‘Eşimin bu koşturmacayı yaşadığını hatırlamıyorum’

EYT düzenlemesi ile iş yükü artan SGK emekçilerinden Selma Güzel, “İşteki mesai sonrası yemek, çocuk, ev işleri derken ikinci mesai başlıyor, bu tempo dayanılacak gibi değil” diyor. BES Antalya Şube Başkanı Devrim Mol ise kadınların kurumda birçok ayrımcılığa maruz bırakıldığına dikkat çekiyor.
SGK çalışanı kadınların mesaisi hiç bitmiyor
Paylaş:
Öznur Kaya
Öznur Kaya
oznurr.kayaa@gmail.com

Emeklilikte Yaşa Takılanlar (EYT) düzenlemesiyle Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) çalışanlarının iş yükü, altı yedi kat arttı. Bu durum, işyerindeki mesaisinin ardından ev işlerine de yetişmeye çalışan, çocuk/aile bakımını üstlenen kadınların üzerindeki baskıyı dayanılmaz hale getirdi.

Kendisi de SGK’nin Antalya’daki Muratpaşa şubesinde çalışan Büro Emekçileri Sendikası (BES) Antalya Şube Kadın Sekreteri Selma Güzel ile BES Antalya Şube Başkanı Devrim Mol, bu yoğun iş temposunun kadın emekçiler üzerindeki etkilerini Kadınİşçi’ye anlattı.

Güzel ve Mol’a göre, SGK’de tek sorun ağır iş yükü ve uzun mesailer de değil. Bu kurumda kadınların türlü ayrımcılıklara maruz bırakıldıklarını dile getiriyorlar. Emeklerinin karşılığını almanın yanı sıra toplumsal cinsiyet temelli ayrımcılıkların son bulmasını istiyorlar.

EYT düzenlemesi nedeniyle yüz binlerce kişi SGK binalarına akın etmişti. (AA)

‘Çocuğumu büyütürken çok zorlandım’

SGK’deki iş yükünün EYT düzenlemesinden önce de ağır olduğuna dikkat çeken Selma Güzel, şu an 15 yaşında olan çocuğunun büyümesi sürecinde yaşadıklarını şöyle ifade ediyor:

“Çocuğumu büyütürken çok zorlandım. Şimdi öz bakımını yapacak kadar büyüdü, sendikal faaliyetlere de bu sebeple katılabiliyorum; ama daha öncesinde sürekli ücretli destek almak zorundaydım. Dönem dönem masraflar maaşımı aştı. Kızımı altı aylıkken bakıcıya emanet edip işe gitmek zorunda kaldım. Eşimle görüntüde eşit iş bölümü yapmışız gibi dursa da onun bu koşturmacayı yaşadığını hiç hatırlamıyorum. Çocuğumun büyüdüğü süreçte pek çok güzel anıyı kaçırdım.”

Selma Güzel

Güzel, SGK’de çalışan kadınların süt izni kullandığı süreçte de ciddi zorluklarla karşılaştığını anlatıyor:

“Süt iznindeki kadın memurlar, çalıştığı serviste istenmediğini hissediyor. Süt izni ilk çocukta, doğum izninden sonraki bir yıllık süre zarfında ilk 2 ay yarım gün, kalan 4 ay 3 saat, son 6 ayda 1,5 saat şeklinde kullandırılıyor. Bu izinleri birleştirmeye izin verilmiyor. Kadın memurun çalıştığı serviste oluşan iş gücü kaybı, şef ve diğer servis arkadaşlarını da memnun etmiyor tabii. Doğum sonrası 2 yıl ücretsiz izin alma hakkımız var mesela ama buna da ekonomik koşullar izin vermiyor.”

“Servis şefleri ya da müdürler personel paylaşımı yaparken doğum yapma potansiyeli gördükleri kadın memurları servislerinde istemiyor. Kadın olmanın sırtımıza yükledikleri azmış gibi çalıştığımız servise de yük olarak görülüyoruz.”

Selma Güzel

‘Şefler kadınları yük olarak görüyor’

Servis şefleri ya da müdürlerin, personel paylaşımı yaparken doğum yapma potansiyeli gördükleri kadın memurları servislerinde istemediğini belirten Güzel, “Kadın olmanın sırtımıza yükledikleri azmış gibi çalıştığımız servise de yük olarak görülüyoruz” diye konuşuyor.

Kadınların yükselme ve terfilerde de toplumsal cinsiyet temelli ayrımcılıklara maruz kaldığını vurgulayan Güzel, Antalya Muratpaşa’daki şubede yalnızca bir müdürün kadın olduğunu söylüyor:

“Kariyer gelişimi liyakatli bir ortamda şef/ müdür yardımcısı/ müdür/ il müdür yardımcısı/ il müdürü şeklinde olsa da günümüzde bu silsile pek izlenmiyor. Görevde yükselme sınavlarına mülakatların eşlik etmesi; tarafsızlık, eşitlik, cinsiyet ayrımı yapılmaması fikrini örseliyor tabii.”

SGK’de kreş yok!

Güzel, toplumsal cinsiyet rolleri nedeniyle çocukların bakım yükünün anneye bırakıldığına, buna karşın kadın ve erkek çalışanların eşit oranda izin kullandığına dikkat çekiyor:

“Mesai sonrası yemek, çocuk, ev işleri derken ikinci mesai başlıyor. Bu tempo dayanılacak gibi değil, bitmeyen bir yorgunluğu da beraberinde getiriyor. Toplumsal cinsiyet rolleri çocuğun bakımını anneye tabi kıldığından her sorunda işyerinden izin alması gereken de kadınlar oluyor. Buna rağmen izin günlerimiz erkeklerle eşit. Kadınlar, izin günlerini çocukların bakımı ve hastalığıyla tükettiği için rapor almak zorunda kalıyor. Çocuğun hastalığı durumunda anneye istirahat raporu verilmesi de tamamen doktorun inisiyatifine kalmış durumda.”

Kadınların sırtındaki bakım yükünü azaltmak adına SGK’de kreş ve gündüz bakımevleri kurulması gerektiğinin altını çizen Güzel, “Kurumumuzda kreş, gündüz bakımevi yok. İstanbul ve Ankara’da birer taneyle sınırlı. Sendikamızın başlıca taleplerinden biri de bu. Anne babanın güvenliğinden endişe duymadan çocuklarını bırakabilecekleri kurumsal kreşlerin açılması” ifadelerini kullanıyor.

‘EYT için hiçbir hazırlık yapılmadı’

BES Antalya Şube Başkanı Devrim Mol, aynı Güzel gibi, SGK’de aşırı iş yükü sorununun EYT uygulamasından önce de var olduğunu söylüyor:

Devrim Mol

“SGK çalışanlarının öteden beri sorunları vardı. Düşük maaş alıyorlar, fazla mesai uygulaması olmamasına rağmen arkadaşlarımız fazla mesaiye kalıyor. Biz EYT’den önce de SGK çalışanlarının sorun ve taleplerine ilişkin eylemler başlatmıştık. EYT ile bu sorunlar katlanarak arttı.”

SGK’de EYT düzenlemesine ilişkin herhangi bir hazırlık yapılmadığını kaydeden Mol, “SGK çalışanı arkadaşlarımız haftanın her günü akşam saat 8-9’lara kadar çalışıyorlar. Bunu, emekliliğe başvuran hiçbir insanın emekliliği gecikmesin, hepsi maaşını alabilsin, kimse mağduriyet yaşanmasın diye yapıyorlar. Bunun karşılığında fazla mesai ücreti talep etmiştik; çok komik bir ücretti. Bizim mücadelemiz sonucu bu ücret iki katına çıktı; ancak o da çok yetersizdi ve bunu üç ayla sınırladılar. Hâlbuki bu süreç en az iki yıl sürecek bir süreç” şeklinde konuşuyor.

“Yazılı sınavlarda notları, puanları yüksek olmasına rağmen idari kadrolarda kadınlar ayrımcılığa uğrayarak o kadrolara getirilmiyorlar. Terfi ettirilmiyorlar. Toplumsal cinsiyet eşitsizliğini biz her yerde yaşıyoruz.”

‘Kadınlar terfi ettirilmiyor’

Mol, EYT düzenlemesinin ardından SGK çalışanlarının hepsinin sorun yaşadığını ama kadın çalışanların iş yükünün çok fazla arttığını vurguluyor ve ekliyor:

“Kadınlar akşam geç saatlerde işten çıkıp eve gidiyorlar. Servis de yok. Bir iki saat sonra ancak eve ulaşabiliyorlar. Ulaştıklarında da yemek, çocuk, temizlik onları bekliyor oluyor. Kadınların yaşamda zaten emeği iki kat sömürülüyor.”

Kadınların çalışırken de ayrımcılığa uğradığına dikkat çeken Mol, şöyle devam ediyor:

“Erkek çalışanlarla aynı ücreti alsalar dahi yükselme ve terfi için erkeklere göre üç beş kat daha fazla emek harcıyorlar. Yazılı sınavlarda notları, puanları yüksek olmasına rağmen idari kadrolarda kadınlar ayrımcılığa uğrayarak o kadrolara getirilmiyorlar. Terfi ettirilmiyorlar. Toplumsal cinsiyet eşitsizliğini biz her yerde yaşıyoruz. İş yükümüzün ekstra arttığı zamanlarda bununla daha çok karşılaşıyoruz.”

‘Ayrımcılık son bulsun’

Mol, kadın işçiler başta olmak üzere tüm SGK çalışanları için taleplerini şöyle sıralıyor:

“SGK çalışanları olarak ek gösterge düzenlemesinden ayrı tutulduk. Biz bütün kamu çalışanlarına 3600 ek gösterge istiyoruz. Ek ödemelerde artışa gidilmesini, uzmanlık kadrolarının açılmasını, sınavlarda ve terfilerde kadınlara uygulanan ayrımcılığın son bulmasını istiyoruz. Bütün kurumlarımızda kreş istiyoruz.”

Manşet fotoğrafı: BES üyesi SGK emekçilerinin geçtiğimiz günlerde Antalya’da gerçekleştirdiği iş bırakma eyleminden…

Paylaş:

Benzer İçerikler

Gösterilecek içerik bulunamadı!
İçeriklerimizi kaçırmamak için e-posta bültenimize ücretsiz abone olun!