Feministlerden tekstil devi Inditex’e çağrı: Acarsoy’da yaşananlara göz yummayın!

Yoksulluğa Feminist İsyan, Acarsoy Tekstil’in üretim yaptığı tekstil devi Inditex’in Etik Komitesi'ne mektup yazdı, sendikalaştıkları için işten atılan 4 kadın işçiye yaşatılanları ve fabrikadaki hak ihlallerini tek tek anlattı. İşlem yapılmasını isteyen kadınlara komiteden “Talebinizi inceleyeceğiz” yanıtı geldi.
Paylaş:

Yoksulluğa Feminist İsyan, Bursa Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi’ndeki Acarsoy Tekstil fabrikasında, Öz İplik-İş Sendikası’na üye olduklarını için işten atılan ve 107 gündür direnişlerini sürdüren kadın işçiler için fabrikanın üretim yaptığı tekstil devi Inditex’e mektup yazdı.

Inditex’in Etik Komitesi’ne gönderilen mektupta, “Türkiye’deki imalatçılarınızdan biri olan Acarsoy Tekstil, yayımladığınız İmalatçılar ve Tedarikçiler için Davranış Kuralları’nı feci şekilde ihlal ediyor” dendi. Acarsoy çalışanlarının yüzde 70’inin kadın olduğuna dikkat çekilen mektupta, “Ancak kadınlar daha az ücret alıyor, erkekler gibi mola haklarını kullanamıyor, hor görülüyor ve ayrımcılığa maruz bırakılıyor. Cinsel tacize maruz kalıyor ve tehditlerle bunu örtbas etmeye zorlanıyorlar” ifadeleri kullanıldı.

Mektupta, işçilerin en azından çok temel insan hakları, sağlık ve güvenlik önlemleri için sendikalaşmak istedikleri, ancak dört kadın işçinin işten atıldığı hatırlatılarak, firmanın Acarsoy Tekstil’le ilgili işlem yapıp yapmayacağı soruldu.

Mektubun tamamı şu şekilde:

Sayın Inditex Etik Komitesi,

Türkiye’deki imalatçılarınızdan biri olan Acarsoy Tekstil’in, yayımladığınız ‘İmalatçılar ve Tedarikçiler için Davranış Kuralları’nı feci şekilde ihlal ettiğini size bildirmek zorundayız.

Aşağıdaki resimdeki dört kadın; Dilek Dündar, Öznur Mataracı, Selinay Yılmaz, Emel Didir, işyerinde karşılaştıkları mobbing, taciz ve toplumsal cinsiyet ayrımcılığına karşı uzun süredir mücadele ediyorlardı. Acarsoy çalışanlarının yüzde 70’i kadın, ancak kadınlar daha az ücret alıyor, erkekler gibi mola haklarını kullanamıyor, hor görülüyor ve ayrımcılığa maruz bırakılıyorlar. Cinsel tacize maruz kalıyor ve sosyal olarak dışlanacak olanın kendileri olacağı yönünde tehditlerle bunu örtbas etmeye zorlanıyorlar. Hatta sorumlulardan biri onlara, 2019’da eşi tarafından vahşice öldürülen Emine Bulut gibi olmak istiyorlarsa seslerini yükseltebileceklerini söyledi.

Yoksulluğa Feminist İsyan, Acarsoy Tekstil’in üretim yaptığı tekstil devi Inditex’e mektup yazdı, sendikalaştıkları için işten atılan 4 kadın işçiye yaşatılanları ve fabrikadaki hak ihlallerini tek tek anlattı. İşlem yapılmasını isteyen kadınlara komiteden “Talebinizi dikkatle inceleyeceğiz” yanıtı geldi.

Sağlık ve güvenlik önlemleriyle ilgili birçok şikâyetleri var. Örneğin hasarlı iş ayakkabılarını yenileriyle değiştiremiyorlar. Ayrıca aşırı ağır taşımaları sonucu oluşan sırt ağrıları gibi birçok sağlık sorunu yaşıyorlar. OSHA önlemlerine aykırı şekilde daha hızlı çalışmaya zorlanıyorlar.

İşçiler, en azından çok temel insan hakları, sağlık ve güvenlik önlemleri için sendikalaşmayı başlatmak istediler ve Öz İplik-İş Sendikası’na (IndustriALL Küresel Sendika üyesi olan Hak-İş’e bağlı) üye oldular. Bunun üzerine sözleşmeleri yönetim tarafından derhal feshedildi. İşçilerden biri 10 Mart’ta, diğer üçü 25 Mart’ta işten atıldı, kıdem tazminatları ödenmedi.

Şirket fesih gerekçesi olarak uydurulmuş etik nedenler ileri sürdü. 15 yıldır performans ya da etik konusunda hakkında hiçbir şikâyet olmadan çalışan işçilerden biri, ahlaksız tavırlarıyla şirketin etik kurallarını ihlal ettiğini belirten resmi bir mektup aldı. Bu durum, işçinin ailesi tarafından bile sosyal olarak dışlanmasına neden oldu. Bu işçilerin çocuklarından biri de kreşteydi, kadın işçi işten çıkarılınca çocuğu da kreşten ayrılmaya zorlandı, sonrasında sendika tarafından bu durduruldu.

Dört kadın fabrikanın yanındaki kaldırımda 100 günü aşkın süredir direniyor. Patron Emin Acar, gölgesinde oturdukları ağacı kesmek, arazinin çevresine çit çekmek ve diğer çalışanların onları görmemesi, onlarla iletişim kurmaması için servis güzergâhını değiştirmek gibi çok kötü taktiklerle direnişteki işçileri kovmaya çalışıyor. Misilleme korkusuyla sesini çıkaramayan diğer çalışanların desteğini aldıklarını biliyoruz.  

Feministler, 18 Haziran’da direnişteki kadın işçileri ziyaret etmişti.

Biz, İstanbul’dan bir grup bağımsız feminist ve farklı STK ve örgütlerden feministler olarak (Yoksulluğa Feminist İsyan kampanyası), onlara destek olmak ve seslerini topluma duyurmak için 18 Haziran Cumartesi günü yanlarındaydık. Acarsoy ile Zara arasındaki bağlantıyı henüz kurmadık, ancak bunu planlıyoruz.

Bu dört kadının hikâyesi artık yaygın olarak biliniyor. Pek çok kişi onları destekliyor ve Acarsoy’u temel işçi haklarına, işçilerin sendikalaşma hakkına saygı göstermediği için suçluyor. Bu firmanın sizin için hammadde ürettiği göz önünde bulundurarak herhangi bir işlem yapmayı düşünüyor musunuz diye soruyoruz. Acarsoy’un bu tavrı, üretim yaptığı şirketlerin de tavrı gibi görülecektir.

Yanıtınızı bekliyoruz.

Yoksulluğa Feminist İsyan

Komiteden yanıt: Dikkatle inceleyeceğiz

Inditex Etik Komitesi’nden gelen yanıtta, “Başvurunuzu aldık. Etik Komitesi, talebinizi dikkatlice inceleyecek ve bir dosyanın (ve ilgili soruşturmanın) açılması veya konunun başka bir şekilde yetkili departmana havale edilmesi durumunda sizi bilgilendirecektir” ifadeleri kullanıldı.

Paylaş:

Benzer İçerikler

70 gündür fabrika önünde direnen Polonez işçileri kadın örgütlerini ve feministleri dayanışmaya çağırıyor. Bu çağrıyı ilettiğimiz ve iletimize cevap veren kadın örgütleri “boykot ve dayanışma eylemleri yapalım” fikrinde ortaklaşıyor. O halde gelin Polonez’de kadın işçilerin taleplerini yaygınlaştırıp, seslerine ses katalım…
Türk-İş dün 81 ilde “Zordayız, geçinemiyoruz” diyerek eylem çağrısı yaptı. Ancak işçiden habersiz, fabrika ve işyerlerinden uzak bir eylemden beklenileceği üzere zayıf görüntüler ortaya çıktı. İstanbul’daki eylem bunun en sarih örneği oldu.
CarrefourSA Esenyurt depo direnişinin ikinci gününde kadın işçiler Gülşah, Emel, Perizade ve Esra ile konuştuk. Esra “Bugün onlara olanın bize de olacağını biliyoruz,” Gülşah “İçeride can güvenliğimiz yok” Emel “Bir beyaz yakalı bir kadın çalışanı taciz edebilir mi?” Perizade ise “Biz illallah ettik buradan, sesimizi duymaları gerekiyor” diyor.
Bizlerin bütçesine daha ‘uygun’ market raflarında sıkça gördüğümüz, işlenmiş et ürünleri markası olan Polonez, bir süredir işçi ve sendika düşmanlığıyla anılıyor. Fazla mesai dayatmasıyla ev yüzü görmeden çalışan kadın işçilerin sendikalaşma mücadelesini tanımayan Polonez’de kadınlar, düşük ücretlerle ağır işlerde hakarete maruz kalarak çalışıyor.
İçeriklerimizi kaçırmamak için e-posta bültenimize ücretsiz abone olun!