sınıf

Ev kadınlığı belirtilenin aksine bize mutlu, güzel giden bir yaşamı vaad etmiyor. Aksine feda edilmiş bir yaşam, kimliği yok edilmiş, emeği değersizleştirilmiş kadınları işaret ediyor. Bu sebeple, kadınlığın doğası kurgusunun ardındaki kadınlık idealinin aksine normları yıkmak, geleneğe isyan etmek yaşamı yeniden inşa etmek gerekiyor.
“ona sadece bazı makalelerde ve sohbetlerde rastlıyorum.  kim o, nerede, dediğimde kaybolup gitmiş oluyor.  onu teşhir eden yazılarda yaşıyor “burjuva feministi”; o kadar çok şeyden sorumlu ki…  neyse ki vereceği zarar, sınıf perspektifi olanlar tarafından engelleniyor. bende de az buçuk sınıf perspektifi olduğu için bir miktar rahatlıyor içim ama keşke tanışabilseydik, belki benim de iki çift lafım olurdu kendisine.”
Gülnur Savran tarafından derlenen Cinsiyetler Arası Toplumsal İlişkiler ve Kesişimsellik kitabını, daha önce Feryal Kadın İşçi’de değerlendirmişti. Şimdi de Hülya, kitabın temel ekseni “cinsiyetler arası toplumsal ilişkiler” kavramını güncel siyasete değen yanlarıyla tartışmaya açarken, feministleri de tartışmaya davet ediyor…
1 Mayıs ülke solunun ve muhalefetinin bir araya geldiği sayılı günlerden biridir. Alanlarda gaz yediğimiz de oldu, halay çektiğimizde. Bu yıl bağımsız feministler olarak Maltepe’deydik. Ama feminist hareketin emeğe dair sözü her yerdeydi.
Şu an yıkıcı bir savaş var Kuzey’de. Ukraynalı kadınlar üzerindeki tahribatı da çok yüksek. Savaş ve ataerkillik arasında doğrudan bir bağlantı var. Nerede ordular çarpışıyorsa orada cinsiyet, sınıf ve ırk eşitsizliği derinleşiyor! Yazar Evelyne Accad “Cinsellik ve Savaş” adlı kitabında, savaşın erkekleri her zaman büyülediğini ve bir “varolma yolu” olduğunu söylüyor. Kadınlar içinse tam bir yokoluş! Ukraynalı kadınlar bu yokoluş sürecini anlattı.
İçeriklerimizi kaçırmamak için e-posta bültenimize ücretsiz abone olun!