korona

Bu ülkede kadınlar bir yüzyıldır sahnelere çıkıyor. Bunu erkekler bahşettiği için değil, önlerinde engel olarak duran erkeklik ahlakını, gelenek ve görenekleri yendikleri için. Erkeklerin doğuştan sahip oldukları hakları yüz yıllarca direnerek kazandı kadınlar.  Haklarımızdan bir tekini bile vermeye tahammülümüz yok.
Kocaeli’nde, 300’e yakın işçinin çalıştığı Alba Plastik’te, kadın işçiler yıllarca cinsel tacize, baskıya, ağır çalışma koşullarına maruz kaldı. Bu kadınlardan biri de Semra Demirtaş…Yaşadığından daha fazlasını dile getiren Semra, tepki göstermesinin ardından gerekçesiz işten atıldı. Hayal kırıklığı ve olayın yarattığı travmaya rağmen, kendisine yönelik saldırıya direnişle cevap verdi.
Akaryakıt istasyonunda pompacı olarak çalışan Makbule Kadak’la işini ve yaşamını konuştuk. Bir EYT’li olan Makbule Hanım, erkeklerin yoğun olduğu bu işte hem dışarıdan hem içeriden mobbinge uğradığını ama bunlarla mücadele ederek işini sürdürdüğünü söylüyor. Beş yıl sonra emekli olacak. En büyük hayali ise bir otomobil satın almak.
Gülçiçek Dere fizik mühendisi, nükleer fizik alanında yüksek lisans yaptı. Şu anda biyoteknoloji doktorası yapıyor. Koronaya yakalandı, hastalığın etkileri devam ederken ciddi bir mobbing sürecinin ardından İstinye Üniversitesi’nden Kod29’la işten atıldı. Uğradığı haksızlığa karşı yasal mücadelesini sürdürüyor.
COVİD sürecinde en çok onlar çalıştı ama emekleri hiçbir biçimde görülmedi. Hiyerarşinin ve adaletsizliğin yoğun olduğu sağlık sektöründe,  hemşireler yaşamlarını kaybettiler, hırpalandılar performans sisteminde paylarına üç kuruş düştü. Ama “mücadeleye devam” diyorlar.
Hemşirelik bir  kadın mesleği ve tüm kadın meslekleri gibi emekleri görülmediği gibi değerli de bulunmuyor. Onlar pandemi sürecinin gizli kahramanı olmak istemiyor. Ağır çalışma koşullarının hafifletilmesini ve çalışmaktan doğan haklarını istiyorlar. İpek arkadaşımız mikrofonu uzattı.
İçeriklerimizi kaçırmamak için e-posta bültenimize ücretsiz abone olun!