emeklilik hakkı

Ömrünü İstanbul’da hayvancılık ve bahçecilik yaparak geçiren Sultan, “Sadece emekli olamadığıma üzülüyorum” diyor. Sabahın erken saatinden akşama kadar çalışan Sultan, çalışkanlığıyla yaşadığı köyde parmakla gösteriliyor.
Hem engelli, hem yaşlı, hem sosyal yardım almayan, hem de halen çadırda yaşayan bir kadın olarak neden konteyner kente gitmediğini öğrenmeye çalıştığımız Semra bu konuda oldukça dertli. Yaşlı ve yalnız kadınlar için konteyner kentlerin de sağlıklı ve güvenli alanlar olmadığını belirtiyor.
Ömürleri boyunca hiç çalışmayanlar, ömrü boyunca çalışanların yaşam sürelerine göz dikerek onları daha uzun süre, yaşlanmış ve sağlıksız şekilde çalıştırmak hedefinde. Sendikaların, siyasilerin görevi bu hedefleri gecikmeden gündemleştirerek karşı mücadeleyi örmek.
‘Kış günü lezzetine doyamadığımız, kaşığı salladıkça daha sallamak istediğimiz pekmezi, reçeli ya da erişteyi afiyetle yerken tüm bunların kadınların görünmezleştirilmek istenen emekleri olduğunu hatırlamak önemli. Marketlerin raflarına dizilen fabrikasyon ürünlerden çok daha zor şartlarda, daha pahalıya, titizlikle üretildiğini unutmamak, teorisini, politikasını yapmak önemli.’
Akaryakıt istasyonunda pompacı olarak çalışan Makbule Kadak’la işini ve yaşamını konuştuk. Bir EYT’li olan Makbule Hanım, erkeklerin yoğun olduğu bu işte hem dışarıdan hem içeriden mobbinge uğradığını ama bunlarla mücadele ederek işini sürdürdüğünü söylüyor. Beş yıl sonra emekli olacak. En büyük hayali ise bir otomobil satın almak.
İçeriklerimizi kaçırmamak için e-posta bültenimize ücretsiz abone olun!