kadın yoksulluğu

Kadın Hukukçuları Destekleme Vakfı (KAHUDEV ) tarafından  düzenlenen Şirin Tekeli Makale Yarışması’nın bu yılki konusu “Kadın yoksulluğu ve haklara erişim”  olarak belirlendi.  Yarışma kadın yoksulluğunu toplumsal, ekonomik, tarihsel, kültürel veya hukuksal boyutlarıyla ele alan tüm özgün makalelere açık.
Hemen hepimiz günbegün fakirleştiğimizin farkındayız ama sanırım bazılarımız bunu kabul etmekte biraz zorlanıyor. Nihayet fakiri kendimizin dışında aramaktan vazgeçip, kendimiz dahil ülkenin fakirlerini yan yana getirerek bu gidişe dur demenin yollarını bulma zarureti, dört yanımızı sardıkça sarıyor.
“Yani neyi anlatayım abla? Lüks bir hayatım yoktu benim önceden, şimdi iki katı zorlanıyorum. Depremden sonra Mersin’e bir kampa gittik ya, ay dedim, keşke burada kalsak. Suyum sıcak, yatağım var, her şeyim vardı. Yemek sıkıntım yoktu. Mesela şimdi oturduğumuz çadır bizim evden daha sıcak. Yaz kış çadırda yatarım ben artık…”
Yoksulluğun, özellikle kadın yoksulluğunun perçinlendiği hanelerde, sosyal politikaların sadece yardım politikasına indirgenmesi ve yardımlarla “yönetilebilir” yoksulluğun yaratılması, sosyal politika alanında devlete düşen görevin suiistimal edilmesidir. Ağır şartlara bağlanan bu geçici yardımlar, yok edilemeyen yoksulluğun itirafıdır.
Ekonomist Nesrin Nas, kadın yoksulluğu ve gelir adaletsizliğinin giderek arttığına dikkat çekerek, “Kadınları iş gücünün dışında tutarak yoksulluğa hapsediyorlar. Türkiye’de hem kadının eğitimdeki yeri hem de istihdamdaki yeri geriliyor. Çoğu kadın kayıt dışı çalıştırılıyor. Kadınlar erkeğe muhtaç hale getirilmek isteniyor. Haklarımızdan vazgeçmiyoruz, vazgeçmeyeceğiz.” diyor.
Boşanma sonrası kadının yasal hakkı olan nafakanın budanması söz konusu. Nafakanın üç yılla sınırlanması, evliliğini sonlandırana adeta bir ceza! Av. Hülya Gülbahar’a göre değişiklikler, ekonomik krizin faturasını yoksul ev kadınlarının üzerine yıkmaya çalışmanın bir planı. Av. Dilek Yumrutaş, değişikliklerin kadının insan haklarına yönelik bir ihlal olduğunu vurgularken, Av. Aytaç Ceylan Canbazer ise “Erkek eşine gönül rızasıyla hiçbir şey vermek istemiyor” diyor.
Pandemi ardından gelen hayat pahalılığı dar gelirliyi sarstı. Kimi zaman yiyecek ekmek bulamayan yoksul kadınların hayat mücadelesine şahitlik eden Derin Yoksulluk Ağı’nın kurucularından Hacer Foggo, “Güvencesiz günlük çalışmak derin yoksulluğun temelidir” diye konuştu.
Ekonomi Bizim(de) Meselemiz köşesindeki yazıları zaman zaman öğrencilerimiz, meslektaşlarımız ve feminist yol arkadaşlarımızla birlikte kotaracağız. Bu hafta kadınların emek piyasalarında en sık karşılaştığı sorunlarından birini, ücret ayrımcılığını ele alacağız. Konuğumuz Ayşe Bayram
İçeriklerimizi kaçırmamak için e-posta bültenimize ücretsiz abone olun!