Detroit’in sendika kadın lideri

1974’te kadınların sendika liderliğine yardımcı olmak ve TİS görüşmelerinde kadın sorunlarına daha fazla ağırlık vermek için kurulan ilk ulusal sendikal kadın örgütü İşçi Sendikası Kadın Koalisyonu'nun (CLUW) kurucularından olan Myra, bu konferansa başkanlık yaptı. CLUW'un ilk konferansına ülke çapında 82 işçi sendikası’ndan 3.000'den fazla kadın katıldı.
Myra Komaroff Wolfgang
Paylaş:
Fitnat Durmuşoğlu
Fitnat Durmuşoğlu
fitnat.d@hotmail.com

Mayıs 1914’te Kanada’nın Quebec şehrinde Litvanyalı Yahudi göçmen olan Abraham ve Ida Komaroff’ın çocuğu olarak dünyaya geldi. Ebeveynleri, onu ve iki kardeşini bağımsız düşünceye ve Yahudi kültürüne değer veren bir ortamda büyüttüler. 1915’te babasının emlak satışı işine başladığı Detroit’e taşındılar. Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra babası Detroit şehir merkezinde bir ofis açtı ve aile, Westminster Bulvarı’ndaki büyük eve taşındı.

Myra, Detroit’te okuduktan sonra Pennsylvania’daki Carnegie Teknoloji Enstitüsü’nde sanat ve iç tasarım okumaya gitti. Büyük Buhran’ın başlamasıyla 1932’de okulu bırakmak ve ailesinin geçimini sağlamasına yardımcı olmak için Detroit’teki evine dönmek zorunda kaldı.

Myra, 1932’de iş ararken Detroit Yerel 705 Otel ve Restoran Çalışanları ve Uluslararası Barmenler Sendikası’na gitti. Aynı gün, Yerel 705’in saymanı Louis Koenig sekreteri olarak çalışmak üzere işe alındı. Koenig onun işe olan tutkusunu fark etti, ona sendika tarihi ve prosedürleri konusunda eğitim vermeye başladı ve onu “koruyucum” olarak adlandırdı.

1934’te Myra, Local 705’in yönetim kuruluna kayıt sekreteri olarak seçildi. 1936’da Vali Frank Murphy, onu Yerel 705’teki etkili gözetiminden dolayı takdir etti ve Michigan İstihdam Güvenliği Komisyonu’nun Yurtiçi ve Kişisel Hizmet Departmanına atadı. 1937’de Myra, Detroit Woodward Bulvarı’nda, FW Woolworth mağazasında pembe yakalıların oturma grevinin örgütlenmesine yardım etti ve greve katıldı. Bu, ilk mağaza ve kamu binası greviydi.

Woolworth mağazasında grevi ıslık çalarak başlattı

Myra, 27 Şubat günü Woolworth mağazasına girdi ve ıslık çaldı. Bu, tezgâhların arkasındaki kadınlara önceden ayarlanmış bir sinyaldi ve böylece sekiz gün süren oturma grevi başladı.

Grevciler, sendikanın tanınması, saat başına 10 sent zam (saat başına 25 sent ücretten), 8 saatlik çalışma günü, ücretsiz üniforma, yalnızca sendikanın işe alım birimi aracılığıyla işe alım ve daha fazlasını içeren bir talep listesi sundu. 180 kadın işçi, gerektiği kadar kalmak niyetiyle mağazayı işgal etti, komiteler halinde örgütlendi (moralleri yüksek tutmak için bir Neşelendirme Komitesi dâhil) ve grevcilere yemek hazırlamak için mağazanın mutfağını kullandı.

Grevin başlamasından iki gün sonra Myra, Woolworth’un Detroit şehir merkezindeki ikinci lokasyonunda işçilerle buluştu ve onları da greve dâhil eti. Grev haberi, Detroit’te, 60 garson ve mutfak çalışanının öğle yemeği telaşının ortasında restoranlarını işgal ettiği Stouffer’s gibi diğer perakende mağazalarına ve işçilerin oturup kapılarına barikat kurduğu Huyler’s Kafeterya’ya yayıldı. Detroit’teki grevler, New York’tan San Francisco’ya kadar ülke genelindeki perakende mağazalarında eylem dalgasına yol açtı. Detroit Woolworth grevindeki kadınlar tüm taleplerini kazandı ve sonraki yıllarda daha fazla eyleme ilham verdi. UC Santa Cruz’da tarihçi olan Dr. Dana Frank “Bugün tüm ilçedeki sendikalar varlıklarını kısmen Woolworth grevine borçludur.” dedi.

Grev, Life dergisindeki haber de dâhil olmak üzere ülke çapında bir tanıtım kamapanyası yarattı. Bunu Detroit’in büyük otellerinde bir organizasyon gezisi izledi. Statler ve Book Cadillac otellerindeki oturma grevlerinin ardından Detroit Otelciler Birliği üyeleri, sendika yereline 7.000 yeni üye kazandıran sendika sözleşmeleri imzaladılar; bu, daha iyi ücret, daha iyi çalışma saatleri ve sosyal hakların başlamasıyla sonuçlandı. Detroit’teki 15 otomobil fabrikasında, büyük mağazalarda, giyim ve ayakkabı mağazalarında, kamyon taşımacılığı şirketlerinde, depolama şirketlerinde, kereste depolarında, matbaalarda, et fabrikalarında, paketleme tesisleri, fırınlar, kömür depoları ve diğer depolarda oturma grevleri yapıldı. Gazeteler, oturma eylemlerine yaklaşık 35.000 kişinin katıldığını ve yaklaşık 100.000 grev gözcüsünün yürüdüğünü ifade etti.

Sendikanın Uluslararası Başkan Yardımcısı oldu.

Myra, 31 Ağustos 1939’da Avukat Moe Wolfgang ile evlendi ve 2 kız çocuğu oldu.  1940’lara gelindiğinde Otel Çalışanları ve Restoran Çalışanları Sendikası’nın (HERE) Uluslararası Başkan Yardımcısı oldu ve Detroit Ortak Konseyi’ni yönetti. Wolfgang, işçi sendikası görevlerine ek olarak işyerinde kadınların eşitliği konusuna da odaklandı. 1960’larda Playboy kulüpleriyle tanınan Hugh Hefner’la, işletmelerde çalışan kadınların maaşları ve çalışma koşulları konusunda kavga etti. 17 yaşındaki kızını, kulübün ücret politikaları hakkındaki gerçeği ortaya çıkarmak için Detroit Playboy kulübüne gönderdi. Wolfgang daha sonra burada çalışan kadınların asgari ücret standartlarına ulaşması amacıyla işçi sendikası yetkilileriyle yoğun bir şekilde çalıştı.

Michigan Asgari Ücret Yasası’nın yürürlüğe girmesinde aktif rol aldı.

Koenig emekli olduktan sonra Myra Wolfgang, Local 705’in Sayman Sekreteri ve İcra Kurulu Başkanı oldu. İşverenlerin her çalışana saat başına minimum 1 dolar ödemesini gerektiren 1966 Michigan Asgari Ücret Yasası’nın yürürlüğe girmesinde aktif rol aldı.

1972’de, yalnızca beyaz erkeklerle sınırlı olan ünlü Detroit Club’dan öğle yemeğine davet aldı. Kadınların yalnızca misafir olarak kalmasına izin veriliyordu ve binanın yan girişini kullanmak zorundaydılar. Wolfgang daveti ancak ana girişi kullanabileceği takdirde kabul etti ve bunu yaptı. Ayrı girişin ortadan kaldırılmasını ve sonunda kadın üyelerin kabulünü hızlandırdı. Daha sonra sloganlaşan “Buraya tarif alışverişinde bulunmaya gelmedik!” dedi.

Myra, 1974’te kadınların sendika lideri olmalarına yardımcı olmak ve sözleşme görüşmelerinde sorunlarına daha fazla ağırlık vermek için kurulan ilk ulusal sendikal kadın örgütü olan İşçi Sendikası Kadın Koalisyonu’nun (CLUW) kurucularından oldu. CLUW’un ilk konferansına ülke çapında 82 işçi sendikası’ndan 3.000’den fazla kadın katıldı. Myra bu konferansa başkanlık yaptı. 1975’teki CLUW Anayasa Kongresinde de konuşma yaptı.

Çalışan kadınların hakları için mücadele etmesine rağmen Eşit Haklar Değişikliği’ne karşı çıktı. Kadınları erkeklerle aynı saatlere ve yükümlülüklere tabi tutmanın, daha esnek düzenlemelere ihtiyaç duyan kadın işçilere potansiyel olarak zarar vereceğini savundu.

Wolfgang aynı zamanda Renkli İnsanların Gelişimi Ulusal Derneği’nin (NAACP) aktif bir üyesiydi. Sendikası içinde ırksal olarak bütünleşmiş bir işgücü olması konusunda ısrar etti.

Detroit yerel medyası tarafından “Detroit’in Savaşan Güzeli” lakabı konan Myra Komaroff Wolfgang, Nisan 1976’da beyin tümöründen öldü.

Kaynak

The Free Library  https://www.thefreelibrary.com

Wikipedia   https://en.wikipedia.org

Jewish Women’s Archive     https://jwa.org › article

Jewish Historical Society of Michigan   https://www.jhsmichigan.org

https://reuther.wayne.edu/ Michigan Women Forward

https://miwf.org › timelinettps://jwa.org/encyclopedia/article/wolfgang-myra

Fotoğraf

https://reuther. wayne. Edu

https://m.facebook.com/

https://jwa.org/encyclopedia/article/wolfgang-myra

Paylaş:

Benzer İçerikler

Oda hizmetçisi olarak işe başladı. Ev hizmetlilerini bir birlik (*) çatısı altında örgütledi ve birliğin başkanı oldu. Viyana Kent Konseyine girdi ve ev hizmetlilerinin çalışma koşullarının düzeltilmesi için uğraş verdi. Ağır kayıplar yaşamasına rağmen mücadeleye devam etti.
1983 Britanya’da büyük toplumsal çekişmelerin yaşandığı bir yıldı. Liverpool’da yüksek düzeyde sınıf mücadelesi yaşanıyordu ve kadın işçiler bu eylemlerde önemli rol oynuyorlardı.
ABD işçi hareketinin en önde gelen kadın örgütçülerindendi. 1919 yılında 8 bin telefon operatörü genç kadının altı gün sürdürdüğü greve öncülük etti. Kadınların evlendikten sonra da ücretli işlerine devam edebilmesi, eşdeğerde işe eşit alması ve daha iyi koşullarda çalışması için yaşamı boyunca mücadele etti.
İrlandalı göçmen bir aileden gelen Josephine Casey, düşük ücretle sağlıksız koşullarda çalışan kadınları örgütleyerek sendika kurdu. Korse şirketinde çalışırken örgütlediği grev ise kazanımla sonuçlandı. O, aynı zamanda bir eşit oy hakkı savunucusuydu…
İçeriklerimizi kaçırmamak için e-posta bültenimize ücretsiz abone olun!