Fannie Sellins: O Kara Vadi’nin gözü pek sendikacısıydı

New Orleans’ta doğdu, hazır giyim fabrikalarında kadın işçilerin şartlarını değiştirmek için mücadele verdi. UGWA’nın (Hazır Giyim İşçileri Sendikası) yerel başkanı seçildi. Hapse girdi, sendika kampanyası ile dışarı çıktı. Sokaklar bizimdir, diyen Sellins, maden işçilerinin örgütlenmesinde de çalıştı. 26 Ağustos 1919’da örgütlü emeğin düşmanları tarafından öldürülene kadar bu görevi sürdürdü.
Paylaş:
Fitnat Durmuşoğlu
Fitnat Durmuşoğlu
fitnat.d@hotmail.com
Fitnat Durmuşoğlu fitnat.d@hotmail.com

New Orleans’ta doğdu, hazır giyim fabrikalarında kadın işçilerin şartlarını değiştirmek için mücadele verdi. UGWA’nın (Hazır Giyim İşçileri Sendikası) yerel başkanı seçildi. Hapse girdi, sendika kampanyası ile dışarı çıktı. Sokaklar bizimdir, diyen Sellins, maden işçilerinin örgütlenmesinde de çalıştı. 26 Ağustos 1919’da örgütlü emeğin düşmanları tarafından öldürülene kadar bu görevi sürdürdü.

Fannie Sellins, çocukluk soyadı ile Fannie Mooney 1872 yılında New Orleans’ta doğdu. Ailesi kısa süre sonra St. Louis’e taşındı. Babası bir ressamdı annesi evde çocuklara bakıyordu. Fannie sekizinci sınıfa kadar okula gitti. St. Louis’de hazır giyim işçisi Charles Sellins ile evlendi ve dört çocuğu oldu. Dördüncü çocuğun doğumundan kısa bir süre sonra kocası öldü. Hayatını devam ettirebilmek için Marx & Haas Giyim Şirketi’ne ait iki atölyeden biri olan hazır giyim fabrikasında çalışmaya başladı. On yaşındaki kızlar ve büyükanneler, haftanın altı günü, günde 10 ila 14 saat birlikte çalışıyorlardı. Maaşları haftada ortalama beş dolardan azdı. Çalıştıkları iş yeri yazın boğucu oluyor, kışın donuyorlardı. Fabrika bütün gün dışarıdan kilitleniyordu; bu, işçilerin izinsiz mola vermesini önlemek ve hırsızlığı azaltmak için fabrikalarda yaygın bir uygulamaydı. Daha sonra Chicago’ya taşındı.

Fannie Sellins, 1902 yılında Chicago ve New York’taki hazır giyim işçileri sendikası’nı duydu ve diğer bazı terzilerle birlikte St. Louis’de America United Garment Workers (UGWA) Local 67’yi (Amerika Birleşik Giysi İşçileri) örgütledi. 1909 yılında yerel sendika başkanı oldu. İlham verici ve tutkulu bir konuşmacı olan Fannie Sellins, tüm çalışanların temsil edilme ihtiyacından bahsetti ve güçlerinin dayanışmadan geleceğini söyledi.

Sendika için tam zamanlı olarak çalışmaya başladı. İşçilerin greve gitmesinden korkan Marx & Haas, işçi ücretlerini neredeyse iki katına çıkardı ve iş gününü kısalttı, ancak sağlıksız iş koşulları devam ediyordu. İşçilerin çalıştıkları ortam çok kirli ve havasızdı. Hazır giyim endüstrisindeki işçiler tüberküloz hastasıydı ve birçoğu ölümcül hasta olduklarında bile işe gitmek zorunda kaldı. Bir terzi, hastalığına rağmen asansöre bindirilmemiş ve altı kat merdiveni yürüyerek çıkmaya zorlanmış, çıkamayınca bir haftalık maaşı kesilmişti. Fannie ve diğer sendika işçileri bu durumu protesto etmek için 1909 yılında, Marx & Haas’a karşı dokuz saatlik iş günü, güvenli koşullar ve sendika temsili için greve gitti. Grev devam ederken yerel sendika lideri Hannah Hennessey tüberkülozdan öldü ve Fannie kadınlara öncülük etme rolünü üstlendi. Şehir şehir dolaşarak insanları grevle dayanışmaya çağırdı. Fabrikasında ve başka fabrikalarda kötü koşullar hakkında işçi sendikalarına giderek konuşmalar yaptı. İnsanlardan üzerinde “sendika yapımı” etiketi olan giysiler almalarını istedi. Grevcileri provakasyona getirmek üzere özel dedektifleri kullanan ve ardından grevcileri grev yapmaktan alıkoymak için mahkeme emri kazanan Citizens Industrial Alliance grubu tarafından desteklendi. İşçiler şiddete başvurmamaları için uyarıldı. Fannie “Sokaklardan kurtulmaktansa hapse girmeyi tercih ederim. Sokaklar bize ait” dedi.

İşçi kadınlar ve madenciler kardeştir

Aynı yıl Sellins, Illinois’deki bir grup kömür madencisi ile yaptığı konuşmada “Savaşmamıza yardım edin. Biz kadınlar fabrikalarda tehlikeli makinelerle çalışıyoruz ve çoğumuz korkunç şekilde yaralanıyor veya ölüyoruz. Kardeşlerinin çoğu madenlerde ölüyor. Aramızda bir sempati bağı olmalı, çünkü iki grup da günlük işlerinde tehlikeyle karşı karşıya kalıyor” diyordu. Amerika Birleşik Giysi İşçilerinin örgütlenmesine yardım etti ve ülke çapındaki toplantılarda grevciler için para toplayarak ve sendika karşıtı şirketleri boykot çağrısında bulunarak dikkatleri üzerine çekti. Özellikle madenciler ile güçlü bağlar kurdu. Ekim 1911’de sendika, daha yüksek bir ücret de dâhil olmak üzere birçok kazanım elde etti.

Louis’deki çalışmasının ve Chicago’daki görevinin ardından, United Mine Workers of America (UMWA) (Amerika Birleşik Maden İşçileri) ve UGWA tüm işçiler arasındaki bağı görünce Fannie’i örgütlenmeci olarak Batı Virginia’daki maden işçilerine yardım etmek ve onları üye kaydetmek için görevlendirdi. 1913 yılında Pittsburgh’a taşındı. Pennsylvania ve West Virginia Coal Company tarafından evlerinden zorla çıkartılan aileleri desteklemek için Batı Virginia’daki Colliers’ın sendika karşıtı bölgesine taşındı. Fannie, yoksulluk içinde yaşayan Batı Virginia’daki kömür madencilerinden etkilendi. Erkek çocuklar altı yaşında madende çalışmaya başlıyordu. Aileler yarı aç yarı tok, su bulunmayan çadırlarda yaşıyorlardı. Fannie, Colliers, Batı Virginia’daki grev yapan madencilerin aileleriyle çalıştı. Madencilerin grev için para toplamasına yardım etti. Fannie, oradaki işinin “aç kadın ve bebeklere giysi ve yiyecek dağıtmak, yoksul annelere yardım etmek, çocukları dünyaya getirmek, hastalara hizmet etmek ve ölenlerin gözlerini kapatmak” olduğunu söylüyordu.

Hapse girmekten korkmuyorum

Kömür işletmecilerinin dostu olan federal yargıç UMWA’yı yasa dışı ilan etti. Colliers’daki tüm sendika örgütlenme faaliyetlerini ve sendikalara üyelikleri yasakladı. Fannie, bu karara karşı çıktı yargıcın ifade özgürlüğünü ve örgütlenme hakkını engelleme girişimlerini önemsemedi. 1914 yılının Şubat ayında, Colliers, Batı Virginia’da 6 bin madenciye yönelik bir konuşma yaptı. Konuşmadan sonra “işçileri isyana çağırmakla” suçlandı ve 6 ay hapis cezasına çarptırıldı. ABD Kongre Üyesi Matthew M. Neely’nin yardımıyla UMWA, Sellins için bir halkla ilişkiler kampanyası yürüterek af istedi. Sendika, Fairmont’taki hapishane hücresinin parmaklıklarının arkasında oturan Sellins’in fotoğrafının bulunduğu binlerce kartpostal bastırdı. Kartın arka yüzünde Beyaz Saray’ın adresi yazılıydı. İmza kampanyasına yanıt olarak, Başkan Woodrow Wilson Aralık 1916 yılında Fannie’yi affetti. UMWA kefaletini ödeyene kadar üç ay hapis yattı. Sellins bir vatandaş olarak sahip olduğu haklar hakkında şöyle konuşuyordu: “Hapis cezası beni korkutmaz. Özgürüm ve yasalara uyduğum sürece bu ülkenin her yerinde yürümeye, konuşmaya hakkım var. Yaptığım tek yanlış, Colliers’da kışın acımasız fırtınalarından çıplak ayakları mosmor olan çocuklara ayakkabı götürmek oldu. O küçük ayaklara ayakkabı giydirmek yanlışsa, Colliers’a sürünecek ellerim ve ayaklarım olduğu sürece yanlış yapmaya devam edeceğim.”

Göçmenleri bilinçlendirdi

.

Batı Pennsylvania’daki kömür madencilerinin örgütlenmesine yardım etmeye devam etti ve binlerce madenciyi Amerika Birleşik Maden İşçileri (UMWA) sendikasına üye kaydetti. Haftanın yedi günü uzun çalışma saatleri, düşük ücretler, tehlikeli ve sağlıksız çalışma koşulları nedeniyle, I. Dünya Savaşı sırasında maden ve çelik endüstrisi işçileri hallerinden memnun değildi. İşçiler aile, eğitim, eğlence veya başka şeyler için çok az zamanı ve enerjisi kalıyordu. Polisin, mahkemelerin ve gazetelerin tamamına yakınını kontrol altına alan maden ve çelik şirketleri, işçilerin sendikalaşma ve daha iyi çalışma koşulları için mücadele etme çabalarını bastırıyordu. Pittsburgh’u çevreleyen şehir ve kasabalarda konuşma ve halka açık toplantılar yasaklandı. İşçiler, sendika toplantılarına ve Demokrat Parti’ye katıldıkları için işten atıldı.

Savaştan sonra UMWA tekrar grevler başlattı. İşçi hareketinin başarılı olması için çelik endüstrisinin örgütlenmesi gerektiğini düşünen UMWA, Ağustos 1919 yılında Fannie’yi çelik işçilerinin ailelerini greve dayanacak şekilde örgütlemek için Brackenridge ve Natrona da dâhil olmak üzere New Kensington’daki Allegheny Vadisi’ndeki kömür ve çelik şirketi kasabalarına gönderdi. Fannie Allegheny Coal and Coke Company‘deki grevci madenciler ile çalışmaya başladı. Allegheny Vadisi, maden sahiplerinin sendika organizatörlerine şiddetli baskısı nedeniyle “Kara Vadi” olarak adlandırıldı. Yetenekli, enerjik, idealist bir konuşmacı olan Fannie, bölgedeki binlerce madenciyi ve çelik işçisini sendikaya katılmaya ikna etti. Madencilerin evlerini ziyaret etti, eşleriyle konuştu ve hastalarına baktı. Göçmen madencileri, hakları konusunda bilinçlendirdi ve daha iyi çalışma koşulları talep etmeleri için onlara ilham verdi. Kara Vadi’nin kömür işletmecileri, Fannie Sellins’ten korktu ve onu tehdit etmeye başladı.

Vahşice öldürüldü

Fannie Sellins şirketlerin, işçiler arasındaki farklılıklardan yararlanarak onları bölmeye çalışacaklarını biliyordu. 14 maden işleten kötü şöhretli milyoner Lewis Hicks, UMWA ile müzakere etmek yerine, grevi kırmak için trenler dolusu Güneyli siyah işçiyi kasabaya getirdi. Hicks onlara grev kırıcı olacaklarını ya da bu yüzden tehlikede olacaklarını söylemedi. Sendikalı işçiler adamlara ulaşamasın diye tren kapılarını dışarıdan kilitledi. Tren madene geldiğinde Fannie trenin yanından koşarak içerideki adamlara “Grevi bozma, sendikayı destekle!” diye bağırdı. Adamları, tren penceresinden dışarı çıkıp onlara katılmaya teşvik etti. Alabama’dan 100 adam treni terk etti.

26 Ağustos 1919 yılında Fannie Sellins, Allegheny Coal and Coke madenciliği şirketi tarafından işe alınan şerif yardımcıları tarafından dövülen ve öldürülen grevci Joseph Starzelecki’nin yardımına koştu ve saldırganlar sopalarla onun da kafatasını ezdiler ve yüzünden vurarak öldürdüler. Daha sonra cesedini bir kamyonun arkasına attılar. 29 Ağustos günü New Kensington’da 10 bin kişi Joseph Starzelecki ve Fannie Sellins’in cenaze törenine katıldı. UMWA’nın onurlarına bir anıt diktiği Arnold, Pa.’daki Union Mezarlığı’na gömüldüler. Anıtta şunlar yazıyordu: “Örgütlü emeğin düşmanları tarafından öldürülen Fannie Sellins ve Joe Starzelecki’nin anısına. Birleşik Maden İşçileri, 26 Ağustos 1919 yılında ülke çapında bir çelik grevinin arifesinde Brakenridge’de vahşice vurularak öldürüldü.”

Anne Jones, Fannie’nin ölümünden 8 gün sonra UMWA toplantısında onun ölümünü bir cinayet olarak nitelendirdi. UMWA’ dan Phil Murray, Başkan Wilson’a ve valiye soruşturma açılmasını talep etti. Cinayete tanık olan birçok kişi suçluların isimleri söyledi, gazetelerde yayınlandı. Sonunda iki şerif yardımcısı tutuklandı. Ancak tanıklar korkutuldu. 1923 yılında Allegheny County jürisi, Fannie’nin ölümünün haklı olduğuna karar verdi ve Fannie’yi öldürmekle suçlanan iki kişi beraat etti.

Kaynak

Fannie Sellins – Antiwar Songs (AWS) https://www.antiwarsongs.org ›

Kickass Women in History: Fannie Sellins – Smart Bitches… https://smartbitchestrashybooks.com ›

Labor Day 2019- A Fannie Sellins Commemoration and A https://patriciademarco.com ›

https://rhapsodyinbooks.wordpress.com/2017.03.18/

Womens-history-month-kid-lit-review-of-fannie-never-flinched-by-mary-cronk-farrell https://labortribune.com/garment-workers-battled-for-their-place-in-a-fleeting-industry

Fannie Sellins Historic Marker – Clio – Theclio https://www.theclio.com

Lindsay Hand’s Art Brings Fannie Sellins Spirit to Life – Mother... https://www.motherjonesmuseum.org ›

Paylaş:

Benzer İçerikler

1983 Britanya’da büyük toplumsal çekişmelerin yaşandığı bir yıldı. Liverpool’da yüksek düzeyde sınıf mücadelesi yaşanıyordu ve kadın işçiler bu eylemlerde önemli rol oynuyorlardı.
1974’te kadınların sendika liderliğine yardımcı olmak ve TİS görüşmelerinde kadın sorunlarına daha fazla ağırlık vermek için kurulan ilk ulusal sendikal kadın örgütü İşçi Sendikası Kadın Koalisyonu’nun (CLUW) kurucularından olan Myra, bu konferansa başkanlık yaptı. CLUW’un ilk konferansına ülke çapında 82 işçi sendikası’ndan 3.000’den fazla kadın katıldı.
ABD işçi hareketinin en önde gelen kadın örgütçülerindendi. 1919 yılında 8 bin telefon operatörü genç kadının altı gün sürdürdüğü greve öncülük etti. Kadınların evlendikten sonra da ücretli işlerine devam edebilmesi, eşdeğerde işe eşit alması ve daha iyi koşullarda çalışması için yaşamı boyunca mücadele etti.
İrlandalı göçmen bir aileden gelen Josephine Casey, düşük ücretle sağlıksız koşullarda çalışan kadınları örgütleyerek sendika kurdu. Korse şirketinde çalışırken örgütlediği grev ise kazanımla sonuçlandı. O, aynı zamanda bir eşit oy hakkı savunucusuydu…
İçeriklerimizi kaçırmamak için e-posta bültenimize ücretsiz abone olun!