hamilelik

“Tüm zorlukları, kötü şeyleri ve hoşa gitmeyen şeyleri itiraf etmekten korkuyorum. Kendimi açık etmekten korkuyorum. Bana acınmasından. Gücendirmekten. Bana bağırılmasından. Rahatsız edici bir kadın olmaktan. Ve yeterince rahatsızlık vermemekten. Korkuyorum. Ama yine de yapıyorum.”
Gazeteci Zeynep Irmak Öcal’ın işten atılması feminist politikanın da gündemine oturdu. Gazeteci Ayşe Düzkan durumu “Doğum izni bir hak ama sanırım sahibine karşı kullanılan nadir haklardan biri!” diye yorumlarken, avukat Arzu Aydoğan bunun bir bedensel hak ihlali anlamına geldiğini de vurguluyor.
Başta Zara olmak üzere ünlü markalar için iplik üretimi yapan Acarsoy Tekstil işçileri örgütlenmeye çalışıyorlardı. Öz İplik-İş Sendikası’na üye olan işçiler düşük ücretler ve kötü çalışma koşullarını değiştirmek için çıktıkları yolda işten atma saldırısıyla karşılaştılar. Çalışanların yüzde 70’inin kadın olduğu fabrikada, örgütlenme çalışmasını yapanlar da kadın, işten atılanlar da.
“İşten geldiğinizde hazır makarnanız önünüzde”, diye reklam yapan Adkoturk Makarna’da işçilerin durumu hiç te iyi değil. Sendikalaşmayı sindiremeyen patron, aralarında işyeri temsilcisi Sevcan Dervişoğlu’nun da bulunduğu dokuz işçiyi işten atarken, hamile kadınlara da aman vermiyor. 
Kadın muhtarlar, mahallelerinin ve yurttaşların sorunlarını çözmek için pandemide de 7/24 arı gibi çalışıyor. Ancak tüm bu özverili hizmetleri karşılığında bir asgari ücret kadar bile ödenek alamıyorlar. Muhtarların sosyal haklardan mahrum olduğuna dikkat çeken İstanbul Muhtarlar Federasyonu Başkanvekili Seval Özkan, “Kadın muhtarların hamilelik, süt ve doğum izni gibi hakları da yok” diyor.
İş Sağlığı ve Güvenliği alanında hem 6331 Sayılı Kanun hem de 4857 Sayılı Kanun’da kadın işçiler ile ilgili düzenlemeler hamilelik ve doğum sonrası süreç ile ilgilidir. Daha önce kadın işçilerin çalıştırılacağı işler bir yönetmelik ile belirlenmişti, bu yönetmelik yürürlükten kaldırıldı.
İçeriklerimizi kaçırmamak için e-posta bültenimize ücretsiz abone olun!