yoksulluk

O, yaşamın zorluklarıyla çocuk yaşta mücadeleye başlayan ama sesini çok duymadığımız, kendi hayatının kahramanı milyonlarca kadın işçiden biri… Eski trikocu, overlokçu son birkaç senedir “yaşlı refakatçisi” olarak çalışıyor. Hatice Yardımcı, “Sabır, merhamet ve vicdan isteyen bir iş yapıyorum” diye konuşuyor.
Malatya’da konteyner kentlerde yaşayan kadınlarla, beden sağlığı, cinsel sağlık ve hijyenle ilgili yaşadıkları sorunları konuştuğumuz buluşmalarımızın ikincisini 8 Eylül günü gerçekleştirdik. Mamacash desteğiyle sürdürdüğümüz çalışmaya ağırlıklı olarak göçmen kadınlar katıldı. Sorunlar katmerleşmişti. Kâh güldük eğlendik kâh hüzünlendik.
Mahallede yaşayan bazı insanlar tarafından ilçe emniyetine şikayet edilmiş kayısı emekçileri. “Görsel ve ses kirliliği yaptıkları” iddia edilmiş! Hidayet mahallesindeki kadın emekçilerin doldurdukları kasalar, metreler boyunca yerlere serili bezlere dizdikleri kayısılar, “görüntü kirliliği” yaratmış! Açık havada gerçekleştirdikleri bu iş esnasında konuşmaları ise, “ses kirliliği” olarak dilekçeye konu olmuş. İşçi Neslihan, “kayısı patiği “sürecini anlattı.
“Kelimenin tam anlamıyla nefes alamıyoruz çünkü ne hukuki ne sosyal ne toplumsal ne ekonomik açıdan dayanabilecek gücümüz kalmadı. İktidarı gönderme konusunda halk muhalefet partilerinin önünde. Muhalefet partilerinin daha güçlü muhalefet yapması için bekleyecek takat de zaman da yok. Geçinemiyoruz. Cüzdanımızda para yok ama öfke çok.”
Çocuk yaşta evlendirilen Reyhan ve Emel’in hayatı hane halkına hizmet etmekle geçmiş. 6 ve 20 Şubat depremleri hayatlarını daha da zorlaştırmış… Pahalılıkla baş etmeye çalışırken kendi ihtiyaçlarını unutmuşlar. Çocukları için sağlıklı ve güvenli bir ortam yaratmaya çalışıyorlar. Konteyner kent koşullarında ne kadar mümkün?
Hemen hepimiz günbegün fakirleştiğimizin farkındayız ama sanırım bazılarımız bunu kabul etmekte biraz zorlanıyor. Nihayet fakiri kendimizin dışında aramaktan vazgeçip, kendimiz dahil ülkenin fakirlerini yan yana getirerek bu gidişe dur demenin yollarını bulma zarureti, dört yanımızı sardıkça sarıyor.
Almanya’da 40 yıl boyunca tam zamanlı çalışan her üç kadından biri, bu süre sonunda bin avro emekli maaşı bile alamayacak.
Ülkede para ya da zenginlik yok değil. Para da var zenginlik de. Lüks, şatafat almış başını gidiyor azınlık bir kesim için. Lale Devri yaşanıyor. Emekçilerin, işçilerin var ettiği zenginliği küçük azınlık kendi arasında pay etmek için sımsıkı tutuyor.
İçeriklerimizi kaçırmamak için e-posta bültenimize ücretsiz abone olun!