Ayla Önder onderayla@gmail.com
Birleşik Metal-İş Sendikası üyesi kadın işçiler, hem kadın hem de işçi haklarını kapsayan sıkı bir eğitimden geçtiler. Sendikanın düzenlediği işçi okulunun katılımcıları çok memnun. Eğitim fabrikalarda kadın ve erkek arasındaki eşitsizliğe, kadına yönelik şiddete, tacize karşı duruşta emekçi kadınlara güç kazandırıyor.
Toplumda birçok alanda negatif ayrımcılık yapılıyor ve kadınlar dışlanıyor. Özellikle işyerlerinde haksızlıklar daha fazla. Birçok işçi kadın, haklarının farkındalığı ve karşılaştıkları olumsuz durumlarda yasal olarak nasıl hareket edecekleri fikrine sahip değiller. DİSK’e bağlı Birleşik Metal-İş Sendikası üyesi kadınlar, bu içerikte gerçekleşen eğitimlerini tamamladı. Toplumsal cinsiyet, kadına yönelik şiddet ve işyerinde kadın sağlığı gibi birçok ders verildi bu okulda. Kadınları güçlendirecek, sendikayla mesafelerini daha da kısaltacak, sendikaya aidiyet duygularını geliştirecek bir eğitim. Eğitimcilerden biri de aynı zamanda programın yürütücüsü olan Nuran Gülenç’ti.
“Kadınlar ancak varolurlarsa ve güçlenirlerse sendikaların politikalarını etkileyebilirler” görüşünü paylaşan Sendika Uzmanı Nuran Gülenç, “Kadın arkadaşlar evlerinden uzakta sadece eğitim almadılar, aynı zamanda biraz da dinlenmiş oldular” diyor.
Amaç kadın işçileri güçlendirmek
Aynı zamanda ataerkilliğin omurgasını kırmak için de hayata geçirilen bir bilinç programı bu. Sapanca’daki Sardunya Eğitim Tesisleri’nde toplumsal cinsiyet perspektifiyle ele alınan bir proje. Nuran Gülenç şu değerlendirmeyi yapıyor: “5 gün boyunca kadın işçilerle birlikteyiz. Sohbet ediyoruz. Kafalarına takılan birçok sorunun cevabını merak ediyorlar. Kadını güçlendirici bir program. Eğitimler bu formatı ile 2016 yılından bugüne devam ediyor. Yılda iki defa yapıyoruz. Genel olarak ilkini Şubat ayında, ikincisini ise Eylül ayı gibi planlıyoruz. Yılın son eğitimini yapmış olduk.” Birleşik Metal-İş eğitimleri, kadın işçilerde farkındalığı arttırmayı ve aralarındaki dayanışmayı geliştirmeyi hedefliyor.. “Sendika tarihi”, “sendikalarda kadın örgütlenmesi”, “ayrımcılık”, “kadın hakları”, “iletişim” ve “kadın işçi sağlığı” gibi dersler de programın ana konuları arasında.
‘Her koşulda kendimi savunabilecek noktadayım’
Eğitimin geri dönüşleri arasına en önemli noktalardan biri, işçinin her koşulda kendini savunabilecek bir noktaya ulaşmış olduğunu ifade etmesi. “Aynı zamanda sendikalarına güvenlerinin artmış olduğunu da görüyoruz. Bilinçlerindeki sendika kavramını değişiyor, kadın işçi olmanın anlamı yeni boyutlar kazanıyor. Bunu kolayca gözlemleyebiliyorsunuz” diyor eğitimci Nuran Gülenç. Katılımcıların çoğu genç. Bunlardan biri de 20 yaşındaki Sude Durmuş. İşçi Sude’nin büyük bir heyecanla katıldığı programı değerlendirirken ifadesi şöyle; “Bu genç yaşımda bu eğitime geldiğim için kendimi çok şanslı hissediyorum. Belki çalıştığım fabrikada yaşım küçük diye düşünülebilir ama ben bu eğitimden kadın olarak haklarımı öğrenmiş ve her koşulda kendimi savunabilecek bir noktaya ulaşmış olarak ayrılıyorum!”
‘Özgüvenim arttı’
Solar işçisi Hatice Balak ise bu eğitimi bir önceki dönem (2021 Şubat) aldı. HT Solar’da çalışıyor. “Katıldığım her ders bana yüksek bir özgüven kazandırdı” diyor ve ekliyor; “5 gün boyunca Sardunya Eğitim Tesisleri’ndeydik. Bize anlatılan her ders gözümü açtı diyebilirim. Öncelikle şunu söylemek isterim; Birleşik Metal-İş sendikamızın bu projesi kadınların değerli olduğunu hissettiriyor. Örneğin avukat eğitimciden öyle konular dinledik ki, biz şimdiye kadar haklarımızın farkında değilmişiz. Nelerin hakkım olduğunu, işyerinde mobbing veya herhangi bir sorun yaşadığımda nasıl davranacağımı biliyorum artık. Fabrikamda kadın hakları ihlali ile karşılaştığımda susup kalmayacağım. Nasıl yardım alacağımızı da öğrendik, bütün bu bilgilerle donatıldık. Her anlamda kültürümüz arttı.”
‘Keşke tekrar katılabilsem’
İşçi Hatice, bütün dersleri gözünü kırpmadan dinlemiş. Anlatıyor; “Sendikaların tarihi, ilk çıkış noktası hakkında da sunum yapıldı. Ben sendikaların bu kadar sorunlardan, engellerden sonra bu günlere geldiğini bilmiyordum. İlk işçi örgütlerinin ne derece büyük zorluklar yaşadığı derslerimizde öğretildi bize. Bu eziyetlerden sonra, bugünlere gelene kadar ileri zorluklarla savaşılması sendikamıza ve bütün sendikalara daha fazla saygı ve sevgi beslememize neden oldu. İşyerlerinde erkek egemenliğine karşı mücadele edecek bir biçimde de donatıldık ayrıca. Bütün sendikalarda işçi kadın arkadaşlarımıza bu eğitimler verilmeli. Ben buna ‘okul’ demek istiyorum. 5 günlük okulum bana çok şey kattı, bilgilerimi geliştirdi. Benim gözümü açtı açıkçası. Çağırsalar tekrar giderim. Ben bu eğitimi defalarca almak isterim.. Keşke 2. kez katılım hakkım olsa!”
Sendika uzmanı toplumsal cinsiyet eğitmeni Nuran Gülenç anlattı:
Kadınlar eğitim için sıraya giriyor
Önlerinde uzun bir işçilik hayatı olan genç kadınların yolun başında bu eğitimleri almasının hem kendileri, hem sendika için oldukça önemli bir kazanım olduğunu belirtiyor Sendika Uzmanı Nuran Gülenç. İşte, evde yaşadıkları sorunlarla mücadele edecek güçlerinin arttığını fark ettiklerini söylüyor. Sendikanın sadece bir üyesi değil sendikal kademelerde görev alabilecekleri fikrinin de işçilerde geliştiğinin altını çiziyor. “Temsilci nasıl olabiliriz”, “işyeri komitesine, kadın komisyonuna nasıl gireriz” gibi sorular çoğalmış. “Bu eğitimlerin yarattığı bir etki de 2016’dan bu yana işyerlerinde kadın temsilci ve baş temsilci sayısının artması olmuş. Fabrikalarına döndüklerinde yaşadıklarını, öğrendiklerini arkadaşlarına anlatıyorlarmış. Ve eğitimlere katılmak için sıraya girmiş birçok kadından söz ediyor Uzman. Birleşik Metal-İş Sendikası’nın 6-10 Eylül 2021 tarihleri arasında Sapanca Sardunya Tesisleri’nde gerçekleşen eğitim programının yürütücüsü ve Sendika Uzmanı Nuran Gülenç’e kadın üye eğitimleri hakkında sorular yönelttik;
Kadınlar için gerçekleştirilen bu eğitim kampında sendikacılık ve işçi hakları hangi çerçevelerde ele alınıyor.
“Kadın işçiler işçi sınıfın parçası ama ataerkil kapitalist düzende ve çalışma hayatındaki ikincil konumu, kadınların emeğinin, bedeninin, cinselliğinin hem patronlar hem de erkekler tarafından sömürüsü anlamına geliyor. Kadınların yaşamın her alanındaki ikincil konumu sendikalarda da varlığını ve konumunu etkiliyor. Sendikalar aynı zamanda erkekler için önemli iktidar alanları ve esas olarak erkek işçilerin çıkarları üzerinden politika üretip, örgütleniyorlar. Genel olarak kadınların talepleri, sorunları, ezilmişliklerini dert edilmiyor. Bunca sömürünün ve yükün altında sendikalarda olmayışının sorumlusu da kadınlar olabiliyor. Bu nedenle sendikaların kadınlar için de sendikalar haline gelmesi, sendika kademelerinde kadınların temsil edilmesi önemli. Eğitimlerimizde hem işçi sınıfının tarihi, kadın işçilerin sendikal örgütlenme deneyimleri ve sendikal yapıların eşitlikçi bir değişim ve dönüşümüne olan ihtiyacımız, araçlarımız, dayanışmanın altını çiziyoruz. Kadın işçileri sendikal kademelerde görev almaya teşvik ediyoruz. ”
İşçiler, fabrikalarda çözümde zorlandıkları konularda neler anlatıyor?
“Metal sektörü ağırlıklı olarak erkeklerin istihdam edildiği, geleneksel sektörlerden biri. Kadınlar cinsiyetçi söz ve eylemler, sataşmalar ve ayrımcı uygulamalarla karşı karşıya kaldıklarını dile getiriyorlar. Bunlara yönelik yapılanları, yapılabilecekleri, mekanizmaları konuşuyoruz. Üzerine daha çok konuşmamız gerekiyor hem kadın hem erkek işçilerle hem de sendikal kadrolarla. Bu başlık zaten kadın komisyonumuzun da gündemi. Bizi sevindiren bir nokta, anlatılan cinsel taciz vakalarının tamamında, sendikanın kadın işçileri koruyan bir tutum sergilemiş olması. Bu alanda önemli bir yol kat ettiğimizi görüyoruz. Eğitime gelirken de kimi katılımcıların ev ile ilgili/ çocuklarıyla ilgili sorumluluklarını organize etmek zorunda kalmaları, kimilerinin eşlerini ikna etme çabası, şartlarını zorlamaları, kadın işçilerin karşı karşıya kaldığı, anlattıkları zorluklar olarak söyleyebilirim.”
İlk kez mi katılıyorlar. Örneğin bu yıl katılan işçi geçen yılki eğitime de katılmış mıydı?
“Kadın üye eğitimlerine gelen işçiler her dönem yeni kadınların katılımı ile yapılıyor. Bu yönü ile de daha önce eğitimlere katılan işçilerin tekrar katılma talepleri ile de karşı karşıya kalıyoruz. Birçok eğitimimizde işçi kadınların, üniversitede okuyan kızlarını ya da kardeşlerini de eğitime katma talepleri ile karşılaşıyoruz. Bu da bizi oldukça sevindiren bir talep. Bu güne kadar bu talepleri de karşılamaya çalıştık.”
Katılımcılar işgücündeki ve işçi hareketindeki cinsiyet eşitsizliği noktasında nasıl deneyimleri paylaşıyorlar?
“Kadınlar belirlenmiş işlerde çalışıyorlar, çocuk bakımının üzerlerinde kalması, gece vardiyaları kadın işçilerin iş-yaşam dengesini kurmalarını zorlaştırıyor. Bundan sağlıkları da etkileniyor. İşçi hareketi içinde, onların sorunlarını bile onlardan daha iyi bilen erkek işçilerle mücadele etmek ya da yok sayılmak olarak söyleyebilirim. Kadın temsilcilerin olduğu yerde ise kadın işçilerin daha güçlü ve özgüvenli olduğunu katılımcılar arasında gözlemlemek mümkün. ”
İşçilerin o andaki soruları veya talepleri eğitimi şekillendirebiliyor mu?
“Bu eğitimlerin sendikanın diğer eğitimlerine en önemli katkısı, toplumsal cinsiyet eşitliği derslerinin erkek işçilere ve temsilci eğitimlerinde de verilmeye başlanmasıdır. Bu eğitimlerin sonunda sertifika töreni için kadın işçilerle bir araya gelen sendikamızın genel başkanı ve eğitim sekreteri yapılan değerlendirmeler neticesinde kadın işçilerin talebiyle, yönetim kurulu kararı ile ‘Toplumsal cinsiyet ve işyerlerinde şiddet ve cinsel taciz eğitimleri’ temel eğitim başlıkları arasına girdi. Bu da kadın eğitimlerinin en önemli çıktısı diyebilirim.”
Genel Başkan ve tüm yönetim kurulu vitrin olmayan kadın çalışmasından yanalar
Kadınlara odaklanma, çalışmalarınızın bir özelliği mi?
“Birleşik Metal-İş Sendikası’nın Genel Başkanı Adnan Serdaroğlu başta olmak üzere ve Sendikamızın Yönetim Kurulu göstermelik, vitrin olmayan bir kadın çalışması yapılması yönünde irade gösterdiler. Bu yönü ile komisyon çalışmalarımız, etkinliklerimiz ve eğitimlerimiz merkez yönetimi tarafından desteklendi. Böylece kadın çalışmasını sendikanın çalışmaları içine kattık. Toplu sözleşmelerden eğitimlere kadar birçok kadın talebini ve etkinliğini gündeme aldık. Elbette merkezden çıkıp, şubelere oradan fabrikalara kadar ulaşan etkinliklerimizde, birçok cinsiyetçi söylemle, yargı ile karşılaşıyoruz, birçok zorluğumuz var. Farkındayız daha kat etmemiz gereken uzun bir yol var elbette. Sendika merkez yönetimi aksi bir karar vermedikçe kadın çalışmalarımız ve eğitimlerimiz devam edecek.”
Birleşik Metal- İş’teki kadınlar diğer sendikalara göre şanslı
Bu çalışmalar çerçevesinde baktığınızda sendikacılıkta kadının geleceğini nasıl görüyorsunuz?
“Bulunduğum sendikadan baktığımda Birleşik Metal-İş Sendikası’na üye kadınları diğer işçi sendikalarına üye kadınlara göre şanslı olduklarını söyleyebilirim. Onları güçlendirmeye çalışan, sendika ile bağlarını kuvvetlendirmeye çalışan bir sendika yönetimi var. İzleyebildiğim kadarıyla hali hazırda bu içerikte ve perspektifte düzenli eğitim yapan başka bir işçi sendikası bulunmuyor. Bu çabaların bugünden görülen sonuçları da var. Kadınların, komisyonların çalışması için gösterdikleri çaba, işyeri komitelerinde yer almaları, temsilcilik, sendika organlarında yer almaya başlamalarından görebiliyoruz. Bunlar daha ilerisi için umut verici gelişmeler. Tabi ki, daha fazla pozitif önlemleri de hayata geçirmeye ihtiyacımız var. ”
Bu kampta, eğitimler dışında kültürel anlamda da paylaşımlar var sanırım. Bir de Avrupa’daki sendikaların deneyimlerinin aktarılması söz konusu mu?
“Eğitim başlıklarımız toplumsal cinsiyet, kadına yönelik şiddetle mücadele, sendika tarihi.. Sendikalarda kadın örgütlenmesi, ayrımcılık, kadın hakları, iletişim ve kadın işçi sağlığı gibi dersleri de işliyoruz. Bu programda ise söz ettiğim eğitim başlıklarının yanı sıra, uluslararası deneyim paylaşımını da ekledik. Bu eğitimimizde de kendisini feminist bir sendika olarak tanımlayan İsveç IF Metal Sendikasının deneyimini Zoom üzerinden, kadın üyelerle buluşturduk. Kitap tanıtımlarımız da oluyor. Suat Derviş’in ‘Bu Roman Olan Şeylerin Romanıdır’ kitabını konuştuk ve romanı hediye ettik. Akşamları filmler izledik, ‘Made in Dagenham’, ‘Bölge’, ‘Kavel’ v.b filmleri birlikte izledik.”
Katılımcılara baktım, çoğu genç. Haklarının bilincine varmak genç kadınlarda daha kolay mı kabul görüyor?
“Genç kadınların avantajı sosyal medya kullanımları ve bilgiye erişimleri. Kendi yaş grupları ile etkileşimleri çok daha fazla ve hayata bakışları daha özgürlükçü bir noktadan. Kendilerinden bir önceki kuşak gibi yaşamak istemedikleri net. Mevcut siyasi iktidarın muhafazakar uygulamalarına ve söylemlerine oldukça tepkililer. Önlerinde uzun bir işçilik hayatı olan genç kadınların yolun başında bu eğitimleri alması hem kendileri, hem sendika için oldukça önemli bir kazanım.”