Çin Merkez Televizyonu’nda bu yıl yayımlanan Yeni Yıl Galası sırasında çalan bir şarkı, çalışkan işçi sınıfını şu sözlerle kutladı:
“Kurye biraderler yollarda araç sürerken kendilerini evlerinde hissediyorlar!”
İnternette izleyiciler bu şarkıyı, tüm işçilerden ‘erkek kardeşler’ olarak söz ederek, işgücünün yüzde 20’sinden fazlasını oluşturan kadın kuryelerin emeğini yok saydığı için eleştirdi.
İzleyicilere göre bu şarkı, gig ekonomisinde* çalışan kadınların medyada yeterince temsil edilmediği gerçeğinin bir yansımasıydı. China Digital Times, izleyicilerin bu minvaldeki çevrimiçi yorumlarını analiz eden bir makaleyi arşivledi:
“Ulusal arenada kadın işçiler tamamen görünmez hale geldi.”
“Kadınların bu sektörlerde yerinin olmadığı klişesi pekiştirildi.”
Çin’in gig ekonomisi hızla gelişti ve milyonlarca istihdam yarattı. Ancak gig ekonomisi işçileri, genellikle iş sözleşmelerinden ve sosyal güvenceden yoksun ve bu nedenle kötü çalışma koşullarına, iş kazalarına, ücret gasplarına karşı daha savunmasızlar. Bu sorunlara ek olarak marjinalleştirilmiş kadın işçiler, toplumsal cinsiyete dayalı farklı çalışma deneyimlerini göz ardı eden erkek merkezli sistemlerin yarattığı zorluklarla karşı karşıya kalıyorlar.
Gig ekonomisi giderek daha fazla kadın işçiyi kendine çekiyor
Çin’in gig ekonomisinde işçiler hakkında cinsiyete göre ayrıştırılmış verilere ulaşmak zor. Çoğunlukla şirketlerin kendilerinden gelen dağınık belgeler; yemek dağıtımı, ekspres teslimat ve araç çağırma gibi başlıca sektörlerdeki gig işçilerinin cinsiyet oranları hakkında bir fikir veriyor.
Örneğin Sanlian Lifeweek, 2020 yılında Pekin’de yemek dağıtımı yapan toplam işgücünün yalnızca yüzde 9’unun kadın olduğunu ve bu oranın 2021 yılında yüzde 16’nın üzerine çıktığını bildirdi. Bir kurye hizmeti platformu olan Cainiao’nun verilerine göre, kadın kuryelerin oranı 2021’de yüzde 20’yi aştı ve bu da 2020’den bu yana beşte bir oranında artış olduğu anlamına geliyor. Çin’in araç çağırma şirketi T3’e göre ise bu yılın mart ayı itibarıyla 50 binden fazla kadın işçi, şirkete sürücü olarak katıldı. Bu, 2022’nin aynı dönemine göre kadın işçi sayısının 32 bin arttığını gösteriyor.
2021 itibarıyla 84 milyondan fazla platform** çalışanı ile sektör giderek büyüyor. En azından 2017’den bu yana ekonomide yaşanan değişimler, çok sayıda işçiyi üretim ve hizmet sektörlerinden gig ekonomisine geçmeye zorladı. Pandemi koşulları bu eğilimi hızlandırdı. Pandemi sonrası küresel ekonomik koşullar, fabrikalarda işten çıkarmalara, yer değiştirmelere ve kapanmalara yol açtı. Kırsal kesimde yaşayan kadınların üzerindeki mali yükün artması ve ücretsiz ev işçiliği yapan kadınların ailelerini geçindirmek için başka bir yol arayışına girmesi de bu eğilimi körükledi.
Marjinalleştirilmiş kadın işçiler ayrımcılıkla karşı karşıya
Fiziksel olarak zorlayıcı işlerin kadınlara göre olmadığı ya da kadınların kötü şoförler olduğu yönündeki kamuoyu algısı, geleneksel olmayan sektörlerde çalışan kadınlar için toplumsal cinsiyet ayrımcılığına ve damgalanmaya yol açıyor. Chinese Women’s Studies dergisinde 2021 yılında yayımlanan bir makalede, yemek dağıtımı yapan kadın sürücülerin her gün aşağıdaki gibi aşağılayıcı yorumlar aldığı belirtildi:
“Neden bir kız daha kolay bir iş bulamıyor?”
Gender & Development dergisinde yayımlanan ve Çin’de çağrı üzerine gelen kadın sürücüler üzerine yapılan 2022 tarihli bir çalışmada kadın sürücüler, yolcuların olumsuz yorumlar yaparak ve düşük puanlar vererek kendilerine karşı ayrımcılık yaptıklarını, hatta “Kadınlar güvenli sürücüler değil” diye yolculuklarını iptal ettiklerini bildirdi. Bu tür ayrımcılıklar yalnızca rahatsız edici değil, aynı zamanda sürücülerin ücretlerini de etkiliyor.
2022’de yapılan bu çalışma ayrıca, kadın işçilerin “erkek egemen bir işyerinde son derece cinselleştirilmiş kültürlerle” nasıl mücadele ettiklerini anlatıyor. Gig işçileri, diğer sürücülerle iletişim kurmak ve yerel koşullar hakkında güncel bilgi almak için WeChat gruplarına güveniyor; ancak bu ortamlarda kadın işçiler cinsiyetçi bir alana katılmaya zorlanıyor. Çalışmada, bekâr anne olan bir sürücünün söyledikleri şu şekilde aktarılıyor:
“Fotoğraflarımı erkek sürücülerle dolu WeChat grubunda hiç paylaşmadım. Kendimi güvende hissetmiyordum; çünkü bu erkekler grup sohbetinde sürekli müstehcen seks şakalarından söz ediyor ve çıplak kadın fotoğrafları gönderiyorlardı.”
Tuvalet bulmak bile, beklenmedik bir zorluk olabiliyor. Bir kadın sürücü şunları kaydediyor:
“Bir erkek, insanlar onu görmediği süreci pratik olarak her yere işeyebilir. Ancak kadınlar için, özellikle de hiçbir yerde tuvaletin bulunmadığı banliyö bölgelerinde bu bir sorundur.”
Çağrı üzerine çalışan bir kadın sürücü, özellikle adet döneminde sık sık tuvalete gitmemek için nasıl daha az su içtiğini ve hareketlerini kısıtladığını anlatıyor.
Eril algoritmalar, kadın işçiler için daha düşük ücrete yol açıyor
Platform altyapısı eşitsizliği de besliyor. Çin’in platform şirketleri, şirket kârlarını artırmak için işçilerin sınırlarını zorlayan acımasız algoritmalarıyla ünlü. Bu algoritmaları besleyen veriler, ağırlıklı olarak erkek girdilerinden oluşuyor ve her işçinin erkek olduğunu varsayan, erkek merkezli bir çalışma standardını sürdüren eril bir algoritma üretiyor.
Bu erkek merkezli ideal, özellikle aynı anda kendilerinden orantısız miktarda yeniden üretim emeği ve ev içi bakım sorumluluklarını üstlenmelerinin beklendiği de göz önüne alınırsa, kadın işçiler için ayak uydurulması olanaksız bir norm haline gelmiş durumda. Örneğin The Paper, Mart 2023’te Şanghay’da yemek dağıtımı yapan göçmen bir kadının gece gündüz çalışırken bebeğini sırtında taşıdığını haberleştirdi ve bu haber, pozitif bir insani ilgi hikâyesi gibi lanse edildi.
Erkek merkezli standart, gig ekonomisinde kadınlar ve erkekler arasında büyük bir ücret eşitsizliğine de yol açıyor. Evli ve iki çocuklu bir kadın sürücü, araştırmacılara, kocası gibi çok uzun saatler çalışamadığını ifade ediyor:
“Çocuklarıma ve kayınvalideme bakmak zorunda olduğum için günde 10 saatten fazla araba kullanamıyordum. Bu yüzden günde 16 saat araba kullanan eşime kıyasla sürüşlerimin niteliği ve niceliği azaldı.”
Yemek dağıtımı sektöründe sipariş başına birim fiyat, teslim edilen sipariş sayısıyla birlikte artar. Ancak kadın işçiler normalde her ay erkeklerden daha az sipariş teslim eder ve bu nedenle her sipariş için daha az ücret alırlar.
2022 yılında kadın sürücüler üzerine yapılan bir araştırmaya göre, kadınların yaklaşık yüzde 44’üne sipariş başına 5 yuandan (Çin para birimi) az ödeme yapılırken, erkeklerin yalnızca dörtte birine bu kadar az ödeme yapılıyor. Kadın sürücülerin yaklaşık yüzde 20’sine sipariş başına 10 yuan ödenirken, erkeklerde bu oran yaklaşık yüzde 30. Bu ücret eşitsizliklerinin bir sonucu olarak, kadın sürücülerin yüzde 60’ından fazlası ayda 5 bin yuandan az kazanırken, erkek sürücülerin yaklaşık yüzde 70’i ayda 5 bin yuandan fazla kazanıyor.
Kadın platform işçileri de genellikle sağlık ve güvenliklerinden ödün vermek ya da daha az gelir elde etmek arasında seçim yapmak zorunda kalıyor. Çağrı üzerine çalışan sürücüler, uzak bölgelere seyahat ettiklerinde bir seyahat puanı bonusu ile ödüllendirilir. Bu bonus, sürücülerin kabul ettikleri yolculukların nitelik ve niceliğini artırır ve daha yüksek gelir elde etmelerini sağlar. Ancak bu uzak bölgeler, kadınlar için daha az güvenli. Sürücüler, özellikle sarhoş yolcuların saldırısından korktuklarını bildiriyor. Bu nedenle kadın işçiler, uzak bölgelere gitmekten ve bu yüksek değerli yolculukları kabul etmekten kaçınma eğiliminde.
Platform işçisi kadınların özel korumalara gereksinimi var
Platformlar, kadın işçilerin toplumsal cinsiyet temelli çalışma deneyimlerini dikkate almakta başarısız olmuş durumda. Bu durum ayrımcılık, hane içi adaletsiz iş bölümü ve diğer faktörlerle daha da kötüleşiyor. Şirketlerin yalnızca tüm işçiler için güvenli ve emniyetli bir çalışma ortamı yaratmak değil, aynı zamanda tüm işçilerin deneyimlerini dikkate alan algoritmalar ve çalışma standartları tasarlamak gibi bir sosyal sorumluluğu var. Yetkililer, platformların algoritma kullanımını ve gig işçilerinin çalışma koşullarını düzenlemeye çalıştı; ancak şu ana kadar bu çabalar, toplumsal cinsiyet perspektifi bir yana dursun, anlamlı bir iyileştirme bile sağlamadı.
Çin’in resmi sendikası da kadın işçilerin gereksinimlerini anlamak ve platformlarla müzakere etmelerine yardımcı olmak için harekete geçmeli. Sendikanın her kademesinde kadın işçi komiteleri var; bu komiteler, üzerlerine düşen rolü daha görünür ve aktif şekilde yerine getirmeli.
Aslında bazı bölgesel sendikalar, son zamanlarda gig ekonomisindeki kadın işçilere yarar sağlamak için yürüttükleri faaliyetlerin lansmanını yaptı. Yemek dağıtım sendikasının kurulduğu Zhengzhou’da, kadın işçiler komitesi, yoksulluğu azaltma faaliyetlerine odaklandı. Pekin’de Meituan sendikası, kadın işçilere zencefil çayı, el kremi ve kadın ürünleri sağladı. Guangzhou’da sendika, gig ekonomisindeki kadınlar için kötü çalışma koşullarını daha da kötüleştiren bazı sosyal faktörleri ele alma konusunda daha başarılı oldu. Sendika; bakım odaları, bazı danışmanlık destekleri ve hatta bazı sağlık hizmetlerini içeren, yalnızca kadınlara özel dinlenme istasyonları kurdu.
Ancak bu sendikal faaliyetlere ilişkiler açıklamalardan da anlaşılacağı gibi, bu çabaların çoğunun gig ekonomisindeki kadınların çalışma gereksinimlerini temsil etmeyen bazı jestler olduğu açık. Bunun yerine sendikalar, çalışma koşulları ve algoritmalardaki cinsiyetçi önyargılar hakkında platformlarla müzakere edebilir ve tüm cinsiyetlerden işçilere yarar sağlayacak politika değişikliklerini savunabilir. Kurye kız kardeşler, yemek dağıtımı yapan kız kardeşler ve çağrı üzerine çalışan araç sürücüsü kız kardeşler, emekleri için daha iyi desteği, korumayı ve tanınmayı hak ediyor.
Yazının orijinali için: https://clb.org.hk/en/content/women-workers-china%E2%80%99s-gig-economy-face-discrimination-lower-pay-unsafe-conditions
*Gig, “kısa süreli iş” ya da “bir bedel karşılığı kısa süreli çalışma” anlamına geliyor. Buradan hareketle gig ekonomisi, daha çok hizmetler kesiminde, kişilerin belirli saatler arasında bir işyerinde çalışmak yerine uzaktan, bazen dijital ortamda esnek çalışma saatleri çerçevesinde üretime katılmasını sağlayan sistemin yarattığı ekonomik faaliyetler bütünü olarak tanımlanıyor.
**Teknolojinin artan kullanımına bağlı olarak gün geçtikçe yaygınlaşan platform çalışma biçimi, bir uygulama ya da web sitesi aracılığıyla belirli işlerin (görevlerin, hizmetlerin, faaliyetlerin) yerine getirilmesine ilişkin olarak çalışanlar ile müşterilerin eşleştirilmesine dayanıyor.
Fotoğraflar: CLB/Shutterstock.com