Fitnat Durmuşoğlu fitnat.d@hotmail.com
Annesi feminist, babası sosyalistti. Yıllarca işçi sınıfı içinde çalıştı. Tüm hayatını kadın işçilerin örgütlenmesine adadı. Eşit işe eşit ücret, kreş hakkı, doğum kontrolüne erişim hakkı için mücadele verdi.
1890 yılında işçi bir ailenin kızı olarak New Hampshire’da dünyaya geldi. Sosyalist bir babaya ve feminist bir anneye sahip olan Elizabeth, henüz 16 yaşındayken Harlem Sosyalist Kulübü’nde, Mary Wollstonecraft’ın Kadın Haklarını Koruma ve August Bebel’in Kadın ve Sosyalizm’i okuması üzerine temellenen “Sosyalizm Kadınlar İçin Ne Yapacak” başlıklı bir konuşma yaptı. Babasıyla düşünsel ortaklığına rağmen başlangıçta babası kitleler karşısında konuşma yapmasına izin vermedi. Fakat zamanla, Elizabeth’in kararlı tutumu geri adım atmasına neden oldu. Baba kız birlikte konuşmalar yapmaya başladılar. Bu konuşmalardan biri tutuklanmayla sonuçlandı. Böylelikle Elizabeth, ilk tutuklanmasını babasıyla birlikte göğüslemiş oldu.
1906 yılında Dünya İşçileri Birliği (IWW) içinde faaliyete başladığında 17 yaşındaydı ve ilk grev deneyimini yaşadı. Bir boru fabrikasında gerçekleşen bu grevde Elizabeth mücadelenin ön saflarında yer aldı. İki yıl Sosyalist parti üyeliğinin ardından, önde gelen bir IWW örgütleyicisi oldu.
Siyah işçileri merkeze alan bir sosyalizm
1912 yılında 23 bin tekstil işçisi Massachusetts’te (Lawrence tekstil işçileri) greve çıktı ve fabrikada örgütlenme çalışmalarını bir süredir yürüten Dünya Sanayi İşçileri Sendikası bu grevde etkisini göstermeye başladı. Tarihe “Lawrence Tekstil Grevi” olarak geçmiş olan bu grevde kadın işçiler, maaşlarında yüzde 15’lik bir artış, fazla mesaiye iki katı mesai ücreti ve haftalık 55 saatlik çalışma süresi istiyordu. Elizabeth ise grevcilerle görüşüyor, bir yandan da direnişi Amerika’nın şehirlerine yaymak için çalışıyordu. Kadın işçiler ücretlerini alamadıkları için çocuklarının ihtiyaçlarını karşılayamaz duruma geldi. Elizabeth’in öncülüğünde, grevci ailelerin çocukları geçici süreliğine Amerika’nın çeşitli yerlerinde greve destek veren sosyalistlerin yanlarına gruplar halinde gönderildi. Ancak, ilk grup çocuğun gönderilmesinden birkaç gün sonra diğer bir grup tren istasyonundayken polislerin engeliyle karşılaştı. 30’a yakın kadın tutuklandı.
Elizabeth Gurley Flynn Komünist Parti’de 1936 yılında aktif oldu ve çok geçmeden örgütün başlıca liderlerinden biri olarak öne çıktı. Benjamin Davis ve Claudia Jones gibi siyah komünistlerle içten bir temel üzerinde çalışması, işçi sınıfının kurtuluş mücadelesinde siyahların özgürleşmesinin merkezi rolüne karşı yeni bir anlayış geliştirdi. 1948 yılında Flynn, partinin kuramsal yayını (Political Affairs) Politik Olaylar’da, Uluslararası Kadın Günü’nün anlamı üzerine bir yazı yayınladı.
Kadın savaş gazileriyle erkek savaş gazileri arasındaki eşitsizliği eleştirerek okuyucularına, siyah kadın gazilerin beyaz kız kardeşlerinden daha da büyük ölçüde acı çektiğini hatırlattı.
Komünist Parti’ye McCarthy dönemindeki saldırı sırasında, Flynn New York’ta, üç kadınla birlikte tutuklandı ve devletin şiddetle devrilmesine taraftar olmak ve bunu öğretmekle suçlandı.
Peterson’da ipek grevi
Yıllar içinde Pennsylvania’da konfeksiyon işçileri, New Jersey’de ipek dokuma işçileri, New York’ta restoran işçileri, Minnesota, Washington ve Montana’da maden işçileri ile Massachusetts’te tekstil işçileri arasında mücadeleler örgütledi. Tek başına ücret talebi için değil, sendika yönetimlerinin ataerkil yapısını ve kadınların ihtiyaçlarına cevapsızlığını da eleştirdi. Hayatı boyunca kadın işçilerin örgütlenmesiyle ilgilendi, düzenli toplantılar yaparak kadınların kendi taleplerini işçi sınıfının talepleriyle birleştirmesi için mücadele etti.
1.Dünya Savaşı sırasında kadınlar için eşit işe eşit ücret ve işçi anneler için kreş kurulmasında önemli bir rol oynadı. Kadınların doğum kontrole erişimi, oy hakkı için de çalışmalarını sürdürdü. İşçiler içindeki çalışmalarında da özellikle kadın işçilerle toplantılar düzenledi, grevdeki işçilerin oluşturduğu komitelere kadınların katılması için uğraştı. Bu grevlerden biri de Amerika’nın İpek Başkenti sayılan, yaklaşık 70 bin işçinin çalıştığı Paterson’da yaşanan grevdir. Bu grevin tüm kentte yaygınlaşması ve insanların desteğini kazanabilmek adına düzenlenen bir mitingde Elizabeth, yüzlerce eylemcinin karşısında konuşma yaptı. Neredeyse tüm hayatını işçi sınıfının örgütlü mücadelesi içinde kadın işçilerin örgütlenmesine adadı.
1964 yılında Sovyetler Birliği’ne yaptığı gezi sırasında rahatsızlanarak hayata veda etti. Kızıl Meydan’da 25 bin kişinin katıldığı bir törenin ardından vasiyeti üzerine Hay Market katliamında öldürülen yoldaşlarının yanına, Amerika’ya gönderildi.