“Çiftçiler zor durumda sesimizi duysunlar!”

Çiftçiler çok zor durumda. Biz küçük üreticiyiz. Şu dönemde bize hiç destek yapılmadı. Destek büyük üreticiye gitti. O zaten kazanıyor neden bizi desteklemiyorlar? Bu dönemde zengin daha zengin, yoksul daha yoksul oldu.
Paylaş:
Sare Öztürk
Sare Öztürk
ozturksare48@gmail.com
Sare Öztürk     ozturksare48@gmail.com

Çiftçiler çok zor durumda. Biz küçük üreticiyiz. Şu dönemde bize hiç destek yapılmadı. Destek büyük üreticiye gitti. O zaten kazanıyor neden bizi desteklemiyorlar? Bu dönemde zengin daha zengin, yoksul daha yoksul oldu.

Gece yarısı gelen genelgelerle ne yasak ne değil bilemez olduk. Hangi günler, saat kaçla kaç arası dışarı çıkacağız, neyi satın alıp neyi alamayacağız, kafe ve restoranlar açıldı mı, kapandı mı, ne oluyor şimdi derken neredeyse her hafta başka yasaklarla uyanıyoruz. Bu yasaklardan biri de malumunuz semt pazarları… Kapandı denildi, sonra olmadı, hadi açalım ama haftada bir gün olsun denildi. Yoğunluğu azaltmak amaç ama zincir marketler açık, onlar satış yapsın küçük üretici yasaklarla boğuşsun! Neyse ki hata yapıldığı anlaşıldı, yetmese de haftada bir de olsa açıldı semt pazarları. Açıldı açılmasına da olan yine küçük üreticiye oldu.

Nazmiye Süer, Soma’nın Yırca Köyü’nde yaşıyor. Köyde tarlası var, orada üretip ilçenin semt pazarlarında satıyor ürünlerini. 20 senedir geçimlerini bahçecilik yaparak sağlıyor kocasıyla birlikte. Kendisinin ne düzenli bir maaşı ne güvencesi ne de sigortası var: “Güç bela eşimin sigortasını ödedik de Bağkur’dan emekli oldu. En azından onun maaşı var.” diyor. Anlayacağınız, Nazmiye aile işletmesinde ücretsiz çalışan bir kadın.

Tohuma gübreye zam geldi

Pandemi pazarcıların zor olan işlerini daha da güçleştirdi. Hiçbir destek alamamışlar şu dönemde. Bu geçim zorluğu içinde bir de semt pazarlarının kapanması eklendi. Nazmiye süreci şu sözlerle anlatıyor: “Bu hastalık çıktı işler düştü. Üstüne bir de tohumun, gübrenin fiyatına zam geldi. Geçen yıl 80’e aldığımız bir çuval gübrenin fiyatı oldu sana 180 lira! Bunlar çok arttı, biz pazarda fiyatı artıramıyoruz. Bu kez alan az oluyor, o da kurtarmıyor. Pazarcılığın garantisi yok. Sen ekersin, biçersin, üretirsin; pazarda bazen satış iyi olur bazen de elinde kalıverir ürün. Bilemezsin. Tarlaya tohumu ektik, ürün çıkacak mı çıkmayacak mı o da ayrı dert. Tohumu parayla alıyoruz. Kendi tohumumuzu ekince çıkmıyor. Mecbur alıyoruz. Pazarlar kapansın dendi, ne yapacağız biz dedik. Haftada bir açılacakmış ama bizim on gündür bahçede ürünümüz ziyan oluyor. Soğanla, ıspanak vardı. Onlar gitti. Cumartesi açacağız ama onun da saatleri az. Çalışanların işten çıkmasıyla pazarın toplanması aynı saat. Nasıl satış olacak? Benim aklım almadı bu işi.”

Nazmiye’nin işi sadece pazarla bitmez. Bu işin tarla tarafı da var. Ürünü yetiştirmek de yoğun emek gerektirir. Günün üç-dört saatini tarlada geçirdiğini söylüyor Nazmiye Süer: “Bunun kazması, çapası var, ekimi, gübresi, sulaması var. Bahçe işi zor hep ilgilenmek ister. O yüzden her pazara gidemeyiz biz. Eşimle birlikte yapıyoruz bahçeyi, pazara da birlikte gidiyoruz. İkimiz olduğundan ancak iki gün gidebiliyoruz pazara.”

Pandemi öncesinde pazar tezgâhını sabah yedide kurup akşam havanın kararması ile kaldırırlarmış. Yazın güneş altında, kışın dondurucu soğukta tezgâhın başında beklermiş. Dediğine göre kışın ürün çeşidi az olduğunda kışın pazar donuk, yazın ise tezgâh da pazar da daha bir şenlikli olurmuş.

Yaz aylarında pazar şenlikli ama Nazmiye’nin anlattığına göre onun hayatı hep “şenlikli!”.  İki çocuğu, biri yeni doğan üç de torunu var. Kızı çalıştığından haftanın üç günü torunlara o bakıyor, diğer günlerde de kızın kaynanası bakıyormuş. Ev işleri, bahçe, pazar, çocuk bakımı derken mesai uzun bir şenlik!

Sabun evi de pandemiden etkilendi

Nazmiye bir de köyde kurulan sabun evinin üyesi. Atölyede köylü kadınlarla birlikte zeytinyağlı sabun üretip, satışını yapıyorlar. Kolektif üretime dayalı bu atölyede sipariş üzeri üretim yapıyorlar. Pandemiden dolayı siparişler azalmış. Nazmiye sabun evindeki durumu şu sözlerle özetliyor: “Hastalık sabun evini de vurdu. Üç beş de olsa sipariş oluyordu. O da olmaz oldu. İlk başlarda korktuk biz sabun evinde bir araya gelmeyelim dedik. Sonra sonra biraz daha rahat davrandık yoksa hiç gelir olmayacaktı. Sipariş oldukça iki üç kişi de olsa gittik, üretimi yaptık. Ama o da durdu. Eskiden anneler gününde olsun, 8 Mart’ta olsun toplu siparişler oluyordu, onlar da yok şimdi.”

Bitirirken çiftçilerin durumu ile ilgili Nazmiye özellikle şunları yaz dedi: “Çiftçiler çok zor durumda. Biz küçük üreticiyiz. Şu dönemde bize hiç destek yapılmadı. Destek büyük üreticiye gitti. O zaten kazanıyor neden bizi desteklemiyorlar? Bu dönemde zengin daha zengin, yoksul daha yoksul oldu. Çiftçiler zor durumda sesimizi duysunlar!”

Fotograf: Nazmiye Süer

Paylaş:

Benzer İçerikler

“Nasıl ki baş düşman Mehmet Şimşek ve onu atayanlar, onun üstündeki ulusal veya uluslararası büyük sermaye ve patriyarkaysa, burada da bizim ev içinde erkeklere karşı bir ideolojik şiddet uygulamamız gerekiyor. Birinci konumuzun bu olması gerekiyor. Muhakkak ki kamunun ve sendikaların bu konudaki görevleri de bizim propaganda konumuzdur ama hayatı ertelemeden dayanışarak hayatımızı değiştirmenin yollarını bulmamız lazım.”
Başakşehir’e bağlı Şahintepe mahallesinde, 400 günü aşkındır bir nöbet sürüyor. Çevre Bakanlığı ve bölge belediyesinin halkı mahalleden sürme girişimleri sonuçsuz kaldı. Kurdukları “Barınma Hakkı Meclisi” içinde örgütlenen Şahintepelilerin, fiili mücadelesinde kadınlar en önde. “Mahalle içindeki ve dışındaki kirli eller çekilene kadar oradayız” diyorlar.
Tatil öncesi meclise getirilmesi beklenen 9. Yargı Paketi’nin içindeki “etki ajanlığı” düzenlemesinin kadın ve LGBTİ+’ların güçlenme ve dayanışma mekanizmalarını nasıl etkileyeceğini Mor Çatı ve Kadının İnsan Hakları Derneği ile konuştuk.
Düşük ücretler, ağır çalışma koşulları, yoksullaşma 2023’de kadın işçi yaşamına damgasını vurdu. Grev ve direnişlerde kadın işçiler en öndeydi. Kadınların kadın işçilerin mücadelesi 2024’te de devam edecek. Herkese mutlu ve dayanışma dolu bir yıl diliyoruz.
İçeriklerimizi kaçırmamak için e-posta bültenimize ücretsiz abone olun!