Bir Mayıs şiirinin şairi Yaşar Nezihe Bükülmez

Grev ve işçi hareketlerini destekleyen 1 Mayıs için ilk Türkçe şiiri yazan Yaşar Nezihe’nin hayat hikâyesi ve sıra dışı kimliğiyle,  dönemin kadın şairleri arasında farklı bir yeri vardır. Şiirlerinde yoksul ve zorlu çocukluğu, aşkları ve evlilikleri gibi hayatından temaları konu aldığı gibi cinsiyetçiliğe ve toplumsal sorunlara da yer verir.
Paylaş:
Fitnat Durmuşoğlu
Fitnat Durmuşoğlu
fitnat.d@hotmail.com

Fitnat Durmuşoğlu     fitnat.d@hotmail.com

Grev ve işçi hareketlerini destekleyen 1 Mayıs için ilk Türkçe şiiri yazan Yaşar Nezihe’nin hayat hikâyesi ve sıra dışı kimliğiyle,  dönemin kadın şairleri arasında farklı bir yeri vardır. Şiirlerinde yoksul ve zorlu çocukluğu, aşkları ve evlilikleri gibi hayatından temaları konu aldığı gibi cinsiyetçiliğe ve toplumsal sorunlara da yer verir.   

Yaşar Nezihe, Asıl adı Zeliha 17 Ocak 1880 günü İstanbul Şehremini, Baruthane yokuşu Hünkâr İmam Sokağı’nda yoksul bir evde doğar. Doğum tarihi bazı kaynaklarda 1882 olarak verilmektedir. Beş kız kardeştiler ancak bunlardan sadece Zeliha hayatta kaldığı için adına ‘Yaşar’ eklenir.  Ailenin Yaşar’dan sonra dünyaya gelen iki çocuğu da ölür. Yaşar ismiyle ailenin tek çocuğu olarak hayatta kalır. Bahçesaraylı Tatar bir ailenin kızı olan annesi Kaya Hanım’ın ismi ise evlendiğinde eşi tarafından beğenilmeyerek “Eda” olarak değiştirilir. Zor ve mutsuz bir hayat geçiren, eşi tarafından sürekli baskılanan Kaya Hanım, Yaşar henüz altı yaşındayken verem ve bakımsızlıktan hayatını kaybeder.

Babası, Şehremaneti Kantar İdaresi’nde hademelik yapan Kadri Efendi, geçim sorunları altında ezilen alkolik ve zalim bir kişidir. Annesinin kaybıyla birlikte Yaşar’a babasının “teyze” dediği yaşlı bir kadın bakmaya başlar. Teyzesi onu oyalamak için Aslı ile Kerem, Tahir ile Zühre gibi aşk hikâyeleri anlatır. Çocukken dinlediği bu hikâyeler, Yaşar’ın şiire yönelmesinde etkili olur. Dinlediği hikâyelerin de etkisiyle okumaya karşı güçlü bir istek duyan Yaşar, babasının ilgisiz kalması üzerine okula kendisi giderek kaydolur. Bir süre sonra bunu öğrenen babası, onu okula başladığı için evden kovar.  Kendi anlatımına göre, dere kenarlarından papatya, ısırgan otu, deve dikeni, ebegümeci tohumları toplayarak aktarlara satıp kazandığının kırk parasını mahalle mektebinin hocasına, kırk parasını da kalfaya vererek bir süre okumak için çabalar. Böylelikle ancak bir yıl mahalle mektebine devam edebilir. Aldığı eğitim bu kadardır. Yaşamı süresince geçimini sağlamasına büyük ölçüde yardımcı olacak dikiş-nakış bilgisini de yine bu dönemde komşu kızlarından edinir.

İlk aşk ve ilk şiirler

Yaşar ilk aşkı ile 14 yaşında tanışır, kavuşamadığı bu aşkı onun şiire başlamasına vesile olur ve Yaşar duygularını kâğıda dökmeye başlar. Yoksul bir hayatın içine doğan Yaşar, şiirleri ile cinsiyetçiliğe, yoksulluğa kafa tutar. Bu dönemde yazdığı bir şiiri Mazlume mahlasıyla ‘Malumat’ dergisine gönderir. Yaşar’a dergiden olumlu yanıt verilir ve şiirinin yanına şu not düşülür: ‘Şarkınız pek güzel’.

Şiirlerini gerçek adıyla değil, genellikle Mazlume ve Mahmure takma adlarıyla yayımlar. Şöyle anlatır: “Eski zaman dergilerinde en çok benim şiirlerim yayınlanırdı. Bunların tümü yaslı, dertli ve acılı şeylerdir. Bestelenen bir iki şarkım vardır ki, meyhanelere devam eden mutsuz kişileri ağlatırdı!” 1901 yılında Terakki gazetesinde yazmaya başlar. “Hanımlara Mahsus Gazete” nin adeta daimi yazarı olmuştur. Yaşar Nezihe; “Sabah”, “Menekşe”, “Kadın Yolu”, “Kadınlar Dünyası” gibi dergilerde yıllarca şiirlerini yayımlamıştır.

16 yaşında Yusuf Niyazi Erdem ile nişanlanır. Ancak bu ilişkisi 18 yaşına geldiğinde babası tarafından sonlandırılır. Ve Yaşar babasının zoruyla kendisinden 27 yaş büyük Atıf Zahir Efendi ile evlendirilir.  Zeliha ismini beğenmeyen Zahir Efendi bunu Nezihe olarak değiştirir. Daha önceki iki evliliğini çocuğu olmadığı için bitiren Zahir, Yaşar’dan da bu sebeple boşanır. Henüz evlenmeden vereme yakalanan Yaşar, evliliği boyunca Zahir’den de şiddet görür. Ayrıldıktan sonra ilk intihar girişiminde bulunur.

Kadınlar Dünyası’nda yazmaya başlar

İkinci evliliğini mühendis Fevzi Bey ile yapar. Yaşar’ın bu evlilikten Vedad, Suad ve Sedad isimli üç oğlu olur. Mutsuz geçen bu evlilik Fevzi Bey’in evi terk etmesiyle son bulur. Bu kez Yaşar üç çocuğuyla birlikte hayata tutunmaya çalışır. Bu dönemde hayatına daha çok etki etmeye başlayan ‘yoksulluk’ şiirlerine de yansır. Yaşar’ın iki oğlu Suad ve Sedad’da vereme yakalanarak ölürler. İkinci intihar girişimini bu olaydan sonra gerçekleştirdiği belirtilir.  Yaşar Nezihe kısa süre sonra toparlanır ve hayatta kalan tek çocuğu Vedad’a kendi babasında görmediği ilgi ve desteği vermek için uğraşır. Tabii bu dönemlerde şiirden de kopmuş değildir. Şiirler yazmaya ve onları dergilere göndermeye devam eder.

Kadınlar Dünyası dergisinde düzenli olarak yazmaya başlar. Kadınlar Dünyası’nda yayımlanan bir makalesinde Anadolu kadınının sorunlarına ve mevcut durumuna işaret eder: “Eskiden kadın deyince eve ve mutfağa esir bir mahlûk akla gelirken, bugün kadınların milli gelişimin en önemli göstergesi olduğu anlaşılmıştır. Niçin biz kendimiz için çalışırken Anadolu kadını için de çalışmıyoruz? (…) Onlar erkeğin esiri, tarlanın esiri, her işin esiridirler…”

Çıktığı dönemde Osmanlı kadınları için önemli bir atılım sayılan dergi, Müslüman kadınların peçesiz fotoğrafını ilk kez neşreden yayın olur. Bu fotoğraflar arasında Yaşar Nezihe’de yerini alır.

Yaşar Nezihe, 16 yaşında görüştüğü ve babası yüzünden ayrılmak zorunda kaldığı Yusuf Niyazi ile yıllar sonra tekrar görüşmeye başlar ve 10 Temmuz 1912 yılında evlenir. Fakat bu evlilik sadece 50 gün sürer. Yusuf Niyazi’nin görev yaptığı Cide’ye gittiklerinde burada iki eşi daha olduğunu gören Yaşar Nezihe, ondan ayrılarak İstanbul’a döner.  Boşandıktan sonra kırk yılı aşkın bir süre mektuplaşırlar.

Bir deste menekşe

Yaşar hayatı boyunca önce babası sonrası eşleri olmak üzere erkeklerden gördüğü baskı ve zalimliği şiirleri yoluyla anlatır. Lakin bu baskılar onun direngen yanını yükseltir, şiire daha çok sarılmasına yol açar. Yaşar, 1913 yılında ilk şiir kitabı ‘Bir Deste Menekşe’yi yayımlar.

Açlık, sıkıntı ve mahrumiyetle dolu savaş yıllarından sonra Cumhuriyet’in ilk yıllarında Yaşar Nezihe’nin nasıl geçindiği, bizzat el yazısı ile yazıp Taha Toros’a teslim ettiği tercüme-i hâlinden öğrenilir: “On yedi sene Esirgeme Derneğine daha sonraki yıllarda, Kızılay’a iş işledim. Şark Eşya Pazarı’nda dikişçilik yaptım. Darphane’de İstiklâl madalyalarının kurdelelerini diktim”. Daha sonra Mısırlı Prenses Tevfika Hanım’dan beş sene boyunca ayda beş lira aylık alır.

1920’li yıllara gelindiğinde hem İstanbul hem de Anadolu 1917 Ekim devrimi’nin etkisini hisseder. Birbiri ardına sosyalist örgütler kurulur, yayınlar çıkmaya başlar. Yaşar’ın bazı şiirleri de bu yıllarda ‘Aydınlık’ dergisinde yayımlanır. İşçilerin, emekçilerin davasını sahiplenir ve sosyalist bir ideale inanır. Derginin 15. sayısındaki ilk şiirini 1 Mayıs için yazar.

1923 yılı Mayıs ayında Türkçedeki ilk 1 Mayıs temalı şiiri yazan kişi olur.

.

1 Mayıs
Ey işçi!

Bugün hür yaşamak hakkı seninken
Patronlar o hakkı senin almışlar elinden.
Sa’yınla edersin de “tufeyli”leri zengin
Kalbinde niçin yok ona karşı yine bir kin?
Rahat yaşıyor, işçi onun emrine münkâd;
Lakin seni fakr etmede günden güne berbâd.
Zenginlere pay verme, yazıktır emeğinden.
Azm et de esaret bağı kopsun bileğinden,
Sen boynunu kaldır ki onun boynu bükülsün.
Bir parça da evlatlarının çehresi gülsün.

Ey işçi!
Mayıs Bir’de; bu birleşme gününde
Bi-şüphe bugün kalmadı bir mani önünde…
Baştanbaşa işte koca dünya hareketsiz;
Yıllarca bu birlikte devam eyleyiniz siz.
Patron da fakir işçilerin kadrini bilsin
Ta’zim ile hürmetle sana başlar eğilsin.
Dün sen çalışırken bu cihan böyle değildi.
Bak fabrikalar uykuya dalmış gibi şimdi.
Herkes yaya kaldı, ne tren var, ne tramvay
Sen bunları hep kendin için şan-ü şeref say.

Bir gün bırakınca işi halk şaşkına döndü.
Ses kalmadı, her velvele bir mum gibi söndü.
Sayende saadetlere mazhar beşeriyet;
Sen olmasan etmezdi teali medeniyet.
Boynundan esaret bağını parçala, kes, at!

Kuvvettedir hak. Hakkı haksızlara anlat.

Derginin bir sonraki sayısında “Kızıl Güller”isimli şiiriyle yer alır.

1923 yılında Mürettipler Cemiyeti ile gazete sahipleri arasında bir anlaşmazlık çıkar ve greve gidilir. Basın dünyasında hiç görülmemiş yeni bir olay olan bu grevin sebebi, çalışma saatlerindeki anlaşmazlıktır. Bu greve destek vermek üzere Aydınlık şairlerinden olan Yaşar Nezihe, “Gazete Sahiplerine” isimli bir şiir yazar. 18 Eylül 1923 tarihli Haber’de çıkan bu şiirde haksızlığa uğrayan işçiler savunulur.

“Onlardır eden zevkini, eğlenceni temin

Onlar çalışır etmek için hep seni zengin

Kurşundan hurûfât o hayatı kemirirken

Her gün bir parça solarken ve erirken”

1912 yılında ölen babasından kalan 42,5 kuruşluk maaşla geçinemeyen Yaşar Nezihe, bu miktarı protesto etmek için 14 Ocak 1924 yılında gazetelere bir mektup yollar. Bu mektup şairliğini zemin olarak kullanarak emekli maaşlarının yetersizliğini, bunlardan alınan verginin haksızlığını gündeme taşıyan politik bir eylemidir.

Bir yıl sonra şiirleri ve bu yazılar nedeniyle hakkında soruşturma açılır. Daha sonra bu soruşturma konusu, kadın haklarının ilk savunucularından olan, Nezihe Muhittin’in ilgisiyle kapatılır.

Gözaltına alındı

“Feryatlarım” adlı şiir kitabını 1924 yılında yayımlar. “Nevsal” adlı yayında kısa biyografisi, Akşam ve Tanin gazetelerinde yaşamını anlatan iki küpür yayımlanır.    Aydınlık’ta şiir yazması, Amele Cemiyeti’ne üye olması ve grevlere destek vermesinden dolayı 3 Haziran 1925 günü komünistlik suçlaması ile gözaltına alınır. On iki kişinin tutuklandığını belirten haber Cumhuriyet’te “Mevkuf Komunistler” başlığı altında çıkar. Tutuklular arasında Aydınlık’ın sahibi Sadrettin Celâl de vardır. Haberde Yaşar Nezihe’in rahatsız olduğu ve tedavisinin yapıldığı bilgisi de yer alır. Gözaltından serbest bırakıldıktan sonra eski sıklıkla yazmaz artık. Üstelik emeklerle büyüttüğü oğlu Vedad ile ciddi sorunlar yaşar, hatta bazı kaynaklara göre ondan şiddet görür.

Yaşar Nezihe 1934 yılında çıkan Soyadı Kanunu’nda “Bükülmez” soyadını alır.  Yaşar Nezihe, sadece emek mücadele tarihinin önemli bir aktörü değil, toplumsal cinsiyet mücadelesinin de önemli bir aktörüdür. Kadınlar Halk Fırkası’nın kurucularındandır.

Uzun dönem kendisinden ve yazılarından bir daha haber alınmaması ölmüş olduğu kanısını uyandırır. 1948 yılında Hakkı Tarık Us’un “50 Yıllık Kalem Erbabı” etkinliğinde Jübilesi yapılan gazeteci ve yazarlar arasında yer alınca tekrar hatırlanır gibi olur. 1949-1954 yılları arasında Kadın Gazetesi’nde ara ara şiirleri yayımlanır.

6 Kasım 1971 yılında hayata veda eder.

Kaynak

Kadınlar Hep Vardı –Türkiye Solundan Kadın Portreleri- Hazırlayan: Feryal Saygılıgil Yaşar Nezihe’nin Hayatta Kalma Hikâyesi- Hazal Halavut

İlk Türkçe 1 Mayıs şiiri ve proleter şaire Yaşar Nezihe- gazeteduvar.com.tr – Ali Duran Topuz

İstanbulkadinmuzesi.org/yaşar nezihe

İlk 1 Mayıs şiirini yazan direngen şairimiz Yaşar Nezihe Bükülmez – Çatlak zemin.com

Paylaş:

Benzer İçerikler

Norveç’te yoksul bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. İşçi Partisi bünyesinde işçi kadınların sosyo-ekonomik çıkarlarını korumak için dernek kurdu, gazete çıkardı. Eşit oy hakkı için mücadele etti. Kürtaj, bekâr annelik, cinsel eğitim ve doğum yardımları, üzerinde durduğu konular arasındaydı.
Eserleri Türkçeye çevrilmese de Gerda Lerner, işçi sınıfı kadınlarının tarihini yazan ve akademide kadın tarihi bölümünün açılmasını sağlayan ilk kadın tarihçidir. Yahudi, göçmen, işçi ve profesör… Christine Schmidt’in kaleminden, 2 Ocak 2013’de kaybettiğimiz Lerner’in portresini paylaşıyoruz.
Almanya’da birinci dalga feminizmin önde gelen isimleri arasında yer alan Minna Cauer, kız çocuklarının eğitimini, kadınların istihdam ve oy haklarını savundu. Sayısız kadın derneğinin yönetiminde yer aldı… Kadın Hareketi Dergisi’ni çıkardı, burada eşit haklar konusunda yazılar yazdı. 60’lı yaşlarının sonunda bile konferanstan konferansa koşturuyordu.
1980 yılının Adana Temmuz’unda işten çıkarken faşist kurşunlara hedef olan Meryem, bilinçli bir kadın işçiydi… Çalıştığı fabrikalara DİSK’i getirmek isterken işten atıldı. İKD çevresindendi ve işyerinde pek çok kadının dertlerine çare olmuştu. 26 yıllık kısa yaşamında anlatılmayı bekleyen pek çok deneyim biriktirmişti. Ama çok azına ulaşabiliyoruz ne yazık ki…
İçeriklerimizi kaçırmamak için e-posta bültenimize ücretsiz abone olun!