Feryal Saygılıgil
Pandemi koşullarında “işten atmak” yasaklandığı için birçok şirket patronu ya da yöneticisi gibi Boğaziçi Üniversitesi’ne rektör olarak atanan Prof. Dr. Melih Bulu da Boğaziçi Üniversitesi Cinsel Tacizi Önleme Komisyonu’nun (CİTÖK) ofis koordinatörü Cemre Baytok’u ücretsiz izne çıkardı. Böylece birim işlevsiz hale getirildi.
Boğaziçi Üniversitesi Rektörlüğü’ne bağlı Boğaziçi Eğitim Turizm (BÜTEK) imzasıyla Baytok’a ulaştırılan ücretsiz izin bildiriminde, “Koronavirüs önlemleri kapsamında Resmi Gazete’de yayınlanan Geçici Madde düzenlemesi uyarınca 1 Nisan- 17 Mayıs 2021 tarihleri arasında ücretsiz izne çıkarılmanıza karar verilmiştir” denildi.
Bu karar, aslında CİTÖK’ün fiilen kapatılması/işlevsiz hale getirilmesi anlamına geliyor. Zira Baytok, 2016 yılında beri CİTÖK’ün tek ücretli ofis çalışanı.
CİTÖK 2012 yılında üniversitenin tüm çalışanlarına yönelik “üniversitede cinsel taciz ve şiddeti önlemek üzere eğitimler vermek, politika geliştirmek ve eylem planı oluşturmak, cinsel tacize maruz kalan kişilerin taleplerini CİTÖK ofisi aracılığıyla değerlendirmek ve gerekli tıbbi, psikolojik, psikososyal ve hukuki konularda gizlilik ilkesi çerçevesinde destek vermek” *amacıyla kurulur. CİTÖK web sayfasında bulunan “acil hat” üzerinden erkeklerin şiddetinin, tacizinin hedefinde olan Boğaziçililere destek de verir.
Üniversite dışında da saygınlığı olan kurum
CİTÖK sadece Boğaziçi Üniversitesi için değil; üniversite dışında da saygınlığı olan bir kurum. Baytok, CİTÖK’deki deneyimini anlatması için özellikle son iki yıldır çalıştığı üniversitenin dışında da sunum ve eğitimlere davet ediliyordu. Çatlak Zemin’e verdiği söyleşide Baytok CİTÖK’ün özgünlüğünü üniversitede başka bir pozisyonu olmayan koordinatöre sahip olması olarak dile getiriyor. “CİTÖK’ün sayesinde birim kurmak isteyen birçok üniversite CİTÖK’ü davet eder; toplantılar yapar ve o birimler kurulur” **
Kapatılmak istenen kurum, birlikte çalıştığı üniversite dışı kurumlarda, genç kadın ve LGBTİ+ bireylerin bilgiye erişimlerinin önündeki eksiklikleri gidermeye, cinsel sağlık başta olmak üzere onların ihtiyaçları olan bilgilendirmeleri yapmaya çalışıyor. Ayrıca sadece danışmak için de başvurulabilecek bir mekanizma. CİTÖK, kadınlar ve LGBTİ+’lar için üniversitede sorunu saptıyor ve çözüm önerileri getirmeye çalışıyor ve var olan mekanizmaların işlemesi için çabalıyor.
Böyle bir kurumun kapatılması toplumsal cinsiyet eşitsizliğini artmasının önünü açacak hamlelerden biri daha anlamına gelmekte. Toplumsal cinsiyet eşitliği mekanizmalarının tek tek ortadan kaldırılmaya çalışıldığı bir süreçteyiz. 2016’da YÖK’ün tüm üniversitelere gönderdiği “Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Tutum Belgesi”ni 2019’da web sitesinden kaldırması önemli bir kırılma noktasıydı. İstanbul Sözleşmesiyle ilgili olarak geldiğimiz nokta bu yaklaşımın bir devamı. Baytok yine aynı söyleşide bu durumu şöyle ifade ediyor: «Çünkü İstanbul Sözleşmesi’nin ayrımcılık ve eşitsizlikle mücadele vizyonunda çeşitli kurumları seferber ederek eğitimler düzenlemek ve bu tür çalışmaları desteklemek ilkesi açıkça belirtilir. CİTÖK ve üniversitelerdeki bu birimler tam da bunun bir örneği. Ayrımcılık, eşitsizlik ve şiddetle mücadele edilmesi belli ki istenmiyor.».
Hepimizin yapması gereken, CİTÖK’e ve bulunduğumuz mevzilere sahip çıkmak, yeni direniş biçimleri ve stratejileri üzerine tartışmak, yine de hep yine de mücadeleden vazgeçmemek diye düşünüyorum.
* Bkz. https://citok.boun.edu.tr/tr/content/cit%C3%B6k-hakk%C4%B1nda
** Çatlak Zemin – https://www.catlakzemin.com/bogazici-universitesi-cinsel-tacizi-onleme-komisyonu-fiilen-kapatiliyor-mu-cemre-baytok-ile-soylesi/