Dersim Zembul Kadın Kooperatifi’nden Şükran Yalçın: Kadınlar zaten bir sınıf

Zembul bir kafe olarak Dersim’de kurulmuş. “Üç kadındık paramız yoktu, Almanya’dan bir kadın arkadaşımız yardım etti, diyorlar. Kafeden kooperatif çıkarmışlar. Menülerinin tümünü kendileri üretiyor, her şey doğal. Birlikte tartışıp, üretip, birlikte güçlenmişler…
Paylaş:
Perihan Kaya
Perihan Kaya
perihan21kaya21@gmail.com
Perihan Kaya   perihan21kaya21@gmail.com

Zembul bir kafe olarak Dersim’de kurulmuş. “Üç kadındık paramız yoktu, Almanya’dan bir kadın arkadaşımız yardım etti, diyorlar. Kafeden kooperatif çıkarmışlar. Menülerinin tümünü kendileri üretiyor, her şey doğal. Birlikte tartışıp, üretip, birlikte güçlenmişler…

Dersim’de bulunan Zembul Kadın Kooperatifi Türkiye’de var olan pek çok kadın kooperatifinden biri. Yöresel yemekler ve evsel imalatlarla Dersim merkezde hizmet veren kooperatif çalışması üç kadınla başlanmış şu anda 11 kadın üye ile çalışmalarına devam ediyorlar.

Dersim’de bir araya gelen işsiz kadınlar, fabrikasyon ürün kullanmadan el emekleriyle ürettikleri ürünlerle yemekler hazırlıyor. Dersim merkezde 2019 yılında açılan Zembul Kafe’yi kuran ve daha sonra kooperatif haline gelen bu mekanda sadece kadınlar çalışıyor.

Doğal ürünleri kullanarak yemekler hazırlıyor, kafenin imalathanesinde yufka yapıyor. Yöreye ait zerfet, şiresor, şirekut, patila, yağlı ekmek gibi lezzetlerin yanı sıra içli köfte, kavurma, gözleme, mantı, köfte gibi yiyecekleri de menüde bulunduruyorlar. Şükran Yalçın’la kooperatif hakkında konuştuk.

Bize biraz kendinizden bahseder misiniz?

Eğitim fakültesi mezunuyum öğretmenim. Şu anda kadın kooperatifi çalışmalarını yürütüyoruz bağımsız olarak. Burayı daha da büyüterek birçok kadına iş alanı açmayı hedefliyoruz.

Kadın kooperatif çalışmasına ilk nasıl başladınız? 

Dersim’de iş olanakları çok kısıtlı. İş olanakları kısıtlı olunca insanların ekonomik kazanç elde etmeleri de zor oluyor. Coğrafyası dağlık, sanayi gelişmemiş ve dediğim gibi ticari işletme sayısı çok çok az. O nedenle kendiniz iş yaratmak zorundasınız. Dersim’de kadınlar geçmişten bugüne hiç pasif değiller. Eskiden beri çalışıyorlar, epey kadın esnaf var. Ama ekonomi olmayınca bazı şeylere başlamak ta sıkıntılı. Başlangıçta üç kadın arkadaş olarak bu işi düşündük. Ancak hiç birimizde para yoktu. Avrupa’dan bir arkadaş bize destek oldu. O da Dersimli ama Alman vatandaşı, burada bir şeyler yapmak istiyordu. Yurtdışında yerleşmiş ama buralı olan insanların kısmi bir desteği de oldu. İmalat katını ve tezgahı o destekle yaptık. Gerisi de kadın kooperatifindeki bütün arkadaşların emeğiyle oluşturuldu.

Birlikte keşfediyoruz

Şu anda kaç kadın var, işleyiş nasıl? 

Kooperatif fikri bizim için önemli. Bir şahıs işletmesi olsun istemedik. Çalışmak isteyen arkadaşlarımız gelirler buraya başlarlar. Zamanla birbirini tanırlar, ürettiklerini daha iyi bir noktaya taşırlar. Birbirleriyle uyum içerisinde olmaları önemli elbette. Biz herkese gelin birlikte çalışalım çağrısı yaptık. Sohbet ederek, bizim düşüncelerimizi onlara anlattık. Burası üreten arkadaşların hepsinin ortak olabileceği bir yer, dedik. Yavaş yavaş gelmeye başladılar. Şimdi 11 kişiyiz, sadece üyeler değil, başka kadın arkadaşlar da bizimle çalışıyor. Bütün kadınlar aynı emek, koşul ve hakka sahipler. Vardiya sistemiyle çalışıyoruz. Sekiz saatlik bir iş günümüz var. Kadın olduğumuz için yaşamdaki zorlukları da biliyoruz. Evin sorumluluklarını da biliyoruz, çocukların sorumluluklarını da biliyoruz ve bunun dışında kendimize zaman ayırmalıyız, bunu da biliyoruz. 11-12 saat çalışacak bir beden de yok bir zihin de yok. Zamanında her birimiz bu koşullarda çalıştık ya da çalışıyoruz da ama biz en azından kendimiz için daha makul olanı oluşturmaya çalışıyoruz. Buradaki kadınların hepsi toplantılarda fikirlerini özgürce söyler, olumsuz bir şey olursa birbirimizi geliştirmeye dönük eleştiriler de yaparız. Kendimize yol yordam buluyoruz. Aklını da, emeğini de, alın terini de, fikir ve yüreğini de kadınlar koyuyor, bu yönüyle çok güzel. Kendi iş koşulları üzerinde söz sahibi olmak çok çok iyi. Ekonomik koşulların zorluklarına göre işi şekillendirmek te güzel. Tabii geliştikçe daha fazla kadın için istihdam alanı oluyor, bu da çok güzel.

Evde de kadınlar zaten her şeyi bir birine danışarak yapar. O nedenle biz birlikte çalışma fikrine alışığız, ne dersiniz?

Elbette kadınların daha adaletli ve dayanışmacı olduklarını da düşünüyorum. Hep bana, olgusu gelişmemiş ya da öğretilmemiş. Eksikliklerimiz oluyor bazen. Başlangıçtan bugüne kadar olumlu olumsuz birçok şeyle karşılaşıyorsun. Hepimiz ilk defa böyle bir işe giriyoruz. Başarılı olmak bizim için çok değerli. Çünkü başarısızlık kadınlara etiketleniyor maalesef. Dersim gibi küçük bir yerde böyle etiketlenmek istemedik. Çok zorluklar atlattık. Pandemi de zorlandık ama gönüllülük esasına göre çalıştık, hepimiz. Hiç kimsenin ekonomik bir beklentisi olmadı. Bu yönüyle de çok güzeldi. Kadınların eğitim düzeyi burada oldukça yüksek. Kooperatifleşmenin önemini, kolektif yaşamı az buçuk anlıyoruz. Köylerdeki imece usulü de buna benzer bir çalışma biçimi.

Kadınlar olarak eksikliklerimizi, egolarımızı ve hırslarımızı da rahatlıkla tartışabiliyoruz. Demokratik bir yapıyız, bu çok önemli ve değerli. Genel kurulda her arkadaşın aday olma hakkı var. İşler de öyle, herkesin bir işi var. İnsan bir işin sorumluluğunu aldıkça öğreniyor. Birbirimize de öğretiyoruz aynı zamanda. Mesela ben arkadaşıma kooperatifle ilgili ne varsa onu öğretiyorum başka bir arkadaş bana el emeğiyle ilgili bir şeyler öğretiyor. Bilgi kolektif bir şey ne benimle, ne de diğeriyle ilgili. Herkesin varlığıyla bu sağlana biliniyor.  

Turşu zamanında turşu basıyoruz

Ne üretiyorsunuz? 

Biz üretim işletme kooperatifiyiz ama aynı zamanda hizmet kooperatifiyiz de, onu söyleyeyim. Tarımla ilgilenip üretmeyi de istiyoruz ama coğrafyamız buna pek uygun değil. Bizim oraya ulaşmamız, hasat etmemiz onu bir noktadan başka bir noktaya taşımamız bizi çok zorlardı. Biz burada kaliteli hizmet de üretiyoruz. Burada geliştirdiğimiz dille oluşturduğumuz ortamla insanları evindeymiş gibi ağırlıyoruz. Buradaki ürünlerin hiç biri hazır ürün değil. İçli köfte, mantı, ızgara, hamburger ve makarna yani menümüzdeki gördüğünüzün yüzde 80’nini kadınlar yapıyor. Sofraya konulan turşu ve kahvaltılıklarımız burada birlikte ürettiklerimizdir. Hazır alıp bunu tüketelim diye bir derdimiz yok. Turşu zamanında turşu basıyoruz, çilek reçeli ve vişne reçeli, yapıyoruz. Pekmez zamanında pekmezle uğraşıyoruz. Aldığımız ürünleri evlerden alıyoruz, içlerinde hiçbir katkı maddesi yok. Raf ömrü çok uzun olan ürünler değil. Belli bir standart yakaladık. Müşteriden anlıyoruz. İnsanların temiz ve kaliteli bulması önemli bizim için.

Bağımsız olmak bizim için kıymetli

Hedefiniz ne?

Başlangıçta bir proje ile başladık fakat daha sonra kooperatif üyelik sürecinde arkadaşlar belli bir miktar para yatırmadılar ama bunun karşılığında çalışarak, alacakları paradan feragat ederek ve yeri geldiğinde koşullarından feragat ederek yine bazı zamanlarda sekiz değil de 10 saat çalışarak ciddi bir emek verdiler. Bu çalışmanın bir yönü sosyalleşmek. Ama daha fazla kadın katarak kadınların ekonomik olarak bağımsız olmasını sağlamak, iş istihdamı yaratmak ve aynı zamanda çalışan herkesin koşullarını daha iyi bir seviyeye çekmek de istiyoruz. Kadınlar olarak kendimizi topluma karşı sorumlu hissediyoruz. Mutfaklarda genelde kadınlar çalışıyor. Yufkacıların hepsi kadın, kadın üretiyor ve kadın hazırlıyor ama kasası erkeğin elinde. Onun kuralları, onun istekleri veya onun belirledikleri vardır. Burada bir patron yok. Burada biz birbirimizin gözlemcisiyiz de aynı zamanda. Eksiğiyle, hatasıyla ve güzellikleriyle. Toplantı yaptığımız zaman herkes birbiriyle çok saygılı konuşuyor, eleştiri ve özeleştiri yapıyoruz. Bu şekilde gelişiyoruz. Ben kooperatif alanının daha geliştirmesi gerektiğini düşünüyorum. Hiç bir yere bağlı olmamak çok güzel. Burada birlikte uyum içinde çalışmamız da önemli bizim için. O yüzden bu çok kıymetli. Çünkü yaşamda o kadar çok sınıflaşma var ki? Kadınlar arasında bir sınıflaşmanın olması çok doğru değil. Kadınlar zaten bir sınıf. Tartışıp farkına varmak, farkındalık oluşturmak bir şeyler yapmak ya da bir şeyler üretmek, ürettikçe paylaşabilmek bu hepimizde yerleşti.

Her şeyi çatır çatır tartışıyorlar

Kadınların hayatlarında bir değişiklik oldu mu?

Tabii ki oldu. İlk bir sene çok çekimser her şeye “evet” diyen ortada bir emeği var ama onun üzerine konuşma gereği duymayan arkadaşlarımız vardı, aramızda. Şimdi bakıyorsun çatır çatır her şeyi tartışabiliyor ve bunu aile içindeki hayatına kadar götürüyor. Biri onun emeği üzerine bir şey söylediğinde doğru noktadan tartışmayı biliyor. Çünkü emek veriyor ve emeğine sahip çıkıyor. Çok değerli bu, bazen şakaya espriye vuruyoruz gülüyoruz “nasıldık ve nasıl olduk” diye. Kadın gücünü fark ediyor. Ekonomi bir güçtür aynı zamanda. Kadın evi geçindirmeye başlamışsa, çocuğunu bir noktadan bir noktaya taşıyabiliyorsa, evde sadece eş, anne ya da evin kadını olarak görülmüyorsa bu kadınlar için çok ciddi bir kazanımdır. Kadınlar artık her anlamda kendini savunmasını biliyor, bazen evin içinde bir sorun olduğunda birbirimize rahatlıkla anlatabiliyoruz. Burada birlikte hem öğreniyoruz hem de üretiyoruz.

Diğer kooperatiflerle ilişkiniz var mı? 

Var. Yönetim kurulu olarak karar aldık SİMURG Kadın Kooperatifleri Birliğine üye olacağız. Diğer kooperatiflerin çağrılarına da cevap veriyoruz. Bazen toplantılarımız oluyor. Bazen eğitimler oluyor onlara da zaman zaman bazı arkadaşlar gidiyor ve deneyimlerimizi bir birimize aktarıyoruz. İzmir, Urla, Mersin, Ankara, İstanbul ve Hatay birçok şehirden kadınlarla iletişimimiz var. Bir birimize soruyoruz. Bazen onlar farklı bir şey üretiyor bizim arkadaşlar gidip onlardan yeni bir ürün yapmayı öğreniyor. WhatsApp gruplarında birbirimizle iletişim halindeyiz. Yalnız değiliz, emek veren ve üreten kalabalık bir kadın grubu var.

Paylaş:

Benzer İçerikler

Türk-İş dün 81 ilde “Zordayız, geçinemiyoruz” diyerek eylem çağrısı yaptı. Ancak işçiden habersiz, fabrika ve işyerlerinden uzak bir eylemden beklenileceği üzere zayıf görüntüler ortaya çıktı. İstanbul’daki eylem bunun en sarih örneği oldu.
Bornova’da üretim yapan Kristal Yağ işçilerinin asgari ücrete tepkileri sert oldu. TİS masasından kalkan işçiler bir ayı aşkın süredir grevdeler. Emekçilerin market alışverişlerinde yaşadıkları adeta bir trajedi. Poşetleri neredeyse boş. Kristal Yağ Fabrikası işyeri temsilcisi Gülnaz’la görüştük.
Taban maaş hakkının Öğretmenlik Meslek Kanunu’na eklenmesini isteyen özel sektörde çalışan öğretmenler İl Milli Eğitim Müdürlükleri önünde Eğitim Nöbeti tutuyor. MEB’in taleplerini görmezden geldiği öğretmenler baskılara rağmen eylemlerine devam ediyor. Kreş, regl izni, servis, eşdeğerde işe eşit ücret talep eden kadın öğretmenler güvenceli çalışmak istiyor.
AKP Urfa İl Başkanı Ali İhsan Delioğlu yerel TV’de katıldığı bir programda, mevsimlik işçilerin tatil amaçlı başka şehirlere gittiğini söyledi. 45-50 derece sıcak altında her türlü riske açık çalışan ve çoğunluğu kadın olan mevsimlik işçilerin yaşadıklarını bu alanda örgütlü sendika ve dernek yöneticilerine sorduk.
İçeriklerimizi kaçırmamak için e-posta bültenimize ücretsiz abone olun!