Bir smaç, bir tekme

Kübra kazandıkça, Ebrar kazandıkça kadınlar kazandı. Kadınların daha çok kazanması için inancı, milliyeti ya da cinsel yönelimi nedir diye bakmadan kadınların kadınlara sahip çıkmaya devam etmesi gerekiyor.
Paylaş:
Gülfer Akkaya
Gülfer Akkaya
akkayagulfer@gmail.com

Temmuz 2022’de Çaykur Rizespor’un yeni başkanı, Kadın Futbol Kulübü’nü kapatmıştı. Basına yansıdığına göre, kulübü açıklama dahi yapmadan kapatmış. Kadın takımı sporcularının asgari ücretle çalıştıklarını bu gelişme sonucunda öğrenmiştik. Üstelik o sırada erkek futbol takımı Süper Lig’de küme düşmüşken, kapatılan kadın takım olmuştu. Takımın teknik direktörü bu durum karşısında şaşkınlığını dile getirmişti. Kendilerine bu konuda herhangi somut bir gerekçe gösterilmediğini, bildikleri tek gerekçenin maddi olduğunu söylemişti. Kadın futbol takımının erkek futbol takımları gibi çok yüksek bütçelerle var olmadıklarını da eklemişti.

Kadın Futbol Kulübü kapatılırken aynı zamanda kadın hentbol takımının da altyapısı dağıtılmıştı. Süper Lig’den düşen erkek futbol takımıyken cezalandırılanlar kadın sporculardı.

Spor da para da erkeklere layık görülüyordu.

Güçlü kadın bedenleri

Spor ister profesyonelce yapılsın ister amatörce ya da kendi kendimize evde yapılsın, kişiye özgüven ve güç veren bir uğraş. Her şeyden önce kadınların güçlü bir bedene ve güçlü bir görüntüye sahip olmasını sağlıyor.

Daha önemlisi, kadınların bedenleri hakkında o güne dek kendilerine aktarılan yargıları kaldırıp atmalarında önemli bir araç. Bir kadının bedenine cinsiyetçi yargılar ve erkeklerin gözüyle bakmak yerine kadın bedenini tanıyıp, sağlıklı ve güçlü kadın bedenine nasıl sahip olabileceği bilgisine ulaşmasını sağlıyor. Erkekliğin temsili olan kaslı, güçlü beden algısını yıkıp kaslı, güçlü bedenin sadece erkek bedeni olmadığını ortaya çıkarıyor.

Kadınların ekonomik, sosyal ya da siyasal olarak güçlenmesine dahi tahammülü olmayan kadın düşmanlarının, kadınların spor alanında var olmasına da sporcu, güçlü bedene sahip kadınlara da tahammülü yok.

Bunu A Milli Kadın Voleybol Takımı Çin’i 3-1 yenerek şampiyon olduğunda da gördük. Son yıllarda sporun çeşitli alanlarında kadınların başarılarını sık duyar olduk. Kuşkusuz ki bunlar önemli ve gurur verici, başka kadınlar için motivasyon sağlayan başarılar. Havalara uçarak gelen topu karşılayan kadınlara bakıp “Ben de sporcu olup bunu başaracağım” diyerek geleceğini planlayan nice kız çocuk olduğu muhakkak.

Kadın sporcuyu cinsel yönelimi nedeniyle hedefe koyan kadın düşmanlarını korkutan şey, başarıdan başarıya koşan, hayatını sporun bir alanında çalışarak var eden, kaslı, güçlü kadın bedenleri ile fileleri titreten kadınlar ve onların kadınlarda bıraktığı tesir.

Tüm çabalarına rağmen engelleyemedikleri kadın dayanışması, erkeklerin baskı ve müdahalelerine karşı siyasetten spora, sanattan sinemaya dek hayatın her alanında güçlenerek ve güçlendirerek devam etmekte.

Kadınlara sarı bezi layık görenlere, kadınları mahallelere hapsetmeye çalışanlara kadınlar “Benim hayatım, benim kararım” demeye devam edecek.

Silinen paylaşım

A Milli Kadın Voleybol Takımı’nın başarısını hazmedemeyenlerin cinsel yönelimi nedeniyle akıllarınca hedefe koymaya çalıştıkları Ebrar Karakurt’a yine başka bir milli sporcu sahip çıktı. Milli tekvandocu Kübra Dağlı.

Kübra Dağlı’ya saldırılar gecikmedi. Dinci cinsiyetçi bir twitter hesabından “…. Bıkmadınız karşı mahalleye yaranma ezikliğinden. Değil tekvandoda dünya şampiyonu olmak, saniyede elli takla atsan başında o eşarp oldukça seni sevmeyecekler…” paylaşımı yapıldı. Ancak insanlar Dağlı’yı değil, bu paylaşımı sevmemiş olmalılar ki paylaşımını kaldırmak zorunda kalmış.

Kadın düşmanlıkları, kadın dayanışmasına karşı kin ve nefretleri o kadar azgınlaşmış ki sporcu bir kadına saldırırken toplumu kutuplaştırmak için başörtüsünü araçsallaştırmaktan çekinmiyorlar.

Ne yaparsa yapsınlar her geçen gün daha fazla kadın, hangi ideolojiden olursa olsun kadınların sırf kadın oldukları için erkekler tarafından eşit görülmediğinin farkında. Erkeklerin kadınları sahip olunacak nesne olarak gördüklerinin farkında. Kadınların varlığı, kadınların hakları konusunda kendilerini söz sahibi gördüklerinin farkında.

Şampiyon iki kadın sporcuya saldırmak için hedefleştirilen şey, kadınların onların tariflerine uymayan yaşam biçimleri, duruşları. Spordaki başarılarının toplumca takdir görmesi, kadınların toplumda güçlenerek var olması karşısında kadınları evlere göndermeye çalışan cinsiyetçilerin dayanamadığı şey, onlara itaat etmeyen kadınlar.

Cinsel yönelimi diline dolayanların artık kamusal alanda açıktan başörtüsünü de dillerine dolamalarının nedeni kadın düşmanlıkları.

Kübra, verdiği bir röportajda şöyle demiş: Kapalı bir sporcu olarak elde ettiğim başarılarla birçok algıyı yıktım. ‘Kapalısın, ne işin var bu sporda. Kadınsın, otur evinde’ diyenler oldu. Üniversitede bir jimnastik antrenörü, ‘Git evine, sarı bezini al ve evini temizle’ bile dedi. Üzüldüm ama yılmadım.

Şimdi bizi örnek alarak spora başlayan kapalı sporcular görüyorum. Bu bir savaştı ve kazandım.”

Kübra kazandıkça, Ebrar kazandıkça kadınlar kazandı. Kadınların daha çok kazanması için inancı, milliyeti ya da cinsel yönelimi nedir diye bakmadan kadınların kadınlara sahip çıkmaya devam etmesi gerekiyor.

Kadınlara sarı bezi layık görenlere, kadınları mahallelere hapsetmeye çalışanlara kadınlar “Benim hayatım, benim kararım” demeye devam edecek. Kimseye sormadan kendi yollarını çizip, hayallerini gerçekleştirecekler.

Kaynaklar:

https://www.gazeteduvar.com.tr/erkek-futbol-takimi-kume-dusen-rizespor-kadin-kulubunu-kapatti-haber-1573468

https://www.sozcu.com.tr/spor/diger-sporlar/milli-sporcu-kubra-dagli-kadinsin-otur-evinde-diyenler-oldu-6768022/

Fotoğraf: sondakika.com

Paylaş:

Benzer İçerikler

Gösterilecek içerik bulunamadı!
İçeriklerimizi kaçırmamak için e-posta bültenimize ücretsiz abone olun!