Kitabın yazarı Jolien Janzing, 19’uncu yüzyıl İngiliz edebiyatı uzmanı, bir gazeteci yazar. Janzing Brüksel’e yaptığı bir seyahat sırasında Brüksel katedralinin merdivenlerinde sandviç yerken, katedral rahibiyle tanışıp onunla sohbete başlıyor. Rahip, katedralde 19’uncu yüzyılda Charlotte Brontë’nin de itirafta bulunduğunu, Katolik olmamasına rağmen bunu neden yaptığını merak ettiğini anlatıyor.
Orada, küçük yaşlardan itibaren çok sevdiği yazar hakkında bir araştırma yapma fikrinin doğduğunu ve Brontë’nin Brüksel yolculuğu üzerine çalışmaya başladığını belirtiyor, kendisiyle yapılan bir söyleşide Jolien Janzing. Yedi yıl araştırmadan sonra, 2013 yılında Charlotte’ın hayatının az bilinen bölümü hakkında gerçekle kurmacayı harmanlayan bu romanını yayımlıyor.
Anvers’te evin yakınında bulunan tüm arşivleri taramış Janzing. Romanın ardında büyük bir emek var. Dönemin Brüksel’ini Charlotte Brontë’nin romanlarının atmosferi içinde anlatan kitap, epey bir okuyucuyu kendine çekiyor. Ağaçlar arasında, yüksek duvarlarla çevrelenmiş, sadece kızlara yönelik yatılı bir okul, ıssız yatakhaneler, iyi bir evlilik yapmak için zengin aileleri tarafından okula gönderilen kız çocukları… Her an bir şeyler olacakmış gibi ilerleyen satırlar, ürperti yaratmasının yanı sıra Jane Eyre’nin mürebbiyelik günlerine de götürüyor okurları…
Janzing, dönemin toplumsal cinsiyet temelli kadınlık rollerini tanımlamış romanında. Belçika kralı “kart zampara”ya sunulmak üzere yetiştirilen metres olmasına göz yumulan, çok güzel bir burjuva kız çocuğunun kaderi ile iyi koca için eğitilen kızların kaderi aynıdır esasen, evlilik onlar için tek seçenektir ve yaşadıkları hayattan daha iyisine o dönemde ancak bu yolla ulaşabileceklerdir. Fakat geleneklere teslim olmuş çoğunluğun aksine, var olan patriyarkal yapıyı sarsabilecek alternatifler de yeşermeye başlamıştır, eski toplumun bağrında. Eğitim, aynı zamanda kadınların evlilik dayatmasını aşmaları için de bir olanaktır. Romanlarında da gördüğümüz gibi Charlotte’ın da eğitime yaklaşımı budur.
Brontë kardeşlerin en büyüğü olarak 21 Nisan 1816’da İngiltere Yorkshire’da dünyaya gelen Charlotte Brontë, kızlar için eğitim olanaklarının kısıtlı olduğu o dönemde öğretmen olmayı, kardeşleriyle bir okul açmayı hedefliyordu. Ama eğitiminin öğretmenlik için eksik olduğunu düşünüyor ve bunu takviye için devamlı yeni yollar arıyordu. Onu 1842’de kardeşi Emily’yle birlikte Brüksel’e, Clarie Heger ve eşi Constantin tarafından işletilen bir okulda Almanca ve işletme dersleri almaya iten neden de buydu.
Fakat işler tam da onun istediği gibi gitmez, Mösyö diye adlandırdığı okul müdürü Constantin’e aşık olur Charlotte. Yorkshire kırlıklarında bir papaz evinde büyüyen Charlotte için yeni bir deneyimdir bu. Gizli aşk, adamın eşi Clarie Heger’e karşı beslenen kıskançlık, kız kardeşi Emily’le evden uzakta iyice açığa çıkan karakter uyuşmazlıkları, tutku, usul usul anlatılıyor romanda.
Tutkularını yaşayan bir kadın
İki kardeş, 19’uncu yüzyılın başlangıcında yanlarında bir erkek refakatçi bulunmadan İngiltere’den Brüksel’e gelebilmişlerdir. Bağımsız düşünme ve hareket etme yeteneğine sahip genç kadınlardır ikisi de…
Fakat memleket ve baba özlemi duyan Emily’den daha farklıdır Charlotte. Brüksel’deki eğitimi finanse eden teyzenin ölümünden sonra, kardeşi Emily olmaksızın oraya babasıyla çatışmayı da göze alarak öğretmen olarak döner ve devrin ahlak kurallarını önemsemeden tutkularına da sahip çıkar. Charlotte’ın kendisi de bir roman kahramanıdır esasında…
Her türlü farklılıkları ve karmaşası ile bir Avrupa başkentinde yaşamak Charlotte için farklı bir deneyimdir ve şehir iyi bir roman yazarı olarak da merakını kışkırtır. Mösyö onu ders verdiği, dar sokakların, birbirlerine yaslanmış barakaların olduğu işçi mahallesine de götürür. Burada tanıdığı ve ona ilgi gösteren yakışıklı işçi Emile de hayatına giren başka bir erkektir. Dar ve kapalı bir çevrede yaşayan Charlotte iki tutku arasında gidip gelir; entelektüel burjuva dünyasına hitap eden Mösyö ile onu Amerika’ya davet eden yakışıklı işçi Emile…
Brontë’nin mösyöden çok etkilendiği aşikârdır ama adam ona daha sonra yazacağı romanlar için rol modeli olarak da hizmet etmiş görünüyor. Jane Eyre romanındaki Rochester karakteri ile Profesör’deki profesörün Mösyö Hager’in çeşitli versiyonları olduğunu söylüyor edebiyat eleştirmenleri.
Jolien Janzing, Brüksel’i çok iyi bilmesinin romanın kurgulanmasında çok yardımcı olduğunu söylüyor; bu, romanın her satırında kendini gösteriyor esasen. O dönemde kadınların eğitim için verdikleri mücadele, kıta Avrupası’nın burjuva çevrelerinde İngiltere’ye nazaran daha rahat sürdürülebilen kadın-erkek ilişkileri, işçi mahallelerinde kaçgöç olmadan yaşanan aşklar… Toplumsal cinsiyet ilişkilerinin kuruluşunun tarihsel ve toplumsal boyutunu da çok iyi anlatıyor bize.
Charlotte Brontë’nin Gizli Aşkı insanın içini ısıtan kitaplardan; tarihe de ilgi duyuyorsanız bence okuyun, iyi gelecektir size…
Charlotte Brontë’nin Gizli Aşkı
Yazar: Jolien Janzing
Çevirmen: Füsun Özlen
Yayınevi: Güldünya Yayınları
Basım Tarihi: Ekim 2022
Sayfa Sayısı: 240