sağlık emekçileri

Yedikule Hastanesi’nde bir hemşire, asistan hekim tarafından cinsel saldırıya maruz bırakıldı. Saldırıyı protesto eden hastane çalışanları, bu kamu kurumunda son iki yılda çok sayıda cinsel şiddet vakasının yaşandığını ancak bu vakaların üstünün örtüldüğünü, faillerin ise hastane yönetimi tarafından korunup kollandığını söylüyor.
Sendikalar Kongresi’nin (TUC) eski genel sekreteri Frances O’Grady, ülkede başlayan grev dalgasına, emekleri değersiz görülen kadın işçiler ile sendika lideri kadınların öncülük ettiğine dikkat çekiyor. Büyük sendikalarda yöneticilik yapan dört kadın, daha iyi ücret ve çalışma koşulları için verilen mücadelenin en ön safında yer alıyor.
Sağlık alanında 25-30 yıldır çalışan kadınlar 2018’den beri ek göstergeyi bekliyorlardı, bir tık daha insani bir emeklilik yaşayabilmek için. Yıllarını hastane koridorlarında geçiren, sağlık meslek lisesi mezunu binlerce kadın bu yasadan basit artışlarla yararlanabilecek, bu denli eriyen maaşlar karşısında yapılan ağza bir parmak bal çalma bile değil.
Ülkenin dört bir yanında sağlık emekçileri, insanca bir ücret, sağlıkta şiddetin ve angaryaların son bulması, Covid-19’un meslek hastalığı olarak kabul edilmesi için iş bıraktılar. Kadın sağlık emekçilerinin talepleri arasında; bütün gün çocuklarını bırakacakları parasız kreşler ve cinsiyet eşitliğini gözeten güvenli ortamlarda çalışmak da, bulunuyordu.
İpek hep hastanelerdeki ötekilerin haberlerini ve deneyimlerini paylaşıyor. Buralardaki erkler tarafından görünmeyen bu emeğin, yanlarında olduklarını düşündükleri vekillerce de görünmemesi üzerine yazmış bu kez. Bu bir sitem değil eleştiri…
Yıllardır yandaş sendikaların insafına bırakılan kamu emekçileri son iki toplu iş sözleşmesi sonrasında resmen sefalet ücretlerine mahkûm edildiler. Sosyal haklar zaten pazarlığın gündeminde bile değildi. Her kesimin ayrı ayrı etkilendiği bu dönem, sağlık çalışanları kadınlar için de çok zor geçiyor. Hemşireler anlatıyor.
‘İş koşulları sağlık ve sosyal hizmet emekçilerinde tükenmişliğe sebep oldu. Pandemi döneminde uykusuzluk, endişe, kaygı ve ölüm korkusu yaşadık. Buna rağmen kurumumuzdan yeterince destek ve anlayış görmedik. Çalışanları karşı karşıya getirmeye çabaladılar. Oysa sağlık hizmeti bir bütündür, bir ekip işidir. Birbirinden ayıramazsınız. Doktor, hemşire, röntgen çalışanı, radyoloji teknisyeni ve sağlık işçisiyle, memuruyla bir bütündür.’ 
Sağlık ekip işidir. Ekibin her bir üyesi, insanca yaşayacak temel ücret ve güvenli çalışma koşullarında ekip olarak, çalışmak istiyor. Bakanlığın ayrımcı tutumu sağlık emekçilerini isyan ettirdi. SES eylemdeydi.
İçeriklerimizi kaçırmamak için e-posta bültenimize ücretsiz abone olun!