Ekmek ve Gül’den bakanlıklara çağrı: Şiddete karşı önlem alın!

Deprem bölgesindeki adliyelerde savcı ya da hâkimlerin bulunmadığına, bazı adliye binalarının ağır hasarlı olduğuna, kolluk güçlerinin farklı işlerle uğraştığına dikkat çekilen çağrıda, “Bu koşullarda kadınları şiddete karşı koruyacak mekanizmaların nasıl işletileceği kocaman bir soru işareti olarak duruyor” denildi.
Paylaş:

Ekmek ve Gül, Adalet Bakanlığı ile Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na “Deprem bölgesinde kadınların şiddete karşı korunması için önlem alın” çağrısı yaptı.

Çağrıda, “Deprem bölgelerinde kadınlar, temizlik, çocuk bakımı, yemek yapımı, yardım yerlerini dolaşmak gibi işlerin sorumluluğunu üstlenmek zorunda kaldıkları için kaybettikleri yakınlarının, evlerinin acısını yaşayamadıklarını söylüyorlar. Kadınların yükleri artarken bir yandan da zaten ihtiyacı karşılayacak yeterlikte kurulmamış, düzenlenmemiş geçici yerleşim alanlarında kadınlar riske açık halde” denildi.

Afet sonrası kadınlara ve çocuklara yönelik şiddet suçlarında artış yaşanabileceğine vurgu yapılan çağrıda, “Deprem bölgelerindeki adliyelerde savcı ya da hâkimlerin bulunmadığı, bazı adliye binalarının ağır hasarlı olduğu, kolluk güçlerinin farklı işlerle uğraştığı koşullarda, kadınları şiddete karşı koruyacak mekanizmaların nasıl işletileceği kocaman bir soru işareti olarak duruyor” ifadeleri kullanıldı.

Kadın örgütleriyle işbirliği yapın

Depremin ardından kadınları şiddete karşı korumak üzere nasıl önlemler alınacağına dair bakanlıklar tarafından tek bir açıklama yapılmadığına dikkat çekilen çağrıda, şu talepler sıralandı:

  • Çadırlarda kalan, çadırlarda kalamadığı için hasarlı evlerine dönmek zorunda kalan kadınlar için, ayrımcılığı katmerli olarak yaşayan mülteci kadınlar için şiddeti engelleyecek, önleyecek; şiddet yaşandıktan sonra da kadınları koruyacak mekanizmaları oluşturun.
  • Çadır kentlerde ve depremzedelerin toplu yaşam alanlarında kadına yönelik şiddet konusunda uzman kamu görevlileri görevlendirin. Kadın örgütleriyle işbirliği yapın. Şiddetle mücadelede deneyimli kadın örgütlerinden destek alın, bu örgütlerin çalışmalarını engellemeyin.
  • Ulaşılabilir hatları yaygınlaştırın, gezici personelle kadınları bilgilendirin, kadınlara erişimi kolaylaştırmak için anadilinde hizmet alabilecekleri sistem kurun.
  • Afet bölgesinde şiddete uğrayan kadınların hızla ulaşabileceği yerel birimler oluşturun, kolluk güçlerinin ve adalet kurumlarının “iş yükünü” bahane ederek şiddetle karşı karşıya kalan kadınları “başlarından savmasına” izin vermeyin ve gerekli önlemleri bir an önce alın!

Barolar çalışma grupları oluşturmalı

Ekmek ve Gül, kadınların eşitsizlikten kaynaklı yaşadıkları hak ihlallerinin, kadına yönelik şiddete karşı önlem alınması için mekanizmaların işler hale getirilmesinin takibi için barolara da çağrıda bulundu:

“Kadın Hakları Merkezlerinden, TÜBAKKOM’dan görevlendirmelerle deprem illerinde kadınların şiddete karşı korunması için yapılması gerekenlerin, yapılmayanların inceleneceği çalışma grupları kurun! Kadınların sorunları Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından bile dile getirilmemişken daha da görünmez hale getirilmesine izin vermeyin!

Biz de Ekmek ve Gül ile çağrımıza yanıt veren kadınlarla, kadın örgütleriyle birlikte ‘Kızkardeşlik Köprüsüyle Hayatı Yeniden Kuruyoruz’ kampanyamız boyunca kadınların yaşadığı her türlü hak ihlalini, şiddeti görünür kılmaya ve dayanışma noktalarımızda kadınlara destek sunmaya devam ediyoruz. Tüm kadınları deprem bölgesindeki kız kardeşlerimiz için bu dayanışmanın parçası olmaya çağırıyoruz.”

Fotoğraf: Ekmek ve Gül

Paylaş:

Benzer İçerikler

Asgari ücret sürecinde esasen patronlar ve siyasi iktidar çalışanların elindeki üç kuruşu da almanın yolunu, yöntemini tartışıyor. Feride, Selime’nin talebi ise insanın beslenebileceği, ilacını ve kışın botunu, yazın penyesini alabileceği, faturalarını dert etmeyeceği bir ücret…
25 Kasım’da kadınlar erkek ve devlet şiddetini protesto etmek ve mücadeleyi birleştirmek için sokaklardaydı. Kadınlar eylemlerde “Filistin’deki soykırıma karşı İsrail’le ticarete son” çağrısı da yaptılar. 25 Kasım sendikaların da gündemindeydi.
Hatay Deprem Dayanışması’ndan Canan Yüce anlatıyor: “Devletin afetlerde kadınlara, kadınların sorunlarına ilişkin hiçbir özel önlemi ve politikası yoktu. Kadınları yok sayan politikalarını deprem sürecinde de sürdürdüler. Yine kadını aile içine hapsettiler ve ‘Aslolan aile’ dediler.”
EŞİK’in raporuna göre, depremi böyle büyük bir afete çeviren doğa değil; erkek egemen, ayrımcı, rantçı, tekçi, reisçi devlet anlayışı. Raporda, 18 yaş üstü tüm kadınlara özel nakdi destek verilmesi, kreş ve bakım merkezlerinin açılması, erkek şiddetine karşı koruma mekanizmalarının acilen oluşturulması talep ediliyor.
İçeriklerimizi kaçırmamak için e-posta bültenimize ücretsiz abone olun!