Bu hastanede sistematik cinsel şiddet var!

Yedikule Hastanesi’nde bir hemşire, asistan hekim tarafından cinsel saldırıya maruz bırakıldı. Saldırıyı protesto eden hastane çalışanları, bu kamu kurumunda son iki yılda çok sayıda cinsel şiddet vakasının yaşandığını ancak bu vakaların üstünün örtüldüğünü, faillerin ise hastane yönetimi tarafından korunup kollandığını söylüyor.
Paylaş:

İstanbul Yedikule Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde görevli asistan hekim Semih E., cumartesi günü bir nöbetçi hemşireye cinsel saldırıda bulunduğu suçlamasıyla gözaltına alındı. İki gündür gözaltında olan failin suçlamayı kabul ettiği öğrenilirken, hastane çalışanları bir açıklama yaparak saldırıyı protesto etti.

Çalışanlar bu saldırının ilk olmadığını, kurumda son iki yılda yaşanan birçok cinsel şiddet vakasının üzerinin örtüldüğünü, faillerin kollandığını ve cezasız bırakıldığını duyurdu.

Hastane bahçesinde bugün yapılan basın açıklamasına çoğu kadın onlarca sağlık emekçisi katıldı. “Evde, işte, sokakta, taciz ve tecavüz her yerde, susmayacağız, sessiz kalmayacağız” pankartının açıldığı eylemde, “Bu hastanede sistematik cinsel saldırı var”, “Cinsel saldırı suçtur, aklanamaz”, “Biz susmayacağız, siz utanacaksınız”, “Hastanelerde tacizci, tecavüzcü istemiyoruz” yazılı dövizler taşındı.

Çalışanlar adına açıklamayı okuyan Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Aksaray Şube Eşbaşkanı Yasemin Bakır, daha 8 Mart haftası bitmemişken, görevi başında cinsel saldırıya maruz bırakılan mesai arkadaşlarının hem fail hem de hastane yönetimi hakkında suç duyurusunda bulunduğunu belirtti.

Bu olayın ilk olmadığını vurgulayan Bakır, “Size sadece bu hastanede son iki yıldır yaşanan olaylar ile biz kadınlar için yaşamak ve nefes almanın nasıl bir işkence olduğunu, burada bulunan tüm arkadaşlarımızın duyma, görme, tanık olma şahitliği ile anlatacağız” dedi.

Ardından Bakır, son iki yılda hastanede yaşanan, ancak üzeri kapatılan cinsel şiddet vakalarını şu şekilde aktardı:

Yoğun bakımda yatan hastaya cinsel saldırı

“Bu kamu kurumunda, bahsettiğimiz iki yıllık zaman dilimi içerisinde yoğun bakım servisinde yatan bir hasta, hasta bakıcı tarafından cinsel saldırıya maruz kaldı, olaya tanık olan çalışanlar bu kişiyi o gece alandan uzaklaştırdı ve hakkında tutanak tuttular. Fakat kurum idarecileri olayı duydukları anda bu kişiyi işyerinden uzaklaştırmadıkları gibi, ilgili tutanağı kendilerine referans alarak, varsa herhangi bir ihmal ve eksiklik bunun sorumlularının tüm boyutları ile gün yüzüne çıkmasını sağlamadılar. Ya da adli bir suç olan bu durumu ilgili mecralara taşımadılar.

Çünkü biliyorlardı; kurumun yöneticileri olarak böyle bir soruşturmanın ucu kendilerine de dokunacaktı. Sessiz kalmayı, üstünü örtmeyi, suç ortağı olmayı tercih ettiler.

Saldırıya uğrayan kadın hastamız üç gün sonra, evet yanlış duymadınız tam üç gün sonra yoğun bakım servisinden bir klinik servisine transfer edildikten sonra ancak şikâyetçi olarak ifşa etti. Çünkü ilgili saldırgan kendisini yoğun bakım servisinden sağ çıkamamakla tehdit etmişti.”

İki aylık hemşireye bıçaklı saldırı

“Bu kamu kurumunda güvenlik önlemleri alınmadığı için, daha iki aylık hemşire olan arkadaşımız, pandemide ilgili ve yeterli önlemler alındı imajı yaratmak adına açılan ve merkez binamıza iki saat uzaklıkta olan, çoğu çalışanın nerede olduğunu dahi bilmediği Arnavutköy Niyazi Kurtulmuş ek binasında bıçaklı saldırıya uğradı ve altı aylık raporla evine gönderildi. Böylece olayın üstü örtüldü. Arkadaşımızın bu saldırıdan tesadüfen kurtulduğunu aylar sonra öğrendik, yine hiç kimse hakkında soruşturma ve ihmal tartışması yürütülmedi. Güvenlik zafiyeti var dememize rağmen Hadımköy ek binasında herhangi değişikliğe gidilmedi.”

Tacizci güvenlik amirine terfi

“Bu kurumda, ismin ve etiketin her şeyin üzerinde olduğunu yaşayarak öğrendiğimiz işyerimizde, güvenlik personeli, yani hepimizin güvenliğinden sorumlu olan kişi, birden fazla kadını taciz etti, kurum amirlerine tacize uğrayan kadınlar yaşadıklarıyla ilgili bilgilendirme yaptılar, fakat yine üstü örtüldü. Gözden uzak olan sözden de uzak olur denilerek, bu kişi biraz önce bahsettiğimiz o ek binaya gönderildi ve suların durulması, olanların unutulması beklendi. Aylar sonrasında terfi alan bu şahıs güvenlik amiri olarak Yedikule’de mesaisini doldurmaya devam etti.”

Cinsel şiddet failine mükâfat

“Onlarca yıllık tarihsel kimliği ile övünen bu kamu kurumunda (!) bir hasta yakını, gece nöbetçi hemşire tarafından kandırılarak duygusal ilişkiye sürüklendiğini ve olayın cinsel ilişkiye kadar vardırıldığını kurum amirleriyle paylaştı. Yine ilgili fail gözden uzağa alınarak olayın üstü örtüldü. Hatta gözden uzağa gönderildi demekle haksızlık edilir, mükâfatlandırıldı denilecek kadar rahat bir yerde çalıştırıldı.”

Bir yıldır süren sistematik taciz

“Yedikule’de –şaşaalara boğularak ifade edilen marka hastanemizde (!)- üç gün önce cinsel saldırıya uğrayan çalışma arkadaşımızın yaşadıkları henüz kendisi tarafından ifşa edilmemişken, aynı gün ve birkaç saat öncesinde tarafımıza şu bilgi ulaştı: Yine bir kadın arkadaşımız, bir yıldır sistematik şekilde duygusal ilişkiye zorlanmakta ve tacizlere maruz kalmaktaydı. Üstelik üç ay önce hastane müdürüyle yaşananları paylaştığını ve hiçbir şey yapılmadığını ifade ediyordu.”

Tüm bu saldırılar ve üstü örtülen olaylar silsilesi hakkında kurum amirleriyle defalarca görüştüklerini ancak mağdur kadınların çekinceleri nedeniyle suç duyurusunda bulunamadıklarını ifade eden Bakır, “Elimizde cinsel tacize dair ilk defa beyanda bulunmayı kabul eden bir kadın arkadaşımız üzerinden tüm bunları kamuoyuyla paylaşmayı düşünürken, aynı gün saatler sonrasında hemşire arkadaşımızın Dr. Semih E. tarafından cinsel saldırıya uğradığı bilgisiyle sarsıldık” dedi.

Bu suç ortaklığı değil de nedir?

Bakır, Yedikule Hastanesi çalışanları adına şu soruları sordu:

  • 8 Mart haftasının daha içerisindeyken, kadınlar her gün öldürülüyorken ve bu bir sistematik katliama dönüşmüşken… Kadınlar olarak evde, sokakta, işyerinde her türlü şiddet, taciz ve cinsel saldırıya maruz kalıyoruz derken… Üstelik bir kadın için ifşanın en az saldırının kendisi kadar zor olduğunu biliyorken, yukarda yaşananlara sessiz kalmak suç ortaklığı değil de nedir?
  • Kadınlar toplumsal cinsiyet eşitliği isterken, eril zihniyeti yine yeniden üreten akılla hareket etmek suç değil de nedir?
  • Kadınlar öldürülüyoruz diye çığlık atarken ve bu bir soykırım raddesine gelmişken, yok saymak, önlem almamak, adeta failleri affeden yasal uygulamalar suç değil de nedir?
  • Kadınlara meydanları, sokakları yasaklamak, kadınların haklı mücadelesini toplumun nezdinde itibarsızlaştırarak, kadınların eşitlik ve özgürlük arayışını hiçleştirmek değil de nedir? 
  • Bir kamu kurumunda yaşananların üstünün sürekli örtülmesi, ‘Erkek vuruyor devlet koruyor’ diye isyan eden kadınları devlete hakaret etmekle suçlayanlara verilecek en iyi cevap değil de nedir?”

Sonuna kadar takipçisiyiz

Herkes sussa da Yedikule Hastanesi çalışanları olarak kendilerinin asla susmayacağını vurgulayan SES Aksaray Şube Eşbaşkanı Yasemin Bakır, “Failin hak ettiği cezayı alması için yaşanan saldırının sonuna kadar takipçisi olacağız. Arkadaşımızı o mahkeme salonuna hiçbir zaman yalnız yollamayacağız” diyerek sözlerini tamamladı.

Paylaş:

Benzer İçerikler

“Türkiye’de yasalara göre, imza attığı sözleşmeler gereğince de 12 yaşındaki çocuklar çalışamazlar. Ama siz eğitim içerisindeki bir mevzuatı bu şekilde değiştirirseniz 12 yaşındaki çocuğun işçileşmesi meşrulaşıyor. “Çalışmıyor ki, okula gidiyor” denilecek. Tüm mekanizmalar gerçekten çocuk işçiliğini meşrulaştırmanın bir yolu.”
Mart 2023’te, çalıştığı hastanede doktorun cinsel saldırısına maruz kalan hemşire arkadaşımızın şikayeti sonucu açılan dava 25 Ocak’ta karara bağlandı. Erkekleri aklamaya adanmış yargı tüm delilleri görmezden geldi, faile beraat verdi. Karara tepki gösteren kadınlar yargı mekanizmalarının “Kadının beyanı esastır” ilkesini tanımasını istedi.
Yedikule Hastanesi’nde asistan hekim Semih E.’nin nöbet esnasında hemşire arkadaşımıza cinsel saldırıda bulunmasının üstünden neredeyse 10 ay geçti ve o hâlâ dışarıda elini kolunu sallaya sallaya geziyor. Arkadaşımız ise başka hastaneye sürgün edildi. Biz sağlık emekçisi kadınlar erkek adalet değil, gerçek adalet istiyoruz!
25 Kasım vesilesiyle, kadın sendikacılarla işyerindeki kadına yönelik şiddet biçimlerini ve sendikaların bu konudaki çalışmalarını, DİSK’e bağlı Genel İş sendikası İstanbul Anadolu Yakası 1 No’lu şube başkanı Nazan Gevher Çam Ay ve DGD-SEN genel başkanı Neslihan Acar ile konuştuk.
İçeriklerimizi kaçırmamak için e-posta bültenimize ücretsiz abone olun!