kadın tarihi

Almanya’da birinci dalga feminizmin önde gelen isimleri arasında yer alan Minna Cauer, kız çocuklarının eğitimini, kadınların istihdam ve oy haklarını savundu. Sayısız kadın derneğinin yönetiminde yer aldı… Kadın Hareketi Dergisi’ni çıkardı, burada eşit haklar konusunda yazılar yazdı. 60’lı yaşlarının sonunda bile konferanstan konferansa koşturuyordu.
Kadın Eserleri Kütüphanesi ve Bilgi Merkezi Vakfı ile Beykoz Üniversitesi 27-29 Ekim 2023 tarihleri arasında “100. Yılında Cumhuriyet’in Kadınları/Kadınların Cumhuriyeti (1923-2023)” başlıklı uluslararası bir sempozyum düzenliyor. Kadın emeğinden kadın tarihine, cinsel kimlik, yönelim, cinsiyetçilikten ataerkilliğe, edebiyattan, dijital medyaya çok farklı konu başlıklarının olduğu sempozyuma siz de bildirilerinizle başvurabilirsiniz.
Bir işçi lideri, eğitim emekçisi ve aktivistiydi. New York 1 No’lu Yerel Kadın Tipografi Sendikası’nı kurdu ve tamamı erkeklerden oluşan Uluslararası Tipografi Sendikası’nda görev yapan ilk kadın oldu. Kadınların oy hakkı, işçi hakları ve Afro-Amerikan eşitliği gibi konuları yayımladığı New Haven Union gazetesini kurdu.
Porto Rikolu sendika lideri, feminist, anarşist ve gazeteci. Tütün işçileri ile çalıştı, kadınların evlilik bağı olmaksızın kimi seveceklerini özgürce seçebileceklerini savundu. Kendi de öyle yaptı. Ülke tarihindeki en önemli grevleri örgütledi.  
14 yaşında matbaalarda çalışmaya başladı. Kadın Rotatif Kitap ve Matbaa İşçileri Birliğini kurdu, uzun süre ona başkanlık etti.  Birliğin bu sektördeki karma sendikayla birleşmesinden sonra sendika başkanı oldu.  Kadın matbaa işçilerinin çalışma saatlerinin düşürülmesi ve ücretlerinin yükseltilmesi, ülke çapında asgari ücrete kavuşması için mücadele verdi ve kazandı. 
İşçi sınıfı için yaşayan bir efsane ve sosyalist bir liderden, “Bloor Ana” diye de bilinen işçi örgütçüsü; kadın hakları, siyah eşitliği ve barış savunucusu Ella Reeve Bloor’dan söz etmek istiyoruz sizlere…
Grev ve işçi hareketlerini destekleyen 1 Mayıs için ilk Türkçe şiiri yazan Yaşar Nezihe’nin hayat hikâyesi ve sıra dışı kimliğiyle,  dönemin kadın şairleri arasında farklı bir yeri vardır. Şiirlerinde yoksul ve zorlu çocukluğu, aşkları ve evlilikleri gibi hayatından temaları konu aldığı gibi cinsiyetçiliğe ve toplumsal sorunlara da yer verir.
“Baskı altında olan erkek, bir başkasını baskı altına alacaktır.  Bu da karısıdır. Kadın bir proleterin proleteridir.” Maddi bir ezilme durumuna bir sömürü biçimine vurgu yapan bu sözler, kadın işçi hareketinin öncülerinden Flora Tristan’a ait. Kadınların kendi devrimlerini yapmaları gerektiğini savunan Tristan’ın hayatı bu devrim için mücadele ile geçti.
İçeriklerimizi kaçırmamak için e-posta bültenimize ücretsiz abone olun!