2023 herkes için zor bir yıldı ama kadınlar için her şey katmerli zordu. 6 Şubat’ta yaşadığımız deprem ihmalkârlık, yolsuzluk, rüşvet çarkı ile dönen müteahhit kapitalizmi şartlarında pek çok insanın hayatına mal olurken, binlerce kişi yaralandı, sakatlandı, evlerini, yurtlarını terk etmek zorunda kaldı. Yaraları sarmak ise insanların derdine derman olmaktan ziyade, felaketten nasıl kâr devşiririz’e dönüştü. Travmaları hâlâ atlatmış değiliz.
Pandemi sürecinde ve sonrasında yaşanan ekonomik kriz, hayat pahalılığı ücretinden başka geliri olmayan işçi sınıfını özellikle de kadın işçileri zorlamaya devam ediyor. Düşük ücretler, ağır çalışma koşulları karşısında zorlanan işçi sınıfı çözümü sendikalaşmakta ya da sarı sendikaları değiştirmekte bulurken, devlet her türlü baskı mekanizması ile işçilerin sendikalaşmasını, haklarını savunabilecek sendikalara üye olmasını engellemeye çalışıyor. Özak Tekstil bunun en iyi örneği.
Feminist hareketin politik talepleri
Kadınlar resmi, fiili her grev ve direnişte başı çekiyor. Bunda emek piyasalarının en “zincirlerinden başka kaybedecek bir şeyleri olmayan” kesimi olmalarının yanı sıra, Türkiye’deki feminist hareketin politik taleplerinin sınıf mücadelesine yansımasının da önemli rolü var.
Kadınİşçi gücü yettiğince kadın işçi mücadelesinin yanında yer almaya çalıştı yıl boyu. Bunu daha çok kadın işçilerin içinde bulunduğu ya da başı çektiği grev, direniş ve fabrika, büro, ofis içindeki günlük çalışma pratiklerini görünür kılmaya çalışarak yaptı.
Yetişemediğimiz alanlar oldu, hatalarımız oldu. Yeni yıl, hatalardan ders almanın, eksiklikleri gidermenin, amaçlarımızı ve kendimizi daha net tanımlamanın ve o doğrultuda adımlar atmanın kısacası yenilenmenin de zamanı esasen.
Kadınların öldürülmediği, ücretli ücretsiz emeklerinin değersizleştirilmediği mutlu ve dayanışma dolu yıllar diliyoruz!
Fotoğraf: Serra Akcan / csgorselarsiv.org