Depremzede kadınların sağlığı için acilen gerekli önlemler alınmalı

Depremzede kadınlar, cinsel sağlık ve üreme sağlığı açısından ne gibi risklerle karşı karşıya? Kadınların sağlığı ve güvenliği için acilen yapılması gerekenler neler? Önümüzdeki ay doğum yapması beklenen 25 bin kadın için ne gibi önlemler alınmalı? Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Irmak Saraç’la konuştuk.
Paylaş:
Seval Öztürk
Seval Öztürk
sevalozturk18@gmail.com

Maraş merkezli depremlerin üzerinden 16 gün geçti; ancak deprem bölgelerinde çadır, temiz su, tuvalet, duş gibi en temel gereksinimler bile hâlâ karşılanabilmiş değil. Sağlık hizmetleri yetersiz, hijyen açısından çok ciddi sorunlar var. Dolayısıyla enfeksiyon ve salgın hastalık tehlikesi artmış durumda.

Depremin yarattığı krizleri patriyarkal toplum yapısından kaynaklı olarak çok daha derin bir biçimde yaşayan kadınlar hijyenik ped, tampon, iç çamaşır gibi ürünlere ulaşmakta güçlük yaşıyorlar. Öte yandan doğum kontrol haplarına ve kondoma ulaşımın olmaması, istenmeyen gebeliklere ve cinsel yolla aktarılan enfeksiyonlara kapı aralıyor.

Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu’nun (UNFPA) yayımladığı Türkiye Deprem Durum Raporu’na göre, bölgede hamile olan tahmini kadın sayısı 226 bin; önümüzdeki ay doğum yapması beklenen tahmini kadın sayısı ise 25 bin. Depremde birçok hastanenin yıkılmış olması, gebe kadınların sağlıklı bir ortamda doğum yapmalarının önünde ciddi bir engel oluşturuyor.

Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Irmak Saraç’la deprem bölgesindeki kadınların cinsel sağlık ve üreme sağlığı üzerine konuştuk. Deprem bölgelerindeki hijyen sorununun kadın sağlığına etkileri, riskler, bu risklere karşı kısa ve uzun vadede yapılması gerekenlere dair görüşlerini aldık.

Pedin uzun süre değiştirilememesi sorun yaratıyor

Deprem bölgelerindeki hijyen sorunu da göz önüne alındığında, kadınlar cinsel sağlık ve üreme sağlığıyla ilgili ne gibi risklerle karşı karşıya?

Özellikle tuvaletlerin yokluğuna bağlı, pedlerin uzun süre değiştirilememesi gibi nedenlerle pişik benzeri kaşıntılı durumlar ortaya çıkabilir. Pedlerin uzun süre kalmasının nedenlerinden biri pede ulaşamamak, diğer bir nedeni de kadınların pedlerini değiştirmek için yeterince mahrem bir alan bulamaması ve hava kararıncaya kadar beklemeleri. Yine bu nedenle idrar yolu enfeksiyonları da artabilir. Hijyenik ped ve tamponun tek seferlik bir ihtiyaç olmadığı ve bu ürünlerin tedarikinde sürekliliğin sağlanması gerektiği unutulmamalı.

Deprem gibi doğal afetlerden sonra maalesef öncelenmeyen konulardan biri de gebeliği önleyici yöntemlere erişim. Ülkemiz bu konuda zaten sıkıntılıydı ve yöntemlere neredeyse ücretsiz bir şekilde ulaşmak mümkün değildi. Şimdi ise ihtiyaç olarak bile Sağlık Bakanlığı tarafından dile getirilmiyor. TTB ve kadın örgütleri bunu dillendiriyor. Oysa yönteme erişememe istenmeyen gebeliklere yol açabilir. Dolayısıyla bunların sonlandırılabilmesi için de uygun koşullar sağlanmalı. Ancak yine biliyoruz ki isteğe bağlı gebeliğin sonlandırılması ülkemizde yasal olmasına rağmen bu hakka ücretsiz şekilde erişim çok zorlaştırılmış durumda.

Diğer yandan, cinsel yolla aktarılan enfeksiyonlarda artış olmaması için yine bu konuda bilgiye ve kondoma erişim büyük önem taşıyor.

Op. Dr. Irmak Saraç

Erkek şiddetine karşı önlem şart

Depremzede kadınların sağlığı ve güvenliği açısından bölgede acilen alınması gereken önlemler neler? Devlet ne yapmalı, STK’ler ne yapabilir?

Toplumsal cinsiyet eşitsizliği afet durumlarında derinleşir ve bu nedenle kadına yönelik her türlü erkek şiddeti artar. Bu nedenle tuvalet ve duşların kilitli kapılarının olması, buraların çadırlardan çok uzak olmaması ve yeterince aydınlatmanın sağlanması gerekiyor.

Şiddete maruz bırakılan kadınların kendi sosyal çevrelerinden uzaklaştığı düşünülürse, durumlarını paylaşabilecekleri alanlar oluşturmak önemli. Feminist örgütlerin kadın dayanışma çadırlarını bu açıdan çok değerli buluyorum. Bu alanlar, ihtiyaçlarını dile getirmekten çekinen kadın ve LGBTİ+’lar için de önemli.

Şunu da unutmamak gerek: Böylesine büyük bir travmanın ardından çaresizlik hissi, öfke ve travma sonrası stres bozuklukları görülebilir. Bununla ilgili de destek sağlanmalı.

Özellikle tek ebeveyn olan kadınların çocuklarını bırakamadığı için ihtiyaçlarını karşılayamama ihtimali akılda tutulmalı. Yeterli gıda yardımına ulaşamayan ya da kendi payını ailesine veren kadınlarda beslenme bozuklukları da olabilir. Keza toplumsal cinsiyete dayalı rollerin devam ediyor olması, ancak kadınların bunları daha zor şartlar altında yapıyor oluşu, üzerlerindeki yükü artıracaktır.

Gebe takiplerinin sürmesi önemli

Bölgede hamile olan, çadırda yaşayan, uygunsuz koşullarda doğum yapan kadınlar için ebenin var olduğu veya olmadığı koşullarda ne yapmak gerekir?

Anne ve bebek sağlığı açısından doğumun mümkün olduğunca sağlık personelinin eşliğinde gerçekleşmesi gerekir. Bu mümkün olmadığında, doğum sonrası uygun olmayan şartlarda kordonu kesmeye çalışmak enfeksiyon riskini artırabilir. Bunun yerine sağlık hizmetine kadar beklenmesi daha uygun olur.

Ancak her ne kadar doğumla ilgili hizmetler bir şekilde devam ediyor olsa da, kadınların çadırda doğum yapma ihtimaline karşın göbek kordonunun bağlanıp kesilebilmesi için doğum kitlerinin dağıtılması gerekir. Tabii ki doğum sonrası kontrollerinin yapılması da elzem. Gebelikle ilgili sorunların önceden tespit edilebilmesi için gebe takiplerinin devam etmesi önemli. Bu da aile sağlığı merkezlerinin çalışır hale gelmesiyle sağlanabilir. Bu koşullarda, doğumların beklenenden erken olması da öngörülen bir durumdur.

Kadınların yoğun vajinal kanamasının olduğuna, menopoz geçirmiş kadınların bile adet gördüğüne dair haberler geliyor. Bunun nedeni nedir?

Yoğun stres ve travma sonrasında kadınlarda adet düzensizliği görmeyi bekleyebiliriz. Menopoz sonrası kanama yaşayan kadınların yine de ilk fırsatta doktor kontrolünden geçmeleri uygun olur.

Fotoğraf: AA (Arşiv)

Paylaş:

Benzer İçerikler

Depremden bu yana dört ay geçti. Kadınların sesi hâlâ duyulmuyor. “Boş ormanlık bir yere gideceksin. Çocuk sesi de olmayacak. Kadınlar için diyorum sadece. Gözünü kapatacaksın, uzanacaksın çimlere. Düşünme kapasitemi yeniden ancak böyle kazanabilirim” diyen Selvi, kadınlara tercüman oluyor.
Kahramanmaraş’ın Merkez ve Pazarcık ilçelerinde kadınlarla konuşuyoruz. Tuvalet ve banyo sorunları hâlâ çözülmemiş. Aşevlerinin çoğu bölgeyi terk ederken yemek yapma, çamaşır yıkama zorunluluğu kadınların bellerini iyice büküyor. Kapanan fabrika ve atölyeler nedeniyle işsizlik de gelir düşüklüğü de had safhada…
Şiddet dolu evliliğini zor da olsa bitirmiş, yeni bir hayat kurmuş, kendi ayakları üzerinde duran bir kadın… Depremde yalnız evini, işini ve sevdiklerini değil, özgürlüğünü de kaybettiğini söylüyor. “Önce iş bulmam lazım” diyor, “Yoksa asla özgür bir alanım, kendi hayatım olmayacak. Tek istediğim kendime ait bir hayat.”
Feministler olarak gittiğimiz Adıyaman’da dayanışma faaliyeti yürütürken gördüğüm şuydu: Devlet de enkaz altında kalmıştı. Patriyarka ise arşa çıkmıştı. İhtiyaçların temini için sıra bekleyen, çocukları için çırpınan, çadırlara yemek taşıyan, köy evlerinde 30-40 kişiyi doyurmaya çalışan hep kadınlardı.
İçeriklerimizi kaçırmamak için e-posta bültenimize ücretsiz abone olun!