Eşit ücret için yıllarca savaşan bir sendikacı: Gisela Kessler

Gisela Kessler, posta memuru olarak girdiği iş yaşamını, sendikacı bir kadın olarak sürdürdü. Alman Sendikalar Birliği’nin bölge yönetimine kadar geldi. Kadın işçilerin eşit ücret mücadelesinde en öndeydi. Toplu sözleşmelerde eşit haklar için çaba sarf etti. Son olarak Alman Sol Parti’nin yaşlılık komitesinde çalıştı.
Paylaş:
Fitnat Durmuşoğlu
Fitnat Durmuşoğlu
fitnat.d@hotmail.com

Frankfurt am Main’de 31 Aralık 1935’te doğdu. Ticaret meslek lisesini bitirdi. Kendisiyle yapılan bir söyleşide babasının bir Nazi olduğunu, savaştan ve annesi onu boşadıktan sonra da Nazi olarak kaldığını anlatır.

Annesi ile ilişkisi ise bir arkadaşlık ilişkisi gibiydi. 1965 yılında ileri eğitim aldığı sırada hamile kalmıştı, bunu annesine söylediğinde ona “Evlenmek istemiyorsan evlenme, çocuğa birlikte bakabiliriz” demişti. Kessler ömrünün sonuna kadar annesiyle birlikte yaşadı, çocuğu iki kadın birlikte büyüttüler. Almanya’nın ilk tipik bekâr annelerinden biriydi.   

Sıkı bir kadındı. Alman Posta İdaresi’nde sekreter olarak işe başladığı andan itibaren sendika çalışmalarına katıldı. İşyeri konseyinin başkan yardımcılığına seçildi. Frankfurt’ta bulunan Emek Akademesi’nde bir yıl okudu. 

Gisela, 1967 yılından 1971 yılına kadar Alman Sendikalar Birliği’nin Wiesbaden bölge yönetiminde sendika sekreteri olarak görev yaptı, bir yandan da Springen’deki sendika okulunda seminerler veriyordu.

1971 yılında Stuttgart’ta bulunan Basım ve Kâğıt İşçileri Sendikası’nın merkez yönetimine seçildi, sendikada aynı zamanda kadın sekreterliği görevini de yürütüyordu. 20 yıl boyunca bu görevi sürdürdü. Daha sonra  Medya, Basım, Kağıt, Gazetecilik ve Sanat Eserleri Sendikası’na başkan yardımcısı olarak seçildi. 1995 yılına kadar da bu görevi sürdürdü.    

Toplu sözleşmeler eşitlik açısından incelenmeli

Kessler, Almanya’da eşdeğerde işe eşit ücret meselesini sendikaların gündemine taşıyan kadınlardan biriydi. 1979 yılında erkeklerle eşit ücret almak için mücadele eden Heinze Kadınları’yla Dayanışma Hareketi’nin yanında yer aldı. Gelsenkirchen’de Photo Heinze şirketinin film geliştirme departmanında çalışan kadınlar, tesadüfen saat ücretlerinin erkeklerle eşit olmadığını gördüler ve 29 kadın işçi, eşitlik ilkesine aykırı olduğu gerekçesiyle ücretlerin eşitlenmesi için dava açtı. Bu dava tüm Almanya’yı harekete geçirdi. Onlarla dayanışmak için geniş bir kampanya örgütlendi, kampanya kapsamında 45 bin imza toplandı. 6 Eylül 1981’de Kassel’de, Federal İş Mahkemesi’nin kararını açıklayacağı gün mahkeme önünde 7 bin kişi gösteri yaptı ve dava kazanımla sonuçlandı.

Gisela Kessler kararın ardından, “Şimdi fabrikalardaki meslektaşlara meydan okunuyor. İş konseyleri, toplu sözleşmeleri eşit muamele açısından incelemelidir. Ayrımcılık ortaya çıkarsa, yapılacak ilk şey, onunla şirket içinde mücadele etmek ve gerekirse başka davalar açmaktır” dedi. Kazanılan davadan sonra, neredeyse tüm gazetecilerin katıldığı bir basın toplantısında Heinze Kadınları’nın kendileri tarafından yazılan “Kimse bizi uzaklaştıramaz” şarkısı hep birlikte söylendi.  Daha sonra bu, tüm aktif sendikalı kadınların mücadele şarkısı oldu.

Gisela Kessler sendikal kadın çalışmalarına devam etti. Kâğıt işleme şirketi VP Schickedanz’ın denetim kurulu başkan vekili ve Baskı Kâğıt İşleme Meslek Birliği temsilcilerinin konsey başkanı olarak çok sayıda başarıya katkı sundu. 1988 yılında Wiesbaden’de “Esnekleşme ve Korunmasız İstihdam Tribünali” isimli bir tribünal düzenlenmesine katkıda bulundu. “Biz kadınlar uzun süredir yemek pişiriyoruz, şimdi artık sıçramanın zamanı” sloganıyla başlayan, gece vardiyasında çalışan işçilerle profesyonel uzmanların da yer aldığı ve 4 bin kişinin aktif olarak katıldığı beş saat süren tribünalde, kendisi de iddia makamında oturarak işverenleri ve dönemin Kohl hükümetini işçi düşmanı politikaları nedeniyle mahkûm etti.

Sosyalist bir sendikacıydı

Gisela Kessler, kadınların kurtuluşu konusunda sosyalist teoriyi savundu. Kadınların çalışması ve ekonomik bağımsızlıklarını kazanmalarının eşitlik yolunda atılan en önemli adımlardan biri olduğunu söylüyordu. İnsan sömürüsü, şiddet ve savaşsız bir dünya için erkeklerle birlikte mücadele etmekten yanaydı. Barış hareketinde aktif rol aldı. Krefeld’in Pershing II roketlerinin ve seyir füzelerinin Orta Avrupa’da konuşlandırılmasına karşı temyiz başvurusunu ilk imzalayanlardan biri oldu. 

2004 yılında emekli oldu. Sendikadaki görevinden ayrılırken “Aslında hoşuma giden şey etkinliklerden sonra, iş toplantılarından sonra, genellikle güneş doğana kadar bütün gece meslektaşlarımla mutfakta oturmaktı. Orada aydınlandık ve olaylara aşağıdan, yaşam perspektifinden baktık. Hayatın olduğu her yerde çalışmak ve savaşmak istiyorum. Bu benim hayatım” demişti.

2005 yılında Alman Komünist Parti’nin Batı Almanya ayağı olan Çalışma ve Toplumsal Adalet-Seçim Alternatifi Birliği’nin kurulması ve geliştirilmesinde önemli rol oynadı. Kessler, 2009 yılına kadar Sol Parti Yaşlılar Komitesi’nin başkan yardımcılığını üstlendi.

Gisela Kessler, hayatı boyunca çalışanları, iş ve toplumsal yaşamdaki haklarını korumak ve yeni haklar elde etmek için mücadeleye teşvik etti.  Irkçılığa karşı da aktif mücadele içinde yer aldı. Gisela Kessler, 14 Mayıs 2014’te Nürnberg’te yaşamını yitirdi.  


Kaynaklar

Kadın işçilerin haklarını savunan bir kadın, Gisela Kessler     https://ekmekvegul.net 

Gisela Kessler-Wikipedia      https://en.wikipedia.org 

https://www.sozialismus.de/kommentare_analysen/detail/artikel/gisela-kessler-1935-2014

Fotoğraf: Bert Bostelmann

Paylaş:

Benzer İçerikler

Gösterilecek içerik bulunamadı!
İçeriklerimizi kaçırmamak için e-posta bültenimize ücretsiz abone olun!