Zinara Rathnayake – Ruby Lott- Lavigna
Çeviri: Yağmur Dönmez
Sri Lanka’da M&S, Victoria’s Secret, Calvin Klein ve GAP gibi markaları üreten bir fabrikada patlak veren COVID vakalarına yönelik tutumu işçiler “bize sığır gibi davrandılar” cümlesiyle özetliyor.
KOLOMBO, Sri Lanka – Eylül ayı sonlarına doğru, Sri Lanka’da bir giysi üreticisi olan Brandix’e ait bir fabrikadaki işçilerde, ateş belirtileri ile sürekli öksürük görülmeye başlandı. Hatta bazı işçiler bayıldı. Fabrika revirine giden işçilere reçetesiz ilaçlar verildi ve işe geri dönmeleri söylendi.
İşçilerde görülen semptomlar daha kötü bir hal aldığında, 39 yaşındaki fabrika sorumlusu P Ratnayake, hastaneye gitmeyi talep etti. 3 Ekim akşamı, test sonucu pozitif çıkınca bu durum, Sri Lanka’da 60 gün içerisinde gerçekleşen ilk topluluk enfeksiyonu örneği halini aldı. İki gün içerisinde, 831 kişinin daha test sonucu pozitif çıktı ve şuanda ülke toplamının yarısına denk gelen 10.000 vakanın, fabrikadaki salgınla ilişkili olduğu düşünülüyor. Bu durum ilk bildirildiğinde, Sri Lanka’da COVID’den ölen kişi sayısı 56’ydı. Ratnayake, VICE World News’e yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullanıyor: “Bana sanki cinsel yolla bulaşan bir hastalığım varmış gibi davrandılar. COVID-19 değil de, HIV/AIDS pozitifmişim gibi hissettim.”
Başkent Kolombo’ya 27 mil uzakta bulunan Minuwangoda’daki Brandix fabrikasında görülen bu durumun nasıl ortaya çıktığına yönelik çalışmalar hala devam ediyor.
İlk vakalar ortaya çıktıktan sonra yaptığı açıklamada Brandix: “Bizler, bir yandan bu durumdan etkilenen çalışanlarımız ve aileleriyle ilgilenmek için bir araya gelirken; bir yandan da, kolektif bir çaba içerisinde, bu krizden çıkmak amacıyla toplum ve ülkemiz üzerindeki etkileri en aza indirmeye çabalıyoruz.” ifadelerini kullanıyor.
Peki bu işçilerin ürettiği ürünlerin önemi ne? Bu ürünler; Batı’da geniş caddelerdeki mağazalarda satılan önemli markaların kıyafetleri. Vakaların ortaya çıktığı fabrikanın hangi markalara üretim yaptıkları hususunda Brandix’ten herhangi bir açıklama gelmemiş olmasına rağmen, Avrupalı müşterilerinin arasında Marks & Spencer, Victoria’s Secret, GAP ve Calvin Klein bulunuyor.
Yılın ilk günlerinde İngiltere’de uygulanan COVID-19 kapanması boyunca, M&S’ın Instagram postunda şu ifadeye yer veriliyordu: “Eve kapanmış olmanız, Cuma günü kendinizi biraz daha özel hissetmeyeceğiniz anlamına gelmez.”
Tabii ki herkes evelerine kapanmıyor. O kuş tüyü montları, pembe kazakları, baskılı midi elbiseleri kilometrelerce ötede üreten insanların kendilerini özel hissettikleri bir Cuma günleri yok. Onlar, kötü havalandırmalı kalabalık odalarda, sosyal mesafenin neredeyse hiç olmadığı yoğun üretim bantlarında, genellikle koruyucu donanımları dahi olmadan aylık ortalama 83 Euro’ya çalışıyor.
“ Son çaremiz markalara yazmak.”
Batıda eve kapanma süresi boyunca uygun maliyetli ve modaya uygun giysiye artan talep, Brandix tarafından işletilenlere benzer fabrikalardaki üretim zinciri işçilerini Corona virüse yakalanma riskine sokuyor ve Sri Lanka örneğinde de görüldüğü gibi ülkeleri yeni vaka patlamalarıyla karşı karşıya bırakıyor.
Sürdürülebilir moda hareketi ‘Remake’in kurucusu Ayesha Barenblat, küresel moda endüstrisi işçilerinin, düşük ücret, uzun çalışma saatleri ve güvenli olmayan çalışma şartlarına neden olan bir kuralsızlaştırma sebebiyle kötü durumda olduğunu ifade ediyor.
Pandemide tedarik zinciri çalışanlarına ödeme yapmayı reddeden markalara karşı yürütülen bir medya kampanyası olan #PayUp’ın başlatılmasına yardımcı olan Barenblat: “Bu şekilde olması gerekmiyor. Markalar, geçim ücretlerini ödeyebilir. Kendileri, mevcut işçi önlemleri ve düzenlemeleri ile toplu sözleşme ve uygulanabilir anlaşmaları destekleme yönünde nüfuza sahipler. Ancak bu şekilde işçiler yoksulluk çemberinden çıkabilir.” diyor.
Brandix Apparel Limited, Güney Asya’daki en büyük giysi üreticisi. Hindistan, Bangladeş ve Sri Lanka’daki fabrikalarında 55 binin üzerinde insan çalışıyor.
Sri Lanka’da mart ayında sokağa çıkma yasağı uygulandığında, Brandix fabrikalarını kapatmıştı. Darsha ve Priyangika, Brandix’te dikiş makinası operatörü olarak çalışıyor ve salgının ortaya çıktığı Brandix fabrikasına yakın bir sanayi merkezi olan Katunayake ticaret bölgesi içerisinde birbirlerine birkaç blok uzakta yaşıyorlardı.
Her ikisi de fabrika kapalıyken maaşlarını aldıklarını ve ülkedeki sokak kısıtlamalarının hafifletildiği Nisan ayında işe geri çağırıldıklarını ifade ediyor. Mayıs ayı itibarıyla Brandix, ABD’ye 200 milyon hijyenil maske ihraç etmiş.
İkinci dalganın başladığı Ekim ayında, Darsha gibi bazı Brandix işçileri, üç yıldızlı bir otelde karantina altına alındı. Fakat Priyangika ve diğerleri, tıklım tıkış toplantı salonlarında karantinaya girmiş. Priyangika, 7 Ekim’de kendisine beş kilo pirinç ve iki kilo mercimek gönderildiğini söylüyor.
Priyangika’nın deneyimleri, Sri Lanka’da çoğunluğu köyden gelen kadınların çalıştığı serbest ticaret bölgelerindeki normlardan biri aslında. Bir kadın hakları grubu olan ‘Women’s Center’ın çalışması ticaret bölgelerindeki birçok hastalığın temel sebebinin kötü beslenme ve güvenli olmayan çalışma koşulları olduğunu gösteriyor. Fabrikalar barınmayı karşılamadığı için, çalışanlar maaşlarının yaklaşık dörtte birini özel pansiyon konaklamasına harcıyor; bu da onları cinsel tacizle karşı karşı kaldıkları güvenli olmayan ortamlara mahkum ediyor.
Sri Lanka’da bir işçi hakları STK’sı olan Stand Up Movement’ın kurucusu Ashila Dandeniya, VICE World News’e yaptığı açıklamada, Brandix’in daha hızlı hareket etseydi hastalığın yayılmasını kontrol edebileceğini söylüyor. “Sanırım hiçbir zaman bu durumun nasıl başladığını bilemeyeceğiz. Brandix, işçileri semptom göstermeye başladığında bu durumu ihmal etti. Kimse bunu dillendirmek dahi istemiyor. Son çaremiz markalara yazmak.”
VICE World News’e yaptığı bir açıklamada Brandix: “Minuwangoda fabrikası, genel Brandix Group politikaları çerçevesinde ve önemli bir tıbbi şirketin taşeronluğunda bir Tıp Merkezini etkin hale getirdi. Bu merkezin amacı, hasta çalışanlara birinci derece tedavi sağlamak. Merkezde görevli olan hemşire ya da doktor, ilk değerlendirmeleri sonrasında çalışanın işe geri dönmesi için yeterince sağlıklı olup olmadığı; eve gönderilmesi ya da daha ayrıntılı değerlendirme/tedavi için hastaneye sevk edilip edilmemesi hususunda karar verir.” ifadelerini kullanıyor.
“Tıp Merkezi kayıtlarına göre, Eylül ayında ateşi olan ya da bayılan bütün çalışanlar, protokoller kapsamında evlerine ya da hastaneye gönderilmişlerdir.”
“Artık bir giyim işçisi olmadığım için mutluyum.”
Brandix, Sri Lanka’daki 27 tesisinde görülen COVID vakalarını önlemek ve kontrol altına almak için “katı sağlık ve güvenlik protokollerine” sahip olduğunu ve çalışanlarına test yapmaya devam ettiğini söylüyor.
“Fabrika çalışanlarımız kurumumuzun hayat damarları. Ve bizler, bir yandan ‘yeni normal’ gerçekliğini yönetirken; diğer yandan, onları güvende tutmak için elimizden gelen her şeyi yapacağız.” (Brandix)
Victoria’s Secret gönderdiği bir e-postada: “Emin olunuz ki firmamız ve Brandix, görülen bu talihsiz COVID-19 vakalarını oldukça ciddiye almakta olup; etkilenenlerin sağlığı üzerine odaklanmış durumdadır. 25 yıldır ortağımız olan Brandix’ten ve onun çalışanlarına verdiği taahhütlerden kuşku duymuyoruz.” diyor.
GAP ise “Tedarik zincirimizdeki işçilerin sağlık ve güvenliği en fazla önem verdiğimiz husus olup; durumu yakından izlemekteyiz. Bu pandeminin başlangıcından itibaren, tedarikçilerimiz ile yakın ilişkiler içindeydik; onlara COVID-19’a hazırlık ve vaka azaltılmasının sağlanması gibi konularında ayrıntılı rehberlik sağladık.” ifadelerini kullanıyor.
Calvin Klein ve Tommy Hilfiger gibi markaların ana kuruluşu olan PVH ise “Bütün tedarik zincirlerimizdeki ortaklarımız ve onların çalışanlarının sağlık ve güvenliği bizim için birincil önem taşıyan nokta. Bütün tedarikçilerimizden yerel sağlık kuralları ile devlet düzenlemelerine bağlı kalmalarını istiyoruz. Ayrıca, Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) hazırladığı tavsiyeleri içeren işyeri kurallarını da tedarikçilerimize ilettik.” ifadelerini kullanıyor.
Marks & Spencer ise Brandix’ten son siparişlerini almakta olduğunu belirtiyor. Sözcülerinin yaptığı açıklamada ise şu ifadeler kullanılıyor: “Bu zor zamanlarda bütün üreticilerimizi destekliyoruz. Giysi üretimi tekrardan başladığı için üreticilerin çalışanlarını korumak maksadıyla önlemler alması için adımlar attık. Bunlar, sosyal mesafe, temizlik pratikleri, yeterli koruyucu malzeme temin etmek ve virüs hakkında bilinçlenme eğitimleri sağlamak hususlarını içermekte.”
Danu artık bir giyim işçisi değil. Hiçbir zaman da Brandix için çalışmamış. Fakat Ekim ayının başında bir sabah kendisini; onlara kurumsal karantinaya alınmakta olduklarını söyleyen halk sağlığı yetkilileri tarafından bir otobüse yüklenen yüzlerce insanın arasında bulmuş. Otobüste yeterli koltuk yoktu; bu sebeple insanların büyük kısmı, dört saatlik yolculuk boyunca ayakta durmak zorunda kaldılar. Hedefe varıldığında kendilerine günün ilk yiyecekleri verildi: bisküvi ve bir kutu süt.
31 yaşındaki Danu, Katunayake’deki evinden 100 km uzakta bulunan ne olduğu belirsiz bir öğretmen okuluna getirilmişti. Sonrasındaki iki haftayı da uygun gıda ve kronik eklem iltihabı için kullandığı ilaçlar verilmeden ordu idaresindeki bir karantina merkezinde geçirdi.
Danu, Katunayake’deki pansiyona döndükten iki gün sonra telefonda şunları söylüyor: “Yetkililere ‘Bizler sığır sürüsü müyüz yoksa insan mı?’ diye sordum.”
Karantina merkezinden eve döndüğü vakit Brandix fabrikasındaki COVID vakalarının nasıl büyük bir patlama yaptığını öğrendi.
Kendisi, 2020 yılının başında Katunayake’deki işi bıraktığında yaklaşık bir yıldır Brandix kapsamında olmayan bir giysi fabrikasında çalışmaktaydı. Sri Lanka’daki giysi fabrikası işçileri, korktukları için deneyimlerinden bahsetmek konusunda oldukça isteksiz. Danu bile yaklaşık bir yıldır bir restoranın mutfağında çalışmakta olsa da, tam adının söylenmemesi şartıyla bu açıklamaları yapmayı kabul ediyor. “Aynı parayı kazanıyorum; ama en azından şuan yaşadığımı hissediyorum.”
Giysi fabrikasındaki deneyimlerini ise şu şekilde anlatıyor: “Onlar kumaş gönderir; ben keserdim. Sonra daha fazla kestim. Sonra daha da fazla kestim.” 19:00 ile 05:00 arasındaki gece vardiyasında sürekli ayakta durarak çalışmış. Sadece 30 dakikalık akşam yemeği esnasında oturabiliyor; bunun dışında gece yarısı bir bardak çay ile mola verebiliyormuş. İlk parti kumaşları bitirdiğinde bir diğeri geliyor ve bu durumun bir sonu olmuyormuş.
Öfke dolu sesiyle şu cümleleri kuruyor: “Siparişler bitmezse bir ya da iki saat daha kalıyordum. Kazaklar için yün kumaş kesiyordum. Çok fazla kumaş tozu vardı.”
Danu, tacizci kocasını terk ettikten sonra bağımsız bir kadın olarak kendi ayakları üzerinde durmayı istediği için bu giysi fabrikasında işe girmişti. Ama bu, neredeyse hayatına mal oluyordu.
Bütün gece ayakta durmaktan sırtının nasıl ağrımaya başladığını hatırlıyor. Ardından bacak ağrıları gelmişti. Zaman içinde ağrı daha kötüye gitmiş ve doktorlar kendisine eklem iltihabı tanısı koymuştu. Daha sonra görülen sürekli kuru öksürük, soğuk algınlığı ve ateş belirtilerinin ardından zatürree tanısı konularak hastaneye sevk edildi. Bu durumu, “İşim beni öldürüyordu.” diye ifade ediyor.
Giysi fabrikalarında hala çalışan birçok arkadaşı var.
Ve iç çekerek şöyle diyor: “Oda arkadaşlarım da hayatları konusunda endişeli. Ama yine de işe gidiyorlar. Ücretli izin alamıyorlar. Fabrikalar onlara verebilecek paraları olmadığını söylüyor. Bu kadınlar onlar için yüz binlerce giysi üretiyor ve bu fabrikalarda para yok öyle mi? Külliyen yalan. Artık giysi işçisi olmadığım için mutluyum.”
https://www.vice.com/amp/en/article/z3vnpa/sri-lanka-covid-brandix-coronavirus-outbreak