hemşireler

Sağlıkta teşvik adı altında bir iyileştirme yaptılar, güya… Sağlık çalışanlarını hekim ve hekim dışı, diye ayırarak ücretleri iyice farklılaştırdılar. Pandemi döneminde bütün gün binlerce riske maruz kalarak çalışan, emekleri görmezden gelinen hemşireler başta olmak üzere sağlık emekçileri çok öfkeli… “Hak ettiğimizi almak için daha iyi bir örgütlenme” diyorlar.
Almanya’nın Kuzey RenVestfalya eyaletinde altı üniversite hastanesinde bakım çalışanları grevdeydi. 77 gün süren grevden sonra grevciler ve işverenler, çalışanların iş yükünün azaltılması, personel yetersizliğinin giderilmesi konusunda anlaştı. İşçiler kazanımlarını toplu sözleşme ile garanti altına aldı.
Worcester’daki St. Vincent Hastanesi’ndeki hemşirelerin 10 aylık grevleri kazanımla sonuçlandı.  Ancak Ulusal Çalışma Hakkı* tarafından desteklenen yedek hemşireler, imza toplayarak onları sendikadan istifa etmeye çağırdı. Hemşireler arasında ikilik yaratılarak, işyeri sendikasızlaştırılmaya çalışılıyor. 
Pandemi sürecinde sağlık sistemini ayakta tutan hemşirelerdi, dersek, abartmış olmayız. Aşılamanın son hızla devam ettiği bu süreçte hemşireler yine çok çalışıp, çok yoruluyorlar. Ama aşılamada yer almak, yaşatmak anlamına geldiği için onları yine de mutlu ediyor…
Hemşireler İlk Sesten Son Nefese isimli belgesel filmle, yaşadıkları farklı deneyimleri, sorunları dile getirdiler. Belgesel son olarak 15. Uluslararası İşçi Filmleri Festivali’nde 3 Mayıs’ta gösterildi. Belgesel gösterimini “Biz öldüremediğiniz cadıların torunlarıyız” diye kapattılar. Kadınİşçi de yakında belgeseli seyredip, tartışacak…
COVİD sürecinde en çok onlar çalıştı ama emekleri hiçbir biçimde görülmedi. Hiyerarşinin ve adaletsizliğin yoğun olduğu sağlık sektöründe,  hemşireler yaşamlarını kaybettiler, hırpalandılar performans sisteminde paylarına üç kuruş düştü. Ama “mücadeleye devam” diyorlar.
İçeriklerimizi kaçırmamak için e-posta bültenimize ücretsiz abone olun!