medya

“o egemenlik ilişkilerini, yani örneğin kayınların gelin üzerindeki tahakkümünü, kocanın eşi üzerindeki tahakkümünü, çocukların çaresizliğini kıracak olan şey öncelikle kadınların ücretli ve güvenceli emekle geçinmesi, kamunun yani devletin ve toplumun denetimi, itirazı, müdahalesi… komşudan dayak sesi geldiğinde “aile içi mesele” denmemesi de buna dahil.”
sadece haberler, yorumlar değil, kurgular da değişti. ve dijital platformlar dışında bunun alternatifinin üretilmesi yönünde bir çaba, yok değilse bile çok çok sınırlı. ucuza ya da ücretsiz ulaşılabilen, özgürlükçü, eşitlikçi ve kolay tüketilebilir kurgular üretilmesinin yollarını düşünmeye başlamamızın zamanı geldi.
Tırmanan mülteci karşıtlığı ve ırkçılık en çok göçmen kadınları tehdit ediyor. Dil sorunu olan yasalara, yasalardan kaynaklanan haklara bile ulaşamayan, göçmen kadın işçiler, işyerlerinde ya üç kuruşa çalıştırılıyor ya da evde parça başı üretim yoluyla sömürülüyor. Evde, işte fiziksel ve cinsel şiddete karşı ise bütünüyle korumasızlar.
Medya erkek egemen bir sektör. Mesleğin kuralları ve çerçevesi erkekler tarafından belirleniyor. Sektörde kadına yönelik cinsel taciz ve şiddet yoğun olmasına rağmen, ifşa çok az. Yöneticiler hep erkek ve başka yayınlarda iş bulmanızı bir telefonla engelleyebilirler. Bunu ve pek çok konuyu TGS İstanbul Şube başkanı Banu Tuna ile konuştuk.
İçeriklerimizi kaçırmamak için e-posta bültenimize ücretsiz abone olun!