kamusal alan

Ev kadınlığı belirtilenin aksine bize mutlu, güzel giden bir yaşamı vaad etmiyor. Aksine feda edilmiş bir yaşam, kimliği yok edilmiş, emeği değersizleştirilmiş kadınları işaret ediyor. Bu sebeple, kadınlığın doğası kurgusunun ardındaki kadınlık idealinin aksine normları yıkmak, geleneğe isyan etmek yaşamı yeniden inşa etmek gerekiyor.
“iktidara karşı mücadele de, bizler için özel alandan yani her kadının kendi evinde, kişisel özgürlük ve eşitlik talebi için isyanının yanında durmakla hatta onu ateşlemekle başlıyor.”
“Yatak Odasındaki Kalabalık Türkiye’de Kadınların Vajinismus Deneyimleri” Metis yayınlarından Haziran 2021’de yayınlandı. Kitabın yazarı Yeliz Turan Yunusoğlu özel alanın konusu olduğu düşünülen vajinismusu kamusal alanda konuşarak bu konuda feminist politika inşa edilebileceğini düşünüyor.
Ataerkil düzenin ve toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin kadınların yaşamında somut ölçülebilir etkilerinin ötesinde sonuçları var. Özelikle kamusal alanda mekân kullanım eğilimlerinin, paylaştıkları sosyal alanların, kadınların eylem ve etkinliklerinde yönlendikleri/ yönlendirildikleri alanların patriarkal ilişkiler ve cinsiyetçi roller üzerinden şekillendiği görülüyor.
Seray Şahiner’in romanı Ülker Abla, Everest Yayınları’ndan çıktı. Kitapta erkek şiddetinden kaçan Ülker’in hayatta kalma çabası anlatılıyor. Roman boyunca sıkça tekrarlanan “Hala diriyim.” ifadesi Ülker’in yaşam mücadelesini hafızalara kazıyor ve romanının temelini oluşturuyor. Ülker’in hayatta kalmak için yapmış olduğu taktik ve manevraları mizahla harmanlanmış şekilde kâh gülerek kâh içimiz cız ederek okuyoruz.
Taliban’ın çok kısa sürede, Afganistan’da kontrolü ele geçirmesi dünya haberlerinin merkezine oturdu. Başta kadınlar, LBGTIQ+’lar ve kız çocukları olmak üzere pek çok farklı etnik gruptan Afganistanlının hayatı tehlikede. Talibanı tanımayan ve haklarından vazgeçmek istemeyen kadın örgütleri ve onlarla dayanışan kadınlar eylem hazırlığındalar.
İçeriklerimizi kaçırmamak için e-posta bültenimize ücretsiz abone olun!