iş cinayeti

Siverek’te, insan taşımanın yasak olduğu açık kasa kamyonlarla hiçbir güvenlik önlemi olmaksızın taşınan, iş yolundaki kazalarda sakatlanan tarım işçisi kadınlar ve yakınları ile konuştuk.
İzmir tramvayında Hülya Onaylı’nın yaşamına mal olan tuvalet sorunu halen çözülmüş değil. Duraklara konulan tüm tuvalet kabinlerinde sorun var. Güvenlik işçisi bir kadın, “Olayı unutturmak istiyorlar. Sendika da pasif kalıyor. İş bırakma eylemi bile yapılmadı. Hülya yaşasaydı yatardı trenin önüne. Bu trenler buradan kalkamazdı” diyor.
Bartın’da 41 madencinin ölümüyle sonuçlanan patlama, kaza da değil kader de… Bu bir işçi katliamı! Son 20 yılda bu ülkenin madenlerinde 2 bine yakın işçi yaşamını yitirdi. Bu ölümlerin tümü önlenebilirdi.
Güvenlik görevlisi Hülya Onaylı’nın yaşamını yitirdiği iş cinayetinin ardından İzmir’deki bazı tramvay duraklarına seyyar tuvalet konuldu. Kadın işçiler, “5 yıldır bağırıyoruz, illa birimizin ölmesi mi gerekiyordu?” diye soruyor. Sorunlarının tuvaletle sınırlı olmadığını belirten kadınlar, kötü koşullarda çalıştıklarını, sağlıklarının gitgide bozulduğunu anlatıyor.
Alphindi fabrikasında Şeker-İş’e üye oldukları için işten atılan kadın işçiler, kötü çalışma koşulları nedeniyle sağlığını yitirmiş. Artık demliği bile kaldıramıyorlar, elleri kesik izleriyle dolu. Erkek işçilerin daha yüksek ücret aldığını belirten işçiler, “Sendikalı olmanın önemini daha iyi anladık. Her işçi hakkını savunsun, örgütlensin” diyor.
İçeriklerimizi kaçırmamak için e-posta bültenimize ücretsiz abone olun!