iş güvenliği

Kadın kabin memurlarının yaşadıkları sorunların dışarıya çok fazla yansıtılmadığını biliyoruz. Sektörde işçi sağlığı ve iş güvenliği tedbirleri yetersiz. Kabin memuru kadınlar her türlü taciz, şiddete karşı korumasız halde çalışıyorlar. Bunun dışında yaşanan cinsiyetçi sendikal baskılar da yüzlerinde asılı o gülümsemeyi çoğu kez etkiliyor. Gökyüzü işçisi kadınlar anlattı…
Alphindi fabrikasında Şeker-İş’e üye oldukları için işten atılan kadın işçiler, kötü çalışma koşulları nedeniyle sağlığını yitirmiş. Artık demliği bile kaldıramıyorlar, elleri kesik izleriyle dolu. Erkek işçilerin daha yüksek ücret aldığını belirten işçiler, “Sendikalı olmanın önemini daha iyi anladık. Her işçi hakkını savunsun, örgütlensin” diyor.
Uzun yıllar tekstil üretiminde, makine başında çalışmış Zekiye. Sonrasında mutfak bölümüne geçmiş. “Hiç sendikam olmadı, oysa şu hayatta en çok istediğim şeylerden biriydi” diyor. Asgari ücretin bir an önce artırılmasını, kadın işi-erkek işi ayrımının kalkmasını, iş güvenliğinin sağlanmasını istiyor.
Bir süredir, Toplum Yararına Çalışma (TYÇ) adı altında kadınlar bağ, bahçe işlerinde kısa süreli ve güvencesiz çalıştırılıyorlar. Nurcan da toplum yararına çalışan kadınlardan biri sigortasının olması bu çalışmanın özünü değiştirmiyor. Bütün gün ağaç, fidan ve çiçek dikiyorlar, ortak alanları düzenliyorlar. Bizler, düzenledikleri parkların, yeşil alanların tadını çıkartırken onlar geçici işçi olmanın sıkıntısıyla evlerine dönüyor..
Ücretten çalışma koşullarına kadar her alanda kadınlara yönelik ayrımcılığın hüküm sürdüğü Bursa Acarsoy Tekstil’de cinsel taciz ve mobbing rutin haline gelmiş. Mart ayında işten atılan ve fabrika önünde direnişlerini sürdüren kadınlardan Dilek “Asla pes etmeyeceğiz ve bütün kadınları yanımızda görmek istiyoruz” diyor.
Türkiye’de yaşanan iş cinayetlerinin giderek arttığına dikkat çeken adalet arayan aileler ve Avukat Berrin Demir, “ İş yerlerinde önlem ve denetimler alınmıyor. İşçiler göz göre göre ölüme gönderiliyor. Sorumlular yargılanmıyor. Kaybettiklerimizin yanına bir fotoğraf daha eklenmesin, bir kişi daha iş cinayetlerinde yaşamını kaybetmesin diye mücadele ediyoruz. Örgütlenmekten ve birlikte mücadele etmekten başka çaremiz yok” dediler.
Başta Zara olmak üzere ünlü markalar için iplik üretimi yapan Acarsoy Tekstil işçileri örgütlenmeye çalışıyorlardı. Öz İplik-İş Sendikası’na üye olan işçiler düşük ücretler ve kötü çalışma koşullarını değiştirmek için çıktıkları yolda işten atma saldırısıyla karşılaştılar. Çalışanların yüzde 70’inin kadın olduğu fabrikada, örgütlenme çalışmasını yapanlar da kadın, işten atılanlar da.
New Orleans’ta doğdu, hazır giyim fabrikalarında kadın işçilerin şartlarını değiştirmek için mücadele verdi. UGWA’nın (Hazır Giyim İşçileri Sendikası) yerel başkanı seçildi. Hapse girdi, sendika kampanyası ile dışarı çıktı. Sokaklar bizimdir, diyen Sellins, maden işçilerinin örgütlenmesinde de çalıştı. 26 Ağustos 1919’da örgütlü emeğin düşmanları tarafından öldürülene kadar bu görevi sürdürdü.
İçeriklerimizi kaçırmamak için e-posta bültenimize ücretsiz abone olun!