Daha fazla siyah kadın yönetici olmalı

AFL- CİO’ Amerika Birleşik Devletlerindeki en büyük işçi sendikaları konfederasyonudur. April Sims, bu sendikanın Washington Eyalet İş Meclisi Mali Sekreteri, mağaza işçiliğinden, sendika yönetimine kadar gelmiş bir kadın.  Industriall onunla kadınlığı, ırkçılığı, yöneticiliği  konuşmuş. Biz de çevirdik,
Paylaş:
Çeviri: Serap Güre

AFL- CİO’ Amerika Birleşik Devletlerindeki en büyük işçi sendikaları konfederasyonudur. April Sims, bu sendikanın Washington Eyalet İş Meclisi Mali Sekreteri, mağaza işçiliğinden, sendika yönetimine kadar gelmiş bir kadın.  Industriall onunla kadın olmayı yönetici olmayı sendikalardaki ırkçılığı konuşmuş. Biz de çevirdik,

Sendikaya nasıl katıldınız?

Bekar bir anne tarafından yetiştirildim. Fakir büyüdük, çocukluğum refah içinde geçmedi. Annem faturaları ödemekte ve masaya yemek koymakta zorlanıyordu. Her zaman çok çalıştı, ama asla yeterli olmadı. Hastalanmaktan hastalanmamızdan korkardı çünkü bu; işini kaybetme riski ile karşı karşıya kalmak anlamına geliyordu.  İşten çıkmak ise ücretini alamamak kirayı ödeyememekti. Bazen iş yerinde cinsel tacize maruz kaldığı ve bu yüzden istifa ettiği oluyordu.

Bir süre sonra tekrar yeni bir işe girerdi.  Bir iş görüşmesinden eve döndüğünde bana, bu kalıcı işe sahip olursam belki hayatlarımız değişir, dediğini hatırlıyorum ve haklı da çıktı. Akıl hastalarına bakan bir kamu hastanesinde çalışmaya başladı. Orta sınıfa geçmedik, ama yoksulluktan ve ekonomik olarak güvencesizlikten, en azından güvenceli bir işe geçtik.

Genç yaştan itibaren sendikanın yararlı bir örgüt olduğunu biliyordum. İşyerinde devlet annemin işini yeniden sınıflandırdığında sendikası geriye yönelik ödeme için mücadele etti. O güne kadar sahip olduğumuz paradan çok daha fazla olan 7.000 ABD Doları tutarında bir çek aldık. Paranın nereden geldiğini sorduğumu hatırlıyorum ve sendikasının kendisi için savaştığını söylemişti.

Sendika ile gerçekten de her zaman olumlu bir ilişkim oldu. Annem sendikada aktif olmasa da, üç yaşında çocuğu olan bekâr bir anneydi ve tam zamanlı çalışıyordu, sendikanın pozitif bir güç olduğunun farkındaydım. Çalışmaya başladığımda, sendikaya katılma fırsatını yakalar yakalamaz üye oldum ve giderek daha aktif hale geldim.

Mağaza çalışanlarından biri beni sendika toplantısına davet etti. İlk başta kabul eder gibiydim, toplantıya gitmek hoşuma giderdi. Sonra düşündüm, geç olmuştu ve çocuklarımı kreşten almam, ev işlerini yapmam, banyolarını, akşam yemeğini hazırlamam gerekiyordu… Ama işyeri temsilcisi, ben daha fark etmeden bendeki liderlik becerimi görmüştü ve sendika çalışmasına dahil olmam için teşvik etti. Beni sendika çalışmalarına davet edip durdu ve bir gün, “April, işyeri güvenliğiyle ilgili sorunumuz var ve yerel merkezimizden yardım isteyeceğiz. Yerel toplantımıza gelmene gerçekten ihtiyacımız var, toplantıya gelir ve istediğimiz şey için lehte oy kullanırsan, gerçekten bir fark yaratabiliriz.”

Bir sesim olduğunu fark ettim

Yerel toplantıya gittiğimi ve birçok yaşlı beyaz insanla görüştüğümü hatırlıyorum, O toplantıda aynı zamanda bir sesim olduğunu ve değişim yaratmaya yardımcı olabileceğimi de fark etmiştim.

Sendikada aktif olma sebebim, toplantıya davet edilmiş olmam ve o sırada yerelim ve sendikamın gerçekten öncü işçilerin belirlenmesi ve onların gelişimi üzerinde çalışıyor olmasıydı. Bana yatırım yaptılar. Sendika bir sendika temsilcisi arayışında iken başvurdum ve beni işe aldılar. Eyalet ve ilçe çalışanları sendikası olan ASMI Council 28’den geliyordum; burası annemin memleketiydi.

Büyük olmayan toplu sözleşmeleri yönetmek, şikayetleri işleme koymak ve mağaza çalışanlarına eğitim vermek gibi işlerde birkaç yıl konsey temsilcisi olarak çalıştım. Daha sonra hukuk ve siyasi eylem birimine geçtim ve yaklaşık 10 yıl boyunca eyalet çapında bir saha koordinatörü olarak üyelere yönelik politik katılım programlarımızı oluşturdum.

2015 yılında Washington Eyalet İş Meclisi için çalışmaya başladım. Yerel sendikamı ne kadar sevsem de, Eyalet İş Meclisi, ücretler, sosyal haklar ve çalışma koşulları dışında ilgilendiğim diğer konularda çalışan tek işçi örgütüydü. Eyalet İş Meclisi’nin gerçekten cesur ve ilerici bir gündemi vardı. 2015’te, Black Lives Matter (Siyahların Yaşamı da Değerlidir) hareketi hakkında konuşan, ceza adaleti reformu ve iklim adaleti üzerinde çalışan tek sendikaydı. Örgütlenme müdürü olarak başladım ve 2017’de siyasi müdür pozisyonuna geçtim ve 2018’in başında sekreter sayman seçildim ve göreve başladım.

Siyahların yaşamı değerlidir hareketi

Black Lives Matter hareketi küresel olarak yayıldı ve içinde yaşadığımız eşitsiz dünyayı herkese göstermek amacıyla ortaya çıktı. ABD’deki sendikalar BLM hareketinde rol oynuyor mu?

Ülke genelindeki durumdan ziyade Washington Eyaleti adına doğrudan konuşabilirim. Sendikaların ulus genelinde Black Lives Matter hareketiyle nasıl ilişkileneceklerini anlamaya çalıştıklarını düşünüyorum. Yapılarımız çok farklı. Sendikalar bürokrasi ve kurallarla dolu büyük hantal savaş gemileri gibidir. Kolay hareket etmezler, gereken çevikliğe ve esnekliğe sahip değillerdir.

Washington eyaletinde Black Lives Matter hareketiyle nasıl daha fazla temas kurabileceğimizi biz de anlamaya çalışıyoruz. Daha güçlü ortaklıklar geliştiriyoruz ve kurumsal gücümüzü ön saflardaki toplulukları korumak ve desteklemek için nasıl kullanacağımızı kavramaya çalışıyoruz. Hem Black Lives Matter hareketi hem de siyahi ve yerli halka liderlik yapan ve hizmet veren sivil örgütlerle ilişkilerimizde aynı durum söz konusu.

Sadece içlerine girip işte şöyle şeyler yapmamız gerektiğini düşünüyoruz, gibi dayatmalar yapmamaya, daha dikkatli olmaya çalışıyoruz. Kelimenin tam anlamıyla onların gözü kapalı yaşamlarını feda edebilecek topluluklar olduğunu bilerek toplantı ve yürüyüş çağrıları yapıyoruz.

Demokratlar Başkanlık seçimlerini kazandı ve bölünmüş bir ülkeye liderlik edecekler. Sendikalar ve Black Lives Matter hareketi Biden ve Kamala Harris’in seçilmesinde rol oynadı mı?

Kesinlikle. Biden ve Kamala’nın kazandığı bölgelere bakarsanız; Detroit, Philadelphia, Atlanta, Milwaukee; ağırlıklı ve tarihsel olarak siyahların yaşadığı metropoller ve kentler. Hiç şüphe yok ki Black Lives Matter bir hareket ve bir seçim bloğu olarak, Trump ve politikasına eleştirilerini yüksek sesle dile getirdi. Onun yönetim biçiminde ve söyleminde ırkçılığı öne çıkardığını göstererek bilinç yükseltme açısından büyük bir fark yarattı.  Fakat yine de Trump’ın bu kadar çok oyu alabilmesi bazı insanlar için şok edici oldu. Bence bu insanlar, ülkedeki siyahların ve yerli halkın her zaman bildiklerini – ırkçılık kurumlarımız ve sistemimizde derinden gömülüdür- bilmeyen insanlar.

Siyah kadınlar olmasa Biden kazanamazdı

Kadınlar seçimde nasıl bir rol oynadı?

Biden, başkan yardımcılığına bir kadını,  Kamala Harris’i seçerek, yıllardır Demokrat Parti’nin temelinin siyah seçmenler ve özellikle de siyah kadınlardan oluştuğunu görmemizi sağladı. Siyah kadınlar onu aday göstermeden Biden’ın kazanması mümkün değildi.

Biden sendika liderlerini atadı

Seçilmiş Başkan Joe Biden, yönetimine geçişte çalışan insanların seslerinin duyulacağından emin olunmasını sağladı. Biden, çeşitli kurumların yönetime hazır hale gelmesini sağlamak üzere oluşturulan araştırma ekiplerine işçi hareketinden iki düzineden fazla lider atadı.

Sizin için tasarlanmamış sistemlerde ve yapılarda çalışarak zamanınızı geçirdiğinizi söylediniz (Siyah bir kadın olarak). Bunun değişmesi için ne gerekiyor?

Klişe gibi gelebilir ama sendikal harekette yöneticiler büyük ölçüde beyaz ve erkektir. Ekonomi Politik Enstitüsü, 2025 yılına kadar işçi hareketinin çoğunluğunun kadınlar olacağını öngörüyor, ancak biz yönetim mekanizmalarında yaklaşık yüzde 20 oranında temsil ediliyoruz.

Kadınların ve özellikle beyaz olmayan kadınların gerçek bir temsil eksikliği var. Irkçılık ile cinsiyetçiliğin kesişimselliği siyahi kadınları yönetimlerden uzak kalmasına sebep oluyor. İşçi hareketinde yönetici pozisyonlarda daha da az sayıda Siyahi kadın var. Bunu değiştirmenin tek yolu, işçi hareketinin genelinde yönetici pozisyonlarda siyah kadınların daha fazla temsil edilmesidir.

Yönetim kademelerinde siyahi kadınları destekleme fikrini herkes sever. Fakat siyahi kadınların farklı önderlik etme biçimlerine herkesin hazırlıklı olduğunu sanmıyorum. Bu, geleneksel beyaz erkeklerin yönetim tarzıyla aynı değildir ve insanlar sizin yönetme biçimlerinizi tanımayabilir. Bunu değiştirmenin tek yolu, daha fazla renkli kadın ve kadın üyeye sahip olmaktır. Bu sadece masaya başka bir sandalye getirmek değildir, masadaki herkesin oyuna katılması ve rekabet edebilmesi için kuralları bilmesi sağlanmalıdır.

Yöneticiliğe bakış açımızı değiştirmemiz için daha fazla temsil gerekiyor, liderlik pozisyonlarında daha fazla kadın ve özellikle daha fazla renkli kadın gerekiyor. Yöneticiyi yumruklarını masaya vuran ve net kararlar veren birinden daha çok, yaratıcı işbirliği veya yumuşak güç ve keskin görüşlerle ilgilenen biri olarak tanımlamalıyız. Liderlik tüm cevaplara sahip olmakla değil, tüm soruları sormakla ilgili.

Sendikal harekette yapısal ırkçılık

Sendikal harekette yapısal ırkçılık etrafındaki tartışma, sendikacılığın savunduğu şey nedeniyle rahatsız edici. Sendikaların bununla nasıl başa çıkabileceğini düşünüyorsunuz?

Kendi kurumlarımız istekli olmalı. Emek hareketine olan sevgim onu eleştirebildiğim içindir, çünkü hareketin işçilerin, ailelerin ve toplulukların yaşamlarında yarattığı farkı biliyorum. Eleştirel olmamı, değiştirmemiz gereken yolları düşünmemi, gençler ve beyaz olmayan insanların iyiliği için odak güç olarak görülmemizi sağlayan ve gerekenleri yapmama olanak veren şey bu sevgidir.

Washington Eyaleti Çalışma Konseyi olarak aktif bir biçimde ırkçılık karşıtı bir örgüt olmamızı sağlayacak bir program hazırlıyoruz.  Bu işi bir kampanya gibi ele almamıza yardım edecek bir ırk ve cinsiyet adaleti birimi oluşturduk.  Irkçılık hakkında konuşma biçimimizi değiştirirken kurumlarımızın ırkçılığı sürdürme biçimi hakkında da düşünüyorum.

Yeni yöneticilik tarzları için alan yaratıyoruz ve ırkçılığın çeşitli tezahürlerini görmelerine yardımcı olmak için beyaz yöneticileri ve beyaz yoksul tabaka (rank-and-file) üyeleriyle çalışıyoruz. Daha kapsayıcı olmalıyız.

Emek hareketine bakıp yönetimde beyaz ve erkek liderlerin güçlü seslerinin yer almadığı bir organizasyon olduğu için burada kendime bir yer buluyorum, diyecek gençlere ve beyaz olmayan insanlara ihtiyacımız var.

http://www.industriall-union.org/interview-april-sims

Paylaş:

Benzer İçerikler

Türk-İş dün 81 ilde “Zordayız, geçinemiyoruz” diyerek eylem çağrısı yaptı. Ancak işçiden habersiz, fabrika ve işyerlerinden uzak bir eylemden beklenileceği üzere zayıf görüntüler ortaya çıktı. İstanbul’daki eylem bunun en sarih örneği oldu.
Bornova’da üretim yapan Kristal Yağ işçilerinin asgari ücrete tepkileri sert oldu. TİS masasından kalkan işçiler bir ayı aşkın süredir grevdeler. Emekçilerin market alışverişlerinde yaşadıkları adeta bir trajedi. Poşetleri neredeyse boş. Kristal Yağ Fabrikası işyeri temsilcisi Gülnaz’la görüştük.
Çalışanların yüzde 60’ını kadınların oluşturduğu fabrikada, işçiler ağır ve işçi sağlığını hiçe sayan çalışma koşulları nedeniyle sendikal örgütlenme mücadelesi yürütüyorlardı. 10 Haziran’da 145 kişinin işten atılması üzerine direnişe geçen ve sendikalarıyla da sorunlar yaşayan Esitaş işçisi kadınlarla konuştuk.
Taban maaş hakkının Öğretmenlik Meslek Kanunu’na eklenmesini isteyen özel sektörde çalışan öğretmenler İl Milli Eğitim Müdürlükleri önünde Eğitim Nöbeti tutuyor. MEB’in taleplerini görmezden geldiği öğretmenler baskılara rağmen eylemlerine devam ediyor. Kreş, regl izni, servis, eşdeğerde işe eşit ücret talep eden kadın öğretmenler güvenceli çalışmak istiyor.
İçeriklerimizi kaçırmamak için e-posta bültenimize ücretsiz abone olun!