göçmen kadın işçiler

Liebelt’in çalışmasına göre, İsrail’de ev işçiliği ve bakıcılık yapan Filipinli kadınlar, ‘Kutsal Topraklar’da bulunmalarını özellikle hac ziyareti bağlamında bir misyon olarak anlatıyorlar. Diğer yandan ırkçılığa ve emek sömürüsüne maruz kaldıklarını, toplumdan dışlandıklarını düşünüyorlar.
Afrin’den 8 yıl önce göç eden Sosin’in babası ve abisini IŞİD öldürmüş. “Kadın olmak, Kürt olmak, mülteci ve işçi olmak hiç peşimi bırakmadı. Kadın oldum, taciz edildim. Mülteci oldum, iş verilmedi, verilse de insanı şartlarda değil. Kürt oldum, devlet vurdu” diye özetliyor yaşadıklarını…
Savaş, göç, çocuk işçilik, zorla evlendirilme, boşanma, geçim sıkıntısı, aile baskısı, ırkçılık… Ve son olarak deprem… Suriyeli Rehaf’ın 22 yıllık yaşamına sığmış tüm bunlar. Şimdi Adıyaman’da bir çadır kentte kalıyor. “Bu sistem her şeyimizi aldı ama ben kararlıyım, okuyup avukat olacağım” diyor.
Katar’ın Dünya Kupası hayalini inşa etmek için binlerce kilometre yol kat eden erkek işçilerin durumu pek çok kez belgelendi. Ancak insan hakları savunucuları, göçmen kadınların yaşadıklarının aynı şekilde araştırılmadığını söylüyor. The Guardian’dan Louise Donovan, Katar’daki Dünya Kupası otellerinde çalışan beş göçmen kadın işçiyle konuştu.
Doç. Dr. Emel Coşkun, “Toplumsal bakım yükünün, en ucuz emeği sunan göçmen kadınlarca güvencesiz koşullarda karşılanması yaygınlaşıyor. Bu durumdan hem aileler hem işverenler hem de devlet yarar sağlıyor” diyor. Coşkun, göçmen ev işçilerinin haklarının korunmasında sendikaların sorumluluğuna da dikkat çekiyor.
İçeriklerimizi kaçırmamak için e-posta bültenimize ücretsiz abone olun!