özgüven

Barutçu Tekstil’de üç ayı aşkın süredir direnişlerini sürdüren kadınlar, direnişle birlikte özgüvenlerinin yerine geldiğini söylüyor: “Bizim elimizde güç varmış, farkında değildik. Kendimizde güç hissettik. Bu sendikalılığın bize verdiği bir şey. Özellikle bayanların birbirine bu kadar kilitlenmesi… Dayanışma… Yapabiliriz, bir şeyleri değiştirebiliriz.”
Bazıları aileleri tarafından çocuk yaşta evlendirilmek için kimi yoksulluktan, kimi bakım işleri nedeniyle, kimileri de babaları istemediği için ilkokula gönderilmemiş. Yolları Halkevi’nin kursunda birleşmiş. Okuma yazmayı öğrenerek, mahalleden çıkmak, kaybolmadan bir yerden bir yere gitmek, hastanelerde zorluk çekmemek, istiyorlar.
Sema Koçal’ı döner keserken görenler şaşırıyor. Kimi “Maşallah” diyor kimi “Zor değil mi?” diye soruyor. O ise hayret edilecek bir iş yapmadığını belirterek, “Dünyanın yarısını kadınlar oluşturur, kalanını da kadınlar yetiştirir. Özgüveni yüksek kadını kimse yıkamaz” diyor. Döner ustası Koçal’ın gelecek planları arasında aşçısından personeline sadece kadınlardan oluşan bir restoran açmak yer alıyor…
“Kimseye muhtaç olmadan hayatımı yaşamak, huzurlu olmak, mutlu olmak, parasal olarak da kendimi geçindirmeye yetmek istiyorum.”
Birleşik Metal-İş Sendikası üyesi kadın işçiler, hem kadın hem de işçi haklarını kapsayan sıkı bir eğitimden geçtiler. Sendikanın düzenlediği işçi okulunun katılımcıları çok memnun. Eğitim fabrikalarda kadın ve erkek arasındaki eşitsizliğe, kadına yönelik şiddete, tacize karşı duruşta emekçi kadınlara güç kazandırıyor.
Evliyken eşi tarafından çalışması engellenen Melike Çaça, boşandıktan sonra kurduğu iş yerinin ikici şubesini açmaya hazırlanıyor. Çaça; “Bir kadın olarak birilerine bağımlı kalmamız isteniyor. Kadınlar istediklerinin peşinden gitsin çünkü hiçbir şey ulaşılmaz değil.” diyor.
İçeriklerimizi kaçırmamak için e-posta bültenimize ücretsiz abone olun!