlarında en az erkekler kadar cinsiyetçi olabileceği yine kadınlar tarafından anlaşıldı. bunun ardından da erkek karşıtı feminist anlayış, hareketin bilincini şekillendiren öge olmaktan çıktı. tüm toplumsal cinsiyet adaletinin yaratılmasına odaklandı.”
“evdeki sorunlar daha fazla stres yaratır ve çözülmesi daha zordur, oysa işyerindeki sorunlar herkes tarafından paylaşılır ve çözüm bulması yalnız yaşanmaz.”
“kimlik siyaseti hakim yapıyı eleştirecek bir bakış açısına direnişe amaç ve anlam veren bir pozisyona ulaşmak için ezilen ya da sömürülen grupların mücadelesinden doğdu.”  

 

 

Paylaş:

Benzer İçerikler

Gösterilecek içerik bulunamadı!
İçeriklerimizi kaçırmamak için e-posta bültenimize ücretsiz abone olun!