Deprem bölgesinde istihdam edilen kadınların yarısı kayıtdışı

Genel-İş’in Kadın Emeği Raporu'na göre, depremin vurduğu illerde zaten düşük olan kadın istihdamı, şimdi daha da kötüleşecek. Deprem bölgesindeki illerde istihdam edilen kadınların yarısı kayıtdışı çalıştırılıyor. Türkiye’de her 10 işsiz kadından biri deprem bölgesinde yaşıyor.
Paylaş:

DİSK Genel-İş Sendikası Emek Araştırma Dairesi’nin her yıl 8 Mart öncesinde yayımladığı rapor, güncel veriler ışığında ülkede kadın emeğinin durumunu gözler önüne seriyor. Bu yılki raporda, depremden etkilenen illerde kadınların çalışma yaşamındaki durumu özel olarak incelenmiş.

Buna göre, deprem öncesinde Gaziantep, Adıyaman, Kilis, Hatay, Kahramanmaraş, Osmaniye, Şanlıurfa ve Diyarbakır illerinde kadınların işgücüne ve istihdama katılım oranları zaten düşüktü. Bölgede işgücünün yalnızca yüzde 26,7’si (837 bin), toplam istihdamın ise yüzde 25,6’sı (695 bin) kadınlardan oluşuyordu. Depremle birlikte bu oranların daha da düşeceği öngörülüyor.

Deprem bölgesinde işgücüne katılma ve istihdamın cinsiyete göre dağılımı (%)

Kadınların yüzde 52’si kayıtdışı çalışıyor

Deprem bölgesindeki illerde kadınlar sosyal güvenceden yoksun. İstihdam edilen kadınların yarısından fazlası (yüzde 52) kayıtdışı çalıştırılıyor. Bu da demek oluyor ki, deprem bölgesinde çalışan her iki kadından biri, 22 Şubat’ta açıklanan işsizlik ödeneği, kısa çalışma ödeneği gibi desteklerden faydalanamayacak.

Deprem bölgesindeki kadınların işsizlik oranı, ülke genelindeki kadınların işsizlik oranından yüksek. 2021 yılında ülke genelinde kadın işsizliği oranı yüzde 14,7 iken deprem bölgesinde bu oran yüzde 16,8’di. Türkiye’deki 1,5 milyon işsiz kadının yüzde 10’u (141 bin kadından fazlası), deprem bölgesinde yaşıyordu.

Deprem bölgesindeki illerde cinsiyete göre işsizlik oranları (%)

Koşulsuz işsizlik ödeneği ve gelir desteği

Raporda, deprem bölgesindeki kadınlar için şu talepler sıralanıyor:

  • Deprem bölgesi için yapılan tüm desteklerde toplumsal cinsiyet eşitliği gözetilmeli.
  • Deprem bölgesindeki kadınların ihtiyaçlarına yönelik özel düzenlemeler hayata geçirilmeli.
  • Deprem sonrası kurulan yaşam alanları, kadın ve çocuk depremzedeler için güvenli hale getirilmeli. Kadın ve çocukların hijyen ihtiyaçları kesintisiz ve sürekli olarak sağlanmalı.
  • Deprem bölgesindeki kadın işsizliği ve kayıtdışı istihdam oranının yüksekliği de göz önüne alınarak tüm işsizler için ön koşul aranmaksızın işsizlik ödeneği ve gelir desteği verilmeli.
  • Deprem sonrası artacak yoksulluk nedeniyle kadın ve çocukların uğrayabilecekleri şiddet ve istismara yönelik koruyucu önlemler hayata geçirilmeli.

Kadınların çalışma yaşamına katılımı artmıyor

Raporda ülke genelinde kadın emeğinin durumuna ilişkin çarpıcı veriler de yer alıyor. Buna göre, deprem bölgesindeki illerde olduğu gibi ülke genelinde de kadınların istihdama katılımı halen çok düşük, buna karşı işsizlik oranı yüksek. AB ve OECD ülke ortalamalarıyla karşılaştırıldığında kadınların çalışma yaşamına katılımının yıllar içerisinde artmadığı görülüyor.

OECD verilerine göre, Türkiye’de kadın istihdamı oranı yüzde 34,3. Bu oran, OECD ülkeleri ortalamasında yüzde 62,4, AB ülkeleri ortalamasında ise yüzde 65. Buna göre, Türkiye’de kadın istihdamı oranı AB ve OECD ülkeleri ortalamalarının ancak yarısı kadar.

Türkiye’de istihdamdaki cinsiyet açığı yüzde 36,4. Bu oran AB’deki cinsiyet açığının neredeyse 4, OECD ortalamasının ise 2,5 katı.

2018-2022 yılları arasındaki son beş yıllık dönemde, kadın istihdamının yalnızca 1,9 puan arttığı görülüyor. 2018’de yüzde 29,4 olan kadın istihdamı oranı, Aralık 2022’de yüzde 31,3’e yükseldi.

Geniş tanımlı kadın işsizliği 4 milyonu aştı

Kadın işsizliği oranları ise her geçen gün artıyor. OECD verilerine göre, Türkiye’de kadınların işsizlik oranı yüzde 12,7 ile AB ve OECD üye ülke ortalamalarının iki katı. AB ortalamasında bu oran yüzde 6,4, OECD’de ise yüzde 6,8.

2018 yılında dar tanımlı/resmi kadın işsiz sayısı 1,4 milyonken, Aralık 2022’de 1,7 milyona çıktı. Aynı dönemde geniş tanımlı kadın işsizliği ise yüzde 23,5’ten 6 puan artarak yüzde 29,5’e yükseldi ve böylece 4 milyonu aştı.

Dar ve geniş tanımlı kadın işsizlik oranları

9,6 milyon kadın ev işleri nedeniyle çalışamıyor

Toplumda kadınların göreviymiş gibi görülen ev işleri, temizlik, çocuk, yaşlı ve hasta bakımı gibi işler nedeniyle kadınların büyük kısmı çalışma yaşamına katılamıyor. 2022 yılı 4’üncü çeyrek verilerine göre 9 milyon 663 bin kadın, ev işleri nedeniyle çalışma hayatına dâhil olamadığını belirtirken erkeklerle ilgili böyle bir veri bulunmuyor.

Diğer yandan ailevi ve kişisel nedenler çalışma hayatına dâhil olmadığını söyleyen kadın sayısı 2 milyon 286 bin iken erkek sayısı sadece 466 bin. Buna göre, 12 milyondan fazla kadın ev ve bakım işleri, ailevi ve kişisel nedenler yüzünden çalışma yaşamına dâhil olamıyor.

Her 10 kadından 3’ü sosyal güvenceden yoksun

İstihdamdaki kadınların da yüzde 32,5’i kayıtdışı çalışıyor. Buna göre istihdamdaki 10,2 milyon kadının 3,3 milyonu, yani her 10 kadından 3’ü sosyal güvenceden yoksun.

Ülkede tam zamanlı çalışan kadın sayısı 8,6 milyon, yarı zamanlı çalışan kadın sayısı ise 1,6 milyon. Tam zamanlı çalışan kadınların yüzde 25,6’sı, yarı zamanlı çalışan kadınların ise yüzde 68,1’i kayıtdışı çalıştırılıyor.

Çalışma biçimine göre kayıtlılık oranları (yüzde)

Öte yandan çalışma hayatındaki kadınların yüzde 32,4’ü (3,2 milyon) haftada 45 saatten fazla çalışıyor.

Sendikalaşma oranı çok düşük

Kadınların sendikalara katılımı hâlâ düşük. Ocak 2023 verilerine göre, Türkiye’de kadınların sendikalaşma oranı yüzde 10,4 iken erkeklerde bu oran yüzde 16,1. Bu veriye kayıtdışı istihdam dahil edildiğinde, gerçek sendikalaşma oranı kadınlarda yüzde 6,2’ye, erkeklerde ise yüzde 11,2’ye geriliyor.

Cinsiyete göre sendikalaşma sayı ve oranları

Sendika üyesi kadın sayısının en fazla olduğu işkolları, aynı zamanda kadına özgü işler olarak görülen işkolları. Birinci sırada yüzde 35,7 ile genel olarak belediyelerde örgütlü olan genel işler işkolu geliyor. Bunu yüzde 31,8 ile banka finans ve sigorta işkolu, yüzde 26,8 ile bakım hizmetlerinde ağırlıklı olan sağlık ve sosyal hizmetler işkolu izliyor.

Sendikalı kadın sayısının en az olduğu işkolları ise “erkek işi” olarak görülen işler: Yüzde 1,9 ile inşaat, yüzde 2,1 ile ağaç ve kâğıt, yüzde 2,2 ile gemi yapımı ve deniz taşımacılığı.

Cinsiyete dayalı ücret farkı yüzde 20,84

Dünya genelinde kadınlar, erkeklere göre yaklaşık yüzde 20 daha az ücret alıyor. Rapora göre Türkiye’de bu oran Türkiye’de yüzde 20,84. Özellikle yevmiyeli işlerde cinsiyete dayalı ücret farkının daha da arttığı görülüyor. Yevmiyeli çalışan erkekler, yevmiyeli çalışan kadınlara göre yüzde 47,39 daha fazla kazanıyor. Ücretli maaşlı çalışanlarda ise bu fark yüzde 16 düzeyinde.

İşteki duruma ve cinsiyete göre gelir farkı

Ücret eşitsizliğinin en fazla olduğu eğitim düzeyi, lise altı. Bu gruptaki erkekler, kadınlara göre yüzde 38,79 daha fazla kazanıyor. Yükseköğretimde ise ücret farkı, yüzde 24,6 olarak saptanmış.

Kadınlar daha yoksul

Türkiye’de yoksulluktan en fazla kadınlar etkileniyor. Erkeklerde yoksulluk oranı 8,5 milyon kişi ile yüzde 20,8; kadınlarda ise 9 milyon kişi ile yüzde 21,8.

Çalıştığı ve bir geliri olduğu halde yoksul olduğu belirtenlerde ise durum değişiyor. Çalışan erkeklerde yoksulluk oranı 2,8 milyon kişi ile yüzde 14,8 iken, çalışan kadınlarda bu oran 882 bin kişi ile yüzde 10,6.

Eşdeğerde işe eşit ücret politikası şart

Genel-İş’in raporunda, şu talepler de yer alıyor:

  • Kadın istihdamı hem kamuda hem de özel sektörde artırılmalı. Kadınların kayıtdışı çalıştırılmaları yasaklanmalı. Tüm kadınlar sosyal güvenceli ve tam zamanlı işlerde çalıştırılmalı.
  • Kadınların sendikalara katılımı önündeki engeller kaldırılmalı ve kadınların sendikalaşması için çalışmalar yürütülmeli.
  • İşyerlerinde daha çok kadınların maruz kaldığı şiddet, taciz ve mobbinge karşı koruyucu ve engelleyici düzenlemeler hayata geçirilmeli.
  • 8 Mart, tüm çalışan kadınlar için resmi tatil olarak kabul edilmeli.
  • Başta yaşlı ve çocuk bakımı olmak üzere kadınların sorumluluğuna bırakılan ve kadınları çalışma hayatından uzaklaştıran bakım hizmetleri kamusal olarak desteklenmeli. Ücretsiz kreş ve bakım evleri açılmalı.
  • Kadın ve erkekler arasındaki ücret eşitsizliği giderilmeli, eşdeğerde işe eşit ücret politikası uygulanmalı.
  • Kadınların ev içi ve ev dışı emeği değersizleştirilmemeli, ev içi emeğin görünür olması için çalışmalar yürütülmeli.

    Fotoğraf: Bahar Gök
Paylaş:

Benzer İçerikler

Kadınİşçi 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde ücretli ve ücretsiz kadın emeğinin görünür olması, sorunlarının tartışılması için çalışmalarına devam ediyor. Bu amaçtan hareketle emeği ile geçinen tüm kadınları Feminist Gece Yürüyüşü’ne çağırıyoruz. Yaşasın 8 Mart, Yaşasın mücadelemiz…
8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde farklı sektörlerden kadın işçilerin talepleri ortak… Cinsel tacizin şiddetin, mobbingin olmadığı işyerlerinde düzenli, güvenceli işlerde eşdeğerde işe eşit ücret alarak çalışmak istiyorlar. 8 Mart’ta da mesai yapmak zorunda olan kadınların istedikleri ise ücretli izin.
Yoksulluğa, erkek şiddetine, savaşa, emek sömürüsüne karşı sokakları terk etmeyeceklerini vurgulayan kadınlar, “Haklarımız, hayatlarımız için mücadelemizi büyüteceğiz” dedi.
Malatya’da 6 Şubat depremi öncesinde kadınlar, çocuklarını kreşe vererek çalışabiliyordu. Depremden sonra çocuk bakım hizmetlerinin yetersizliği ve artan kreş ücretleri nedeniyle kadınların bir kısmı ücretli emek süreçlerinden çekildi.
İçeriklerimizi kaçırmamak için e-posta bültenimize ücretsiz abone olun!